Baba'nın memleketi

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Baba durmadan dolaşıyor. Memlekette basmadık yer bırakmadan temeller atıyor, açılışlar yapıyor. Demirel'in devlet ve siyaset adamlığı, mühendis kimliği ile bütünleşiyor. Hemen her gezide bunu gözlüyorum. Hele uçak veya helikopterdeyken; ülkenin dağını bayırını, köyünü kasabasını, deresini barajını anlattıkça, yüzünde güller açıyor:

‘‘Bu toprakları çok seviyorum, bu insanları çok seviyorum.''

Bilmediği yol, tanımadığı belde yok:

‘‘Bak aşağıdaki yeşillik yerler pancar tarlaları. Vah vah, şu anızları (biçilmiş buğday tarlaları) yakmayın diyoruz, gene yakıyorlar. Bak şu göletleri ben getirdim ülkeye. Boncuk boncuk, 1.600 gölet yaptık. Suyu nerede bulursanız tutun dedim. Su olan yerde yeşil fışkırıyor. Su hayat.''

MÜHENDİSLİK KİMLİĞİ

Hacıbektaş'tan havalanmadan sohbetimiz başladı. Siyaset adamlığı ile mühendislik kimliği hemen ortaya çıktı:

‘‘Bu parlamento herkesin parlamentosu. 93 küsur saat konuştular. Kendi kendilerine leke sürüyorlar şimdi. Bak, burası Mucur. Buranın bağları vardır. Aşağıya yemyeşil uzanır. Düzenli bir kasabadır. Çok okumuşu vardır. Ankara'da çok Mucurlu vardır. Hangi siyasi görüşte ve inançta olursanız olun barışı yaşayalım dedim, diyorum. Bak, Seyfe Gölü. Harika bir yer.''

Yine siyasi konuya dönüyor:

‘‘Bu manzaraya âşığım. 52 yılda en az 50 kere gördüğüm ve doyamadığım manzarayı çok severim. Her defasında heyecanlanırım. Beni alakadar eden bu köydür. Ben köyün nesine bakarım, bilir misin? Evlerin üstü kiremitlenmiş. Birkaç tane toprak dam var, onlar da ahır. Kiremit medeniyetin işareti. Bu Petlas, temelini ben attım, açılışı da biz yaptık. Şimdi özelleştirildi.''

Baba, devam ediyor:

‘‘Burada görünen küçük sanayi sitesidir. Kırşehir'in nüfusu aşağı yukarı 100 bin oldu. Çok güzel bir şehirdir, pırıl pırıl. Bu yeşil hattı. Çünkü tepesinde Çoğun Barajı var, onu da biz yaptık.''

TEMELLER, AÇILIŞLAR

Birden gözleri daldı, eskiye döndü:

‘‘1960'ın 7 Şubat'ında Kırşehir'e geldik, rahmetli Adnan Bey'le. Kırşehir ile barışıyoruz. Önce ilçe, sonra il yapıldı ya. Hacıbektaş'a da gittik. Türbenin hali haraptı. Türbeye girip çıktık, çok iyi hatırlıyorum, rahmetli Atıf Benderlioğlu vardı. Kar yağıyordu. Rahmetli bana, 'Süleyman Bey, Süleyman Bey... Bak yarın gazeteler ne yazacak, Menderes artık türbelerden medet umuyor diye yazacaklar' dedi. Bak burası Özbağ Kasabası yemyeşil. Çünkü Çoğun Barajı'ndan su geliyor, suyun bereketi bu. Hirfanlı orada bak. Özbağ çok güzel bir kasaba, çoğu Avrupa'da. Hirfanlı'nın temeli 1955'te atıldı, açılışı 8 Ocak 1960 günü yaptık.''

Ankara'ya yaklaştık. Baba, dünün ve bugünün programını okudu:

‘‘Adapazarı'nda büyük açılışlar yapacağız. Sonra Isparta ve Dinar var. Seni 20 Ağustos'ta Isparta'ya götüreyim, Dinar'a da geçeceğiz.''

‘‘Mutlu olurum, üstelik benim doğum günüm.''

Baba'nın neşesi iyice yerine geldi:

‘‘İyi ya işte, iyi bir doğum günü kutlaması olur.''

55 yaşıma bugün Cumhurbaşkanı ile gezerken gireceğim. İstanbul'dan sabah Isparta Süleyman Demirel Havalanı'na uçacağız. Temel atmalar, açılışlardan sonra Dinar'a geçeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları