Başbakan’ın gözden kaçırdığı 3 gerçek

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam kampındaki kapanış konuşmasının ardından dün Ankara kulisleri hareketlendi.

Erdoğan’ın konuşmasının satıraraları, "Ankara’da Gökçek ile devam mesajı mı?" yorumlarını da beraberinde getirdi.

Ancak yeniden aday gösterilecek AKP’li büyükşehir başkanları için Erdoğan’ın çizdiği "haftalık yol haritası", kulislerde bu yorumların erken olduğu değerlendirmelerine de yol açtı. Erdoğan’ın AKP’nin 12 büyükşehir belediye başkanının kaderiyle ilgili açıkladığı kronoloji şöyleydi:

Başbakan’ın yol haritası

Yarın 12 büyükşehir belediyesini kazandığımız ilde temayül yoklaması yapılacak.

n Bu yoklamada bakanlar, milletvekilleri, parti-örgüt yöneticileri, belediye, il genel meclisi üyeleri, kadın ve gençlik kolları yöneticileri, mahalle temsilcileri başkanlarla ilgili oy kullanacak.

n Yoklamaların sonuçları MYK’da değerlendirilecek ve en geç cuma günü "yola devam" denilen adaylar açıklanacak.

Kulislerde Başbakan’ın açıkladığı bu yol haritasına bağlı kalacağı ve perşembe gününden önce herhangi bir büyükşehir belediye başkanı hakkında mesaj vermeyeceği seslendiriliyor.

Odalara yüklendi kavşağı savundu

Başbakan’ın Kızılcahamam mesajları, kendi "temayülünün şifreleri" konusunda da irdelenebilecek bir metin.

İlk göze çarpan, Başbakan’ın bazı eleştirilerinin Başkan Gökçek ile benzerliği. Başbakan da konuşmasında Gökçek gibi odaları, özellikle Mimarlar Odası’nı hedef aldı. Tümüyle benzer bir söylemle, odaları "ideolojik olmakla, sol zihniyetle, inatçılıkla" suçlayarak, eleştirilerini şöyle sıraladı:

"Öyle rahat rahat, ben Belediye başkanı oldum yok. O heyecanı yakalayacaksın. ’Efendim, ama işte mimarlar odası ne der? Mimarlar odasının böyle bir derdi yok ki. Varsa başımız, gözümüz üstünde. Ama bir deseler bize ’Şöyle yapsanız çok güzel olacak.’ Aslında sivil toplum örgütlerinin yapması gereken bu değil mi? Bu. Ama bunu yapmazlar. Tam aksine hemen Danıştay’a dava açarlar, bilmem nereye dava açarlar. Bunlar yapılmasın derler. Bir de Belediyelerimiz bunlarla uğraşır. Yapılacak olan birçok şeyi şu anda yapamıyorsak inanın bu odalar sebebiyle yapamıyoruz. Çünkü halka çok uzaklar ve her şeye yaklaşımları ideolojik."

Başbakan konseyi gözden kaçırdı

Oysa Başbakan’ın bu açıklamasında gözden kaçırdığı çok önemli bir gerçek vardı. Ankara Hürriyet’in ısrarlı çağrılarının ardından Ocak 2007’de Büyükşehir bir "Kent Konseyi" oluşturdu. Konseyin amacı da "konseydeki temsilcilerin kent sorunlarını ortaya koyarak, idarecilerden çözüm yolları üretmelerini istemeleri, görüş alışverişi yapabilmeleri"ydi.

Konseyde tam 160 üyeye yer verilecekti. Ancak bu üyeler arasında mimarlardan, şehir plancılarından bir tek üye bile yoktu. Yani Başbakan’ın konuşmasındaki gibi "Şöyle yapsanız iyi olur" diyecek bir kişi bile kent konseyine alınmamıştı. Konsey de zaten göstermelik kaldı.

Rusya-Tokyo kavşağa değil metroya örnek

Başbakan’ın Başkanı ile aynı söylemdeki ikinci açıklamasında da gözden kaçırdığı başka bir sorun vardı. Erdoğan "Hala bu sol zihniyet katlı köprülü kavşak fikrine karşı. Modern şehirlerde, dünyada böyle şey yok diyorlar. Demek ki bunlar Rusya’ya gidip dolaşmamışlar. ABD’ye git var. Tokyo’da bırak tek katlıyı, beş katlı yollar var" dedi.

İşte sorun da tam buradaydı zaten. Kavşaklara örnek verdiği yerlerde, yani Rusya, ABD ve Tokyo’da dünyanın en yaygın, modern toplu ulaşım olanakları, metro ve raylı sistemler vardı. Kavşaklar amaç değil toplu ulaşımın bütünselliğinde, planlamasında, yaya öncelikli trafik sisteminde bir araçtı sadece.

Metro 14 yıldır "Cek’li cak’lı"

Kızılcahamam konuşmasında, gözden kaçırdığı üçüncü sorun da metroydu zaten. "Belediyelerde yaptık, ettik diye konuşacağız. Cek’li cak’lı konuşmayacağız. Biz başlarız, tarih veririz ve o tarihte de evelallah bitiririz. Bizim özelliğimiz bu. Bugüne kadar biz hep verdiğimiz sözleri tuttuk"" diyen Başbakan, Ankara’da 14 yıldır her seçimde "Hemen bitecek" sözü verilen ama hayata geçirilemeyen metroya değinememişti.

Çayyolu metrosuna da, 2001 yılında temeli atılan 2004 yılında biteceği açıklanan Sincan Metrosu’na da...

2006 yazında "Ankara’da 240-260 kişi kapasiteli 100 metrobüs alımı için ihaleye çıkacağız" vaatiyle, yine 5 yıldır tek adım atılmayan, hafif raylı sistem haline dönüştürülecek banliyö tren hattı vaadine de değinmedi.

İstanbul’a Marmaray için 7.5 milyar dolar destek verilirken, sonunda "Bazı yatırımlar vardır bunlara belediyelerin gücü yetmez. Metroya para lazım. Uzaydan mı getireceğim..." diyen Başkan Gökçek’e, Başkent’e metro için 1 milyar doları neden ayırmadıklarına da...

Ankara sadece bu hafta açıklanacak temayül yoklamasının sonuçlarını değil, yeni dönemde Başkent’in çözüm bekleyen sorunlarına karşı Başbakan’ın, hükümetin temayülünü, ilgisini de merak ediyor kuşkusuz.
Yazarın Tüm Yazıları