Ayşe'nin Gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Sıra sizde... Bana müsaade!

E-mail 1/

İŞŞİZLİK CİNNETİ

Önce dedim ki, ‘‘Piyasada kriz var!’’. Sonra dedim ki, ‘‘Herhalde hükümet kurulunca herşey düzelecek’’. Eee, hükümet de kuruldu, şimdi n'oluyor, valahi ben bilmiyorum! ‘‘İnsan Kaynakları Sayfası'na bak’’ demeyin, yemin ederim çığlık atarım çünkü her pazar zaten onlarla içiçeyim. Anlıyorsunuz değil mi, 6 aydır komik bir şekilde işsizim! ‘‘İş bulamadın mı hala?’’ sorusu karşısında cinnet geçirmemeye gayret ediyorum. Üstelik üniversite mezunuyum ve İngilizce biliyorum. Tamam, suçlu biraz da benim, çok idealist davrandım: İlla da İnsan Kaynakları konusunda çalışma hayallerine kapıldım. Biricik arkadaşlarım, ‘‘Boşver önümüz yaz, tatil olur senin için’’ diyorlar. Aman ne güzel! Sürekli sağa sola faks çekmekten, anlamsız mülakatlara girmekten ve çokuluslu firmalardan gelen kibar ama olumsuz yanıtlara bakıp üzülmekten, çok ama çok sıkıldım. Üstüne üstlük arabam da arıza yaptı. Yani hayret bir şey, ben daha kazanamazken, para, kendine harcanacak yer buluyor! Allahtan, iş yapmasam da vaktimi doldurucak bir şeyler buluyorum da kafayı yemekten teğet geçiyorum. Neyle mi ilgileniyorum? Arjantin Tangosu ve Pera Güzel Sanatlar Merkezi'nde Flamenco dersi! (Eva)

Yanıt 1/

HANGİ ÇALIŞMA?

En iyisini yapıyorsun. Ben de oraya kaydolabilir miyim? Senden çok umutluyum, (hayır iş bulacağından değil!) Flamenco ve Arjantin tangosu konusunda. Bu çaresizlikle Carlos Saura'nın bile dikkatini çekecek kadar büyük bir yetenek olacağından eminim! Ayrıca biliyor musun, arkadaşların haklı önümüz yaz... Hem sen hangi çalışmadan bahsediyorsun!

E-mail 2/

CEHENNEM SICAĞI

Sizin için ne kadar önemli bilmiyorum ama ben sizi çok beğeniyorum. Biliyor musunuz, şu anda öyle bir sıcak var ki büroda, klima bile yetmiyor bu cehennem sıcağını azaltmaya. Bir de sizin ateşiniz eklenince, buzdağları bile yetmeyecek volkanımı söndürmeye. (Alparslan Niğdelioğlu)

Yanıt 2/

DUŞ AL CANIM

Alparslancım, insanın ateşi kırkı geçerse tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Aspirinle sirkeyi karıştırıp el ve ayak bileklerine sürmek gerekir ki, ateşi düşsün, havale geçirmesin! Bak aklıma başka bir şey daha geldi: Yıllar önce bir röportaj yapmıştım, muhteşem bir adamdı, 80 yaşındaydı ve çok çapkındı: Rahmetli Kemal Dedeman. Bütün hayatı boyunca, ne zaman ateşle yansa hemen banyoya girip soğuk suyla duş yaptığını anlatmıştı. Çok iyi geliyormuş. İnsan hem sakinleşiyor, hem de sağlıklı ve diri kalıyormuş. Bir dene istersen!

E-mail 3 /

ONAYLANMAK İSTİYORUZ

Her ‘‘cinayetten’’ sonra acılarımız tazeleniyor. Hangisi için üzüleceğimizi bilemiyoruz. Geçenlerde ölen Sima için mi, daha önce öldürülen Esmeray için mi? Kaderimiz deyip çekelim mi? Yoksa ‘‘Travesti Avı’’, ‘‘Otobanı Mesken Tutan Travestiler’’ manşetlerini mi bekleyelim? Hayat kolay değil biliyorum: Ama siz de bilin, bizim için de değil! Toplum bizi dışlıyor, cenazelerimiz bile mezarlıklarda kabul görmüyor, bunlar yetmiyormuş gibi artık canımıza da kastediliyor. Sima arkadaşımız, bir karakolun sivil ekipleri tarafından kovalanırken E-5 karayolu üzerinde bir arabanın çarpmasıyla can verdi. Bizleri üzen polisin sanki bir katili kovalıyormuşçasına kovalaması, joplaması, hakaretlerde bulunması. Her ne kadar topluma psikopat, hapçı, sapık gibi tanıtılsak da, bizler de sevebilir ve en az sizin kadar sevilmek ve onaylanmak isteriz. İstanbul'da 3000 travesti yaşıyor. Söyler misiniz fuhuş yapmaktan başka çaresi olmayan bu insanlar nerede çalışacak? Beyoğlu'nda var olan 10-15 kulüp 3000 kişiyi geçindiremiyor. İş sahası yaratıldı da, fuhuştan vaz mı geçmedik? Tamam çözüm arayalım: Belli bir bölgede otostop yapmamız için izin verilemez mi? Ya da yasal olarak belli evler açılıp tıpkı genelevlerde olduğu gibi vergi alınamaz mı? Bunları dile getirdiğimiz zaman, yanıt bir İslam devletinde böyle bir şeyin söz konusu olamayacağı. İyi de dinimize göre zinanın her türlüsü yasak. ‘‘Kadına erkeğe serbest, eşcinsele yasak!’’ denmiyorki. Gönül isterdi ki fuhuş yapmadan yaşayabilelim. Ama bunu artık geçtik. Hiç olmazsa, eziyet edilmeden, her gün otobana kurban vermeden yaşayalım. (Hande Güngör)

Yanıt 3 /

KEŞKE ELİMDEN GELSE

Sevgili Hande, sana katılmamama imkan yok. Bütün toplum dışına itilmek zorunda kalanlar gibi sizlerin yaşadıklarını da anlıyorum, üzülüyorum ve keşke elimden birşey gelse diyorum. Ama sen, sizler de biliyorsunuz ki bu mümkün değil. Yapabileceğimiz en fazla şey, duygularınızı, düşüncelerinizi, çözüm önerilerinizi diğer insanlara iletmek. Farklı olanlar için hoşgörü istemek. Ama bu soruna çözüm bulabilmek anlamına gelmiyor. İyilikler diliyorum.

E-mail 4 /

TERK EDERSE

... Şu sevgilin yok mu, ben onu şanslı buluyorum. İyi ama sen onda ne buluyorsun! Ama helal olsun, seni kandırmış ya. Bak ne dicem: Hani olmaz ya, ayrılırsan veya seni terk ederse, lütfen bana bildir, iki elim kanda olsa gelirim. Tabii ayrılmanı istemem ama umut işte! (Muharrem)

Yanıt 4 /

MEMNUNİYETLE

Terk ederse... Memnuniyetle! Ama bak, ben de sana ne diyecem: Onda ne bulduğumu az buçuk biliyorum da, sende ne bulacağımı hiç bilmiyorum!

E-mail 5 /

CIBIL CIBIL FOTOĞRAFLAR

Pardon siz kimsiniz? Gerçekten bir yazar mı? Komedyen mi? Porno yıldızı mı? Merak ettim doğrusu. Hürriyet'te yazılarınız ve web'te cıbıl cıbıl fotoğraflarınız. Biraz şaşırdım doğrusu! (Darkstar)

Yanıt 5 /

Başka yutan OLMADI

Sevgili Karanlık Yıldız! Siz nasıl gerçek isminizi kendinize saklıyorsanız, ismi belli olmayan bir takım arkadaşlar da, benimle hiç alakası olmayan, sizin deyiminizle ‘‘cıbıl’’ fotoğrafları, elaleme benmişim gibi yutturmaya çalışıyor. Şimdiye kadar sizden başka yutan da görmedim! Bu kadar önemsemeyin herkes eğleniyor işte.

E-mail 6 /

TÜRK KIZLARINA DİKKAT!

Sevgilim bir İngiliz. 2 senedir bu uzun mesafeli ilişkiyi sürdürmek için gayret etmekteyiz. Buluşma noktamız Londra. Çünkü beyefendi hep Türkiye'ye gelmekten çekindi. Ben de ‘‘Benim güzel ülkemi tanımazsan, ben de senin ülkene bir daha asla gelmem!’’ dedim. Blöfümü yedi, geldi. Aman gelmez olaydı! İlk önce uçakta bavulu kayboldu. Sonra tatilimizi geçireceğimiz Bodrum'daki otelde siyah renkli bir sıçanla uyumak zorunda kaldık. Onu çok özleyeceğiz! Odamız değiştirilmedi, otel doluymuş! Paramız da geri verilmedi. Her neyse, 3 kere trafik kazası geçirmek üzereyken son anda ölümden döndük. Bizim suçumuz sadece yolda yürümekti! Gümbet'te çılgın bir gece geçirelim dedik, ben tuvalete gittiğimde, sevgilimin yanına 2 tane polis memuru gelerek, sağolsunlar uyarıda bulunmuşlar: ‘‘Türk kızlarına dikkat ediniz, paranızı çalabilirler!’’ Ben ona Türk insanının güzelliklerini göstermek isterken, herkes çirkinliklerini göstermek için yarışa girmişti sanki. Onun bir daha Türkiye'ye gelmesi artık hayal. (Meral Göksel)

Yanıt 6 /

GEÇMİŞ OLSUN

Ne desen haklısın. Bir polisin bir İngilizi Türk kızları paranızı çalarlar diye uyarması olacak şey değil! Boş ver. Atla Londra'ya git. Atsız da olabilir. Uçak, uçak! Sıçansız günler dilerim. Ama bu adamı seviyorsan, sıçan da hoş görülebilir. Biz ne sıçanlar gördük!

E-mail 7 /

BENİ AŞAR

Maalesef aynı problem bende de var. Sevgilim 37 yaşında ve evlenmek istemiyor! Çünkü başından daha önce iki evlilik geçmiş. Herhalde korkuyor. Ama beni sevdiğini biliyorum. Çünkü uzun zaman beraber olduğu kadını benim için bıraktı. Yalnızlık bazen zor. Keşke daha önce evlenip çocuk sahibi olsaydım. Ama işte geldik bu günlere: Yaş neredeyse, 30. Gerçekten beni anlayan kimse yok şu sıralar. (Ebru)

Yanıt 7 /

TAKMA KAFANA

Kelin merhemi olsa, başına sürermiş, değil mi? Benim kel de beni delirtiyor! Ama benim intikamım da acı oluyor. Ben de onu sürüm sürüm süründürüyorum. Seni mutlu edecekse itiraf edeyim: Beni de anlayan yok şu sıralar. Olsun. Ben kendimi anlayamazken başkası beni nasıl anlasın! 30 yaş sendromu de, çık işin içinden. Bizi isteyecek adam mı yok? Daha ne mühendisler, ne doktorlar, ne bilgisayar operatörleri almak isteyecek bizi...

Yazarın Tüm Yazıları