Babacan'ın Çin'de ne işi var?

HAZİNE'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte Çin'e gitti. Erdoğan'ın yanında zaten Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen vardı ama Babacan da gitmeyi tercih etti. Ya da öyle talimat geldi...

Şahsen böylesine bir dönemde Babacan'ın Çin'de ne işi olduğunu anlamış değilim. Aynı soruyu yönelttiğim bir danışmanı ‘‘önemli rutin görüşmeleri olduğunu’’ söyledi ama hangi önemli görüşmeler anlamadım. Zaten piyasalar da anlamadı...

Salı günü Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanun Tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ele alınacaktı. Ancak ilgili bakan Babacan Çin'de olduğu için bu tasarının görüşülmesinin ertelendiği söylendi. Bu tasarı geçen Hükümet döneminde sunulmuş ve biran önce çıkması istenmişti. Niyet mektuplarında bu düzenlemenin yasalaşacağı hükmü yer alıyordu. Tasarı Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan sonra Genel Kurul'dan geçebilirdi ama Bakan Çin'de olduğu için bu gerçekleşemedi.

Bu hafta ekonomi açısından çok yoğun ve kritik bir hafta. IMF 1. Başkan Yardımcısı Anne Krueger dün İstanbul'a geldi TÜSİAD ve Bankalar Birliği ile görüştü bugün de Ankara'da olacak ve ekonomiden sorumlu bürokratlar, bakanlar ve Başbakan ile görüşecek. Artık herkes biliyor ki; Krueger, Hükümetin ekonomik program konusundaki kararlılığını test için geliyor ve Türkiye'nin, Irak operasyonu için ABD'nin yanında yer almasından bağımsız olarak, IMF'yle 4. gözden geçirme çalışmalarının artık tamamlanması gerekiyor. Bu gözden geçirmenin tamamlanması, yani IMF ile ilişkilerin sürmesi açısından Krueger'ın ziyareti çok kritik.

Sadece Krueger da değil, Dünya Bankası'nın Türkiye'den sorumlu Başkan Yardımcısı Johannes Linn de bir gün arayla Ankara'da olacak. Cuma günü de Linn, Başbakan dahil, birçok bakanla bir araya gelip, niyetlerini anlamaya çalışacak.

Her şeyden önce şunu söyleyelim ki; Krueger'ın gelişi öyle ‘‘Davet edildi de geldi’’ şeklinde açıklanacak kadar basit bir nedene dayanmıyor. İkincisi; Krueger ile Linn'in bir gün arayla Ankara'ya gelip, başbakan dahil bütün siyasi yetkililerle görüşmesi de basit bir rastlantı değil. Hükümet biliyor mu bilmiyoruz ama, IMF ile Dünya Bankası çok eşgüdümlü çalışırlar ve biriyle sıkıntı yaşarsanız diğeri ile de ilişkiniz kesilir. İşte iki yetkili de bir gün arayla, bu nedenle geliyorlar...

RAKAM BULUNAMADI

Bu kadar önemli iki görüşme öncesi ekonomi yönetiminin çok iyi hazırlık yapması gerekiyor. Bürokratlar zaten çalışıyor, özellikle yüzde 6.5'luk faiz dışı fazla rakamını bulmak için hangi harcamalardan tasarruf ederiz, hangi geliri sağlarız diye iğneyle kuyu kazıyorlar ama bu rakamı bulmuş değiller. Bu aşamada mutlaka siyasi iradenin devrede olması gerekiyor. Seçenekler ortaya çıkıyor ama siyasi otoritenin bu seçenekler arasında karar vermesi de gerekiyor. Üstüne üstlük hem IMF'yle hem de Dünya Bankası ile ilişkileri götürecek Hükümetteki tek yetkili Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı'dır. Yani bu işin sorumlusu olan kişi bu kadar kritik görüşmeler öncesi yapılan hazırlıklara katılmıyor, Çin'e gidiyor...

Bu arada hafta sonunda yapılacağı duyurulan Yüksek Planlama Kurulu Toplantısı'nın bir ara Salı gününe alınması düşünüldü. Maliye, Salı günü yapılacak bu toplantıya hazırlanıyordu ki; toplantının bakanlar olmadığı için ertelendiği söylendi. Babacan bu sabah gelip, bir-kaç saat sonra Krueger ile görüşmeye girecek.

Peki gerçekten Babacan'ın Çin'de önemli bir işi olabilir mi, biz mi kötü niyetliyiz? İnanın başka yerlerden de araştırdım, öyle önemli bir işini kimse sayamadı.

Konuyla ilgili Bakan Tüzmen gitmeden önce ‘‘Çin'e fındık satıyoruz’’ demişti. Zaten Çin'den Tayyip Erdoğan'ın fındık kavanozları ile fotografları yeraldı.

Kimbilir, bu kadar kritik görüşmeler öncesi Babacan IMF'yle görüşmelere hazırlanmak yerine Çin'e fındık satmaya gitmiştir, ne dersiniz?
Yazarın Tüm Yazıları