Atatürkçü Çiller'e(!) bu yakışır

Tufan TÜRENÇ

Çiller'in siyasi geleceğini kurtarmak için Refah'ın tabanına sığınmaktan başka çaresi kalmadı.

O zaten, inandığını söylediği bütün değerlerini, ilkelerini bir kenara iterek 8 yıla hayır diyeceğini de ilan etti.

Bu nedenle onu yazgısıyla baş başa bırakmak galiba en iyisi.

Ama... İnsan esas, Atatürkçülüğü kimselere bırakmayan çevresindekilerin ne yapacaklarını merak ediyor.

Örneğin Hayri Kozakçıoğlu, Ünal Erkan, Saffet Arıkan Bedük, Bekir Yıldız, Ayfer Yılmaz, Turhan Tayan, Ali Osman Sönmez, Mehmet Ağar, Cihan Paçacı, Şamil Ayrım, Aykon Doğan, Nafiz Kurt, Yusuf Bahadır, Kamer Genç, Cevher Cevheri, Ergun Özdemir ve diğerleri...

Bu isimlerin çoğu yıllarca devlet hizmetinde bulunmuş, çok önemli yerlerde sorumluluk üstlenmiş, Türkiye Cumhuriyeti'ni sırtlamış bürokratlar.

Bazıları ise ‘‘Atatürk ilke ve devrimlerine bağlıyız'' diyen insanlar.

Bunlar da Tansu Hanım gibi inandıkları bütün ilke ve değerleri unutup 8 yıla hayır mı diyecekler acaba?

Ya eski tüfekler, onlar ne yapacaklar?

Örneğin Necmettin Cevheri, Nahit Menteşe, Esat Kıratlıoğlu, Mehmet Gölhan, Hasan Ekinci, Ali Şevki Erek...

Yıllarca bu ülkenin kalkınması için Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerleyen bu politikacılar da Tansu Hanım gibi 8 yıla ret oyu mu verecek?

Bunu yaparlarsa bu milletin yüzüne nasıl bakacaklar?

Anıtkabir'de Atatürk'ün huzuruna hangi yüzle çıkacaklar?

* * *

Ya Tansu Çiller, o hangi yüzle çıkacak diyeceksiniz.

Ona bakmayın... O, Mehmet Sağlam'la birlikte Ata'nın huzuruna da çıkar, Refahlılarla da kucaklaşır.

Sağ kolu Hasan Ekinci'nin yaptığı ilginç değerlendirmeler Tansu Hanım'ın yeni stratejisi hakkında bazı ipuçları veriyor:

‘‘Refah Partisi kapanır. Yeni parti kurulur, ama eskisi gibi o tabanı toparlayamaz. Oyların bir bölümü bize kayar. Yani oraya giden tepki oylarının büyük bölümü bize gelir. Çünkü Tansu Hanım'a o tabanda bayağı sempati var.''

Anladınız mı Çiller'in neden RP ağzıyla konuştuğunu. Bakın o tabana şirin görünmek için ne diyor:

‘‘Sekiz yıllık eğitimi uygulayan her çağdaş ülkede yönlendirme vardır. Hiç kimseyi kurşun asker gibi yetiştiremezsiniz. 8 yıl tek tip eğitim olsa olsa komünist rejimlerde olur. O nedenle yasaya ret oyu vereceğiz.''

Hasan Ekinci'yi kızdırmak pahasına yalnız benim değil, birçoğunuzun kafasını kurcalayan bir soruyu soruyorum:

‘‘Refah tabanından daha çok oy alabilmek için Tansu Hanım çarşaf da giyer mi dersiniz?''

Ekinci kızmıyor. Her zamanki gibi sakin bir ses tonuyla yanıtlıyor:

‘‘Yok canım... Olur mu öyle şey?.. Giyse bile buna kimse inanmaz. Zaten çarşafa gerek yok, Refah oylarının çoğu bize gelir.''

* * *

Ekinci'ye ve DYP'lilere bakarsanız iş bununla da bitmiyor. İddiaları şu:

‘‘Son olaylar Tansu Hanım'ı kahraman yaptı.''

Pes... DYP'liler galiba ayda yaşıyorlar.

Çünkü Tansu adını duyunca özellikle kadınların gözlerinden fışkıran öfkeyi görmemek için insanın kör olması gerekir.

Ekinci'ye bunu hatırlatıyoruz, kabul ediyor:

‘‘Doğrudur. RP'yi iktidar yaptı diye kızanlar var. Ama bu zamanla geçer.''

‘‘Peki 8 yıl geçer mi?''

Şaşırtıcı, ama Ekinci hiç tereddüt etmeden yanıtlıyor:

‘‘Geçer. Biz grubu serbest bırakırız. Çünkü bu işin düzeltilmesi lazım. İmam hatipler yanlış yönlendirildi. Bunlara RP egemen oldu. Buraları istediği gibi kullanmaya soyundu. Biz 8 yılın gerçekleşmesine temelde razıyız, bunun için köstek olmayız.''

Ekinci böyle diyor, ama Çiller, RP tabanından oy almak uğruna 8 yıla karşı çıkıyor.

Helal olsun Çiller'e... Atatürk'ün kadın profesörüne de bu yakışır.