Ayşecik tatilde -2

Kazasız, belasız ve hafif kelle bir şekilde havaalanına varan ben, arkadaşlarımın şiddetli ısrarları üzerine Türkbükü’ne, onların kaldıkları otele doğru yola koyuldum.

Haberin Devamı

Bindiğim taksideki şoför beyle tam Bodrum’a dair dedikoduya başlamıştık ki, arkamızdan gelen bir araba, uzunlarıyla ve korna sesiyle bizi taciz etmeye başladı. Şoför bey “Ne var ulen!” gibilerinden saymaya başladı… Ben de dedim ki, “Merak etmeyin. Uçakta bir adamı kolundan taciz ettim, kesin odur. Siz durmayın yola devam edin.” Fakat benim şoför “Olmaz abla, bi çekelim sağa” dedi. Arabadan, sinirinden köpürmüş, sıfır beden, zenci gibi kapkara bir hatun indi, bas bas bağırarak:

“Ya siz deli misiniz nesiniz? Havaalanından beri peşinizdeyim, benim bavulumu aldınız, gittiniz!..”

Şok,şok!.. Kızgın hatuna verdik bavulunu geri aldık benimkini, Allah’tan durumu çakmış o da benimkini almış.

Dedim ki, “Kusura bakma canım. Zor bir yolculuk geçirdim. Kafam da güzel zaten. Aslında senin bavul bende kalsa fena olmazdı. Kesin vardır içinde bin türlü tanga ve ikoncan elbiseleri, terlikleri, bana bir değişiklik olurdu ama senin için pek hoş olmazdı elbette. Düşünsene, benim bavulun içinde kırk beden kotlar, dümdüz ayakkabılar ve de tesettürden nasibini almış  kapalı  mayolar var. Haliyle seni pek açmazlardı.”

Haberin Devamı

Hatun bana nefret dolu bakışlar attı, arabasına bindi gitti.

Neyse… Sonunda otele kapağı attık. Resepsiyona bu sefer pek havalı girdim. Ünlüyüm ya artık… Hürriyet yazarı oldum ya!

“Merhabalar” dedim, “Ben, Ayşe Aral. Arkadaşlarım yer ayırtmamışlar ama herhalde bana bir odanız vardır. Başka bir sürü otel beni misafir etmek istedi ama ben illa ki bu oteli istedim.”

“Valla, Ayşe Hanım” dedi resepsiyondaki hanım, “Soyadınız tanıdık geldi ama…”

Yanındaki bey atladı, “Tabi ki tanıdık gelir. Meşhur Aral Gölü var ya!..”

İnanılmaz sinir oldum.

Sonunda bana bir oda verdiler. O da ne? Adeta bir kümes! Benim girmem pek mümkün değil. Anca bavullarım girer o da… Belki…

Yapacak bir şey yok. Saat, gecenin bir yarısı. Attım bavulları odaya, ver elini arkadaşlarımın olduğu bara.

Haberin Devamı

Bar fena kalabalık! Bakınmaya başladım arkadaşlarıma... Tam o sırada bir garson yanıma geldi, “Hanım efendi buyurun, yardımcı olayım size. Herhalde kızınızı ya da oğlunuzu arıyorsunuz?”

“Ne demek istiyorsun?” dedim, “Sen beni pek  kart gördün galiba? “Yok yani” dedi, “Burada yaş ortalaması biraz daha genç de… Beni ne olur yanlış anlamayın!”

Tam o anda arkadaşlarım gelip beni bulmasalardı, uçaktan arta kalan çimdiklerimden garson bey de nasibini alacaktı.

Yine sinir olmuştum ben. “Not: Tatil sonrası eve geri dönünce, gidilecek, suratıma botox yapan, Dr.Omar da çimdiklenecek!..”

Arkadaşlarımla geçirdiğim hoş gecenin ardından, yorgun bir şekilde kümesime kendimi atıverdim. Amaç, haliyle uyumak. Ama mümkün değil! Klima bozuk. Dedim ki kendime, “Kesin kendisinde kalmadığım için bana bozuk çalan, gestapo anamın ahını aldım…”

Haberin Devamı

İniverdim lobiye… Sinir de tepemde, “Artık bu kadarı da fazla” dedim, “Böyle bir otelde, bozuk klimalı oda mı verdiniz bana?.. Ya hemen beni alırsınız başka odaya ya da yazarım ben bu oteli!…”

Aral Gölü takıntılı adam aynen şöyle dedi: “Nereye yazacaksınız? Aaa şimdi anladım. Evet bu aralar pek bir moda. Herhalde sizin de bir blog’unuz var.”

Kan beynime sıçradı, “Versene sen bana şu bilgisayarı!” dedim. Açtım, hurriyet.com.tr’yi… Gösterdim kendimi… Yanındaki resepsiyonist arkadaşlar ve şef garson da bana ilgi göstermeye başladılar. Pek hoşuma gitti.

Adamcağız, “Kusuruma bakmayın” dedi, beni kliması çalışan bir odaya götürdü. Fırsattan istifade eden ben, isteklerimi ardı ardına sıralamaya başladım. “Su da isterim odama… Extra havlu da koyun lütfen… Sabah temizliği için erken uyandırılmak da istemiyorum… Ayrıca iskelede lütfen bana ait iki tane şezlong da hazır olsun sabah için...”

Haberin Devamı

O an benden mutlusu yoktu. Sonunda fiyakama kavuşmuştum. Artık beni kesin el üstünde tutacaklardı bu otelde.

Adam döndü cevap verdi:

“Ayşe Hanım size iyi uykular. Bizden şimdilik bu kadar!”

“Sağ olun” dedim, “Yarın görüşürüz. Tüm personele benden sevgiler.”

“Aaa size söylemeyi unuttum” dedi adam, “Biz bu otelde dönüşümlü çalışmaktayız. Sabah bu gördüğünüz personel, yani bizler gidiyoruz, yerimize yeni ekip gelecek. Neyse siz onlara da anlatırsınız kim olduğunuzu. Sorun yok yani…..”

Sabah kalktım, elimde cici laptopum, iskeleye gittim… Bana yer-mer yok……….

Of Ayşe!..  Sil baştan başla bakalım şimdi!…..

Not: Devamı… Son maceralar pazartesiye….

Yazarın Tüm Yazıları