Atlantik’in öte yakasını sevinçten ağlatan karar

Meclis’in asker tezkeresini reddetmesinden sonra savaş karşıtı Amerikalıları saran coşku, e-mail satırlarına dökülerek Türkiye'ye ulaştı.

Amerikalılar için özel Türkiye turları düzenleyen Melitour'un sahibi Mehlika Seval'in mail listesinde bulunan ABD vatandaşlarından gelen mesajlar öyle saf ve sıcak duygular yansıtıyor ki. Kimi kararı duyunca sevinçten ağlamış, Türklerle gururlanmış, kimi ‘‘Eyvah, şimdi bizimkiler artık Türklere hiç yardım etmez’’ diye içlenmiş. Kimi de ‘‘Bu aptal savaşı belki de Türkler durdurur’’ diye ümitlenmiş.

İnsan o çocuk Amerikalılar için üzülüyor. Asker tezkeresinin ikinci kez Meclis’e gönderilmesi ihtimali belirdi ya, galiba biraz düş kırıklığına uğrayacaklar.

Oysa, Bush yönetimi sıcak çatışma menziline gireli beri, hiç bu kadar sevinmemişlerdi. Beyaz Saray'a binlerce imzalı dilekçe göndermiş, meydanlarda yürümüş, Birleşmiş Milletler'e başvurmuş, gazetelere ilanlar vermiş, yönetimin kılını bile kıpırdatamamışlardı.

Derken Türkiye'den gelen beklenmedik haber bir umut ışığı yaktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin asker tezkeresini reddetmesi üzerine Atlas Okyanusu'nun öte yakasındaki savaş karşıtları duygularını gurur, hayranlık, sevinç ve şükran gibi kelimelerle ifade ediyor.

Cumartesi ilavesi baskıya girdiği sırada, hükümet tezkeresinin ikinci kez Meclis gündemine gelmesi ihtimali adamakıllı ağırlık kazanmıştı. Ankara bu yönde mesajlar veriyor, Washington'daki savaş planlamacıları da Türkiye üzerinden Kuzey Irak'a cephe açılması seçeneğini masa üzerinde sıcak tutuyorlardı.

İşte siyasi realite böyleyken, Amerikalılar Türkiye'ye şu mesajları gönderiyordu:

VAATLE KANDIRAN ERKEK GİBİ

Amerikan askerlerinin topraklarına ayak basmasına izin vermediği için Türkiye'ye teşekkür ediyorum. İyi haberi okumak bana öyle dokundu ki, gözlerimden yaşlar boşaldı. (Jan)

Türk hükümetine yapılan baskıları korkunç buluyoruz. Benim hükümetim, Türk hükümeti kadar demokratik değil. (Anne)

Türkiye'nin Amerikan askerlerine karşı oy kullanması bütün dostlarımı öyle rahatlattı ki. Ancak, ABD'nin, bir hafta içinde yeni bir oylama yapılması için Türk meclisi üzerinde baskı kuracağını da duydum. (Karen)

Türkiye açısından iyi bir karar. En azından halkın isteklerine uygun. ABD'nin savaşa gireceği fikri herkesi fazlasıyla endişelendiriyor. Sonu hiç iyi olmayacak. (Jeannette ve Bill)

Bu savaşı hiç istemiyorum ama, hükümetin insanların düşüncesine aldırdığı yok. Kendi bildiğini okuyor. (Susan)

Türkiye'nin, Bush'un taleplerini geri çevirmesinden öyle memnun oldum ki. Umarım, bu karara bağlı kalırlar. (Sue)

Türklere büyük saygı duyuyorum. Lütfen cesur olsunlar. (Marcia)

Bu aptal savaşa direndikleri için Türklerle gurur duyuyorum. Lütfen, bütün Amerikalıların savaş istemediğini bilsinler. (Caryl)

İstediğimizi elde ettikten sonra sözünü tutmayan bir ülke olduğumuz için üzüntü duyuyorum. Seni yatağa atana kadar her türlü sözü veren, sonra da çekip giden erkekler gibi! Ne yazık ki, Bush'un sonunda Irak'a saldıracağından eminim. Beni en çok endişelendiren de savaş sonrası. Çünkü hükümetimiz dünyanın diğer bölgelerindeki siyasetin karmaşık yapısını kavrayamıyor (ya da aldırmıyor). Afganistan'da verdiğimiz sözleri tutmadık. (Judie)

Amerika Birleşik Devletleri, demokratik müttefiklerine daha saygılı davranmadığı sürece, kendini giderek daha soyutlanmış ve düşman bir ortamda bulacaktır. Önce Fransa ve Almanya ile arasında çatlak belirdi. Şimdi de Türkiye'yle. (Hillary)

Yaklaşan savaş nedeniyle Türk halkının durumu beni çok endişelendiriyor. (Elsie)

Meclis’in, Amerikan askerlerine hayır demesi beni çok sevindirdi. Bu ulusal metanete hayran kaldım. Ancak bu hareketin bazı güçlüklere yol açacağını da biliyorum. (Carla)

Tebrikler! Umarım Türk milletvekilleri, Amerikalı Kongre üyelerine, nasıl omurga sahibi olunurmuş göstermeye ve barış için direnmeye devam ederler. (Vivien)

Hükümetimizin kötü davranışlarından ötürü özür dileriz. (Wendy)


1954'TEKİ KAMPANYA TEKRARLANIYOR


Düşmanın açsa pirinç gönder


Bush'u durdurabileceğini zanneden bazı Amerikalılar e-mail zinciriyle savaş karşıtı pasifist bir eyleme giriştiler: Düşmanın açsa, ona pirinç gönder. Bu deyiş İncil'den ve Amerikan tarihinde daha önce de denenmiş bir yöntem.

1954'te Dwight Eisenhower'ın başkanlığı döneminde ABD, Çin ile nükleer savaşın eşiğine geldiği sırada Fellowship of Reconciliation adlı pasifist grup ‘‘Barış için pirinç’’ kampanyasını başlatmış. Çin'deki sel felaketinden sonra milyonlarca insanın açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini duyan Amerikalılar da, Beyaz Saray'a on binlerce minik pirinç paketi göndermişler. Çin'e iletilmek üzere...

Şimdi de Colorado'daki bir kilise, Irak'ta savaşa hayır kampanyası çerçevesinde yeni bir ‘‘Barış için pirinç’’ girişimi başlattı. Ocak ayından beri dolaşımda olan bir e-mail'de, minik bir kesenin içine yarım fincan pirinç doldurulup Beyaz Saray'a gönderilmesi isteniyor. Bush'a iletilecek bir not da var: ‘‘Eğer düşmanın açsa, onu besle. Lütfen bu pirinci Irak halkına gönderin, onlara saldırmayın.’’

İddiaya göre, bu pirinç kampanyası 50 yıl önce işe yaramış. Amerikan halkından, Çin'e gönderilmek üzere 45 bin paket pirinç geldiğini öğrenen Eisenhower, generaller çok ısrar ettiği halde düşmanı bombalamaktan vazgeçmiş.

Bu mesaj tam olarak gerçeği yansıtmıyor. ABD'deki komünizm korkusunun en yoğun yaşandığı o soğuk savaş günlerinde Washington ile Pekin, Formosa Boğazı'ndaki iki ada yüzünden ihtilafa düşmüştü. Ancak Amerikan halkı o dönemde iki ülkenin savaşın eşiğine geldiğini bilmiyordu. Yani, kampanyanın savaşı önleme amaçlı olmasına imkan yoktu. Tarihi belgelere göre Eisenhower, diplomatik sondajlar sonucu ve istihbarat raporlarıyla askeri seçenekler çerçevesinde savaşa girmeme kararı almıştı. Pirinç faktörü söz konusu değildi.

Ayrıca kampanyayı başlatan grubun belgelerine göre gönderilmesi istenen pirinç değil, buğdaydı. Beyaz Saray'a 45 bin paket buğday gönderilmişti. Ancak bu paketlerin Çin'e iletildiğine dair hiçbir bilgi yok.

Şimdiki kampanyada da durum hemen hemen aynı. Beyaz Saray'ın pirinç yağmuruna tutulduğu ileri sürülüyor. Ancak Beyaz Saray sözcüsü, henüz ne kadar pirinç gönderildiği konusunda bilgi verecek durumda olmadığını söylüyor.
Yazarın Tüm Yazıları