Aydın Candabak: Pek verimsiz bir yarıyıl

Aydın CANDABAK
Haberin Devamı

Bir yarıyılı geride bıraktık. Maalesef pek de verimli geçmeyen bir dönem oldu.

Bir yandan deprem, diğer yandan ağır kış koşulları, eğitimi kırdı geçirdi.

Galiba ne öğrenci birşey anlayabildi bu dönemden, ne de öğretmeni gönül huzuruyla evine döndü.

Fiziki koşullar bir yana, yaşananların getirdiği ruhsal sarsıntılar bile hem öğrencinin, hem de öğretmenin verimini düşürmeye yeterli bir neden.

* * *

Hatırlayacaksınız, öğretim yılının başında, okulların açılmasının ertelenmesini önermiştik.

7.4'lük bir deprem faciası yaşanmıştı.

Bu sarsıntı hem binalarda, hem ruhlarda ağır hasarlar meydana getirmişti.

Bölgedeki tüm okulların uzmanlara inceletilmesini, sağlam raporu alındıktan sonra ve o güvenle çocukların binalara sokulmasını önermiştik.

Bu, bir kaç haftalık bir süreç demekti.

İncelemeler sonunda sağlam olduğu anlaşılan okul binalarına karşı çocukların güveni sağlanmış olacaktı ilk olarak.

İkincisi, ruhlardaki hasar, bir nebze de olsa tedavi edilecekti.

Ama biliyorsunuz olmadı ve okullar 13 Eylül'de açıldı.

Ancak o gün meydana gelen artçı şok, yetkililerin bile aklını başına getirdi.

Büyük panik yaşandı tabii.

Ne binalar, ne de ruhlar hazırdı bu şoka.

Okullar, açılamadan kapandı deprem bölgesinde.

İşte o zaman, tüm okul binaları sağlamlık kontrolüne tabi tutuldu.

13 Eylül'de başlayamayan eğitim, 4 Ekim'de ‘‘telafi programlı’’ başladı.

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, bu konuda şunları söylüyor:

‘‘Depremin ardından öğrenci ve öğretmenlerimiz büyük bir şoka girdi. Biz sanal deprem provaları ve pedagojik destek çalışmalarıyla bunu öğrencilerimize hissettirmedik. Eğitim öğretim yılı üç haftalık bir gecikmeyle başlayabildi. Ancak, bir olumsuzluk yaşanmadı. Öğretmenlerimiz programlarını yetiştirmeye çalıştırdılar. Hálá da bu telafi programları sürüyor.’’

Telafi, yani eksiklerin tamamlanmasını amaçlayan program başarılı olur mu?

Zor...

Veli ve öğrencinin isteğine bırakılan programdan verim almak mucize olur.

* * *

Depremin zorunlu tatiline Bayram ve Yılbaşı tatili eklendiği yetmiyormuş gibi, bir de kar tatili geldi.

Yurdun büyük bölümünde etkili olan kar yağışı, okullara ilave kapanmalar getirdi.

Deprem bölgesinde ilk yarıyıl, neredeyse bir aylık bir kayıp verdi.

Şimdi 15 milyon çocuk ve genç, sömestr tatilini yaşıyor.

Geride kalan dönemin bütün verimsizliğine rağmen, herkesin bu tatile çok ihtiyacı olduğunu tahmin ediyorum.

İyi tatiller...

Yazarın Tüm Yazıları