Bazı kadınların en yakın düşmanları kendileri!

Dün gece Okan’ın programına takıldım yine. Pazartesi akşamları Sevil Atasoy’la yaptığı program bence en güzeli. Çünkü konukları genellikle doktorlar avukatlar. Böyle olunca da Okan pazartesi günleri diğer programlarında olduğu gibi, “herbokolog”luğa soyunmuyor, toplum mühendisliği, ahlak komiserliği rollerini üzerinden atıyor, konuklarını da aşağılayamayacağından dolayı, ortaya daha seviyeli bir program çıkıyor.

Haberin Devamı

Ayrıca konular da ilginç ve merak edilenlere dair olduğundan, program kendini seyrettiriyor.

 

Dünkü konu “DNA”ydı… Son yıllarda başımıza pek bir musallat oldu kendileri.

 

Karısını aldatan kocanın, cinayet işleyen katilin, hırsızın, kumarbazın, alkoliğin, sapığın, manyağın, aklınıza gelen her türlü anormal durumun hiçbirisinin gerçek suçlusu biz değilmişiz. Tüm suç genlerimizdeymiş.

 

“Bana DNA’nı söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”

 

Dönelim yazının başlığına, beni çıldırtan ana konuya.

 

Haberin Devamı

Dün gece programın benim izlediğim bölümüne telefonla iki hatun kişi katıldı. Bir tanesi şu dertten muzdaripmiş: Aynı anda iki adamla berabermiş ve hamileymiş. Acaba çocuğunun babasının kim olduğunu öğrenmek için adamlara nasıl bir taktik uygulamalıymış. Ha bu arada rahat konuşabiliyormuş, çünkü adamlardan biri av seyahatindeymiş, diğeri de bilmem nerde….

 

Bir de bunların üzerine demez mi, “Ay babam duysa öldürür beni. Biz doğuluyuz.” diye…

 

Diğer hatun ise evli bir adamdan çocuk peydahlamış, çocuğuna kimlik derdindeymiş ama babalık davası açarsa adam kadını evden atacakmış, ne yapsaymış bu zavallı hatun?

 

Benim yakalayabildiklerim bunlar ve bunların bir sürü örneği ülkemizde var.

 

Hep erkeklere bok atarız, kadınları ne hallere düşürüyorlar diye.

 

Ey hatun takımının bazıları, siz kendinizi ne duruma düşürdüğünüzün farkında mısınız?

 

Valla çıldırıcam! Gelicem, sizin gibileri bir bir bulup saçınızı başınızı yolucam! Zaten bir tanenizi elimden kaçırdım, kal geldi yolamadım… Tüm hırsımı sizlerden alıcam!

 

Haberin Devamı

Bazı kadınların en yakın düşmanları kendileri

 

Erkekleri geçtiniz. Adamlar sizlerin yanında süttençıkmış ak kaşık kaldılar.

 

Kadınların gururunu onurunu dumura uğrattınız! Yemediğiniz halt kalmadı. Yatağa yatınca nasıl uyuyorsunuz, nasıl bir haz duyuyorsunuz? Metres olmaktan, yuva yıkmaktan, aynı anda üç beş adamın koynuna girmekten ne anlıyorsunuz?

 

İşiniz gücünüz av sizin. Kafa koparma, yuva yıkma, ihanet, kalleşlik!

 

Sizin gibilere fahişe demek iltifat olur. Hiç değilse fahişe, bu ismi kabulleniyor. “Benim seçimim paramı böyle kazanıyorum.” diyor.. (Zorunlu yapanı da Allah tez zamanda kurtarsın.)

 

Bir de sizler ortalıkta namus abidesi gibi dolaşıp, çevirdiğiniz dolapları da eşe dosta kıvrak kıvrak anlatmaz mısınız!... Valla tam dayaklıksınız…

 

Haberin Devamı

Ağır laflar ediyorum evet. Gazetede yayınlanacak olmasa daha neler derdim ben sizlere de… Diyemiyorum işte!

 

İnşallah bu yediğiniz haltlara sebep genleriniz değildir. Ailenizde bu konuda sizler ilk ve sonsunuzdur.

 

Ben en çok sizi doğuran anaya, karnınızı doyurmak için binbir zorluklarla çalışan babalarınıza ve de karnınızdaki çocuklara acıyorum.

 

Şimdi bu yazıyı okuyun, benden nefret edin, bana kızın, küfredin, beni elinize geçirseniz nasıl saçımı başımı yolarsınız onları hayal edin.

 

Sonra kalkın Allah’a elinizi açıp, eğer bildiğiniz dualar varsa onları da okuyun, af dileyip tövbe edin.

 

Allah sizleri bile affeder merak etmeyin. Ayrıca bundan sonra yuva yıkmayacağınızdan, muhtemelen alma ihtimali olduğunuz bedduaların da altında ezilmekten kurtulmuş olursunuz…

 

Haberin Devamı

Not-1: Bu tip hatunlar, sakın bana şu şekillerde e postalar yollamayın:

 

“Ay ama adam zaten mutsuzdu evinde. Ayrılacakmış karısından. Aşkı buldu bende… Vs. Vs.”

 

Cevabım belli:

 

“Hadi len! Sana mı kaldı adamı mutlu etmek?!..”

 

Not-2: Sevgili dostlar, daha önce yazmıştım, “Sizlere bir sürpriz hazırlığı içindeyim” diye. Ama yapmayı istediğim şey öyle üç beş günde hallolacak kadar kolay değilmiş. Bu nedenle biraz daha zamana ihtiyacımız var. Eğer başarabilirsek çok hoş olacak.

 

Yazarın Tüm Yazıları