Aşık: Kırcı, 20 gün önce Özel Tim'de kahve içti

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Susurluk Raporu'nun yayınlanması ve bu konuda çalışma başlatılması ile uzun süredir yakınılan devletin içine sızmış çetelerin faaliyeti bitti mi?

Susurluk skandalının üzerine en fazla gidenlerden Devlet Bakanı Eyüp Aşık, bu soruya ‘‘Hayır bitmedi’’ yanıtını vererek söze giriyor.

Aşık, bir adım daha atıyor ve ‘‘Çete faaliyeti bitmek bir yana, son günlerde daha da yoğunlaştı’’ diyor.

Buna örnek olarak da, Haluk Kırcı'yı gösteriyor.

Aşık, aynen şunları söylüyor:

‘‘Her tarafta aranan kanun kaçağı ve çete üyesi olduğu bilinen Haluk Kırcı, daha 20-25 gün önce Ankara'da, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanlığı'na gitmiş. Özel Tim'de çay kahve içip sohbetler yapmış. Elini kolunu sallayıp gitmiş. Hiçbir şey yapılmamış.’’

Anlattıkları bununla da bitmiyor.

HOŞTAN POLİSLE GEZİYOR

Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal'ın ortağı olan ve öldürülmesi olayına karıştığı iddiasıyla aranan Sami Hoştan'ın, daha altı ay öncesine kadar Ankara'da Dedeman Oteli civarında iki polis korumasında gezdiğinden sözediyor.

Aşık, Devletin içine sızan çetenin faaliyetleri ile ilgili kendisine uluşan başka ‘duyumları’ da aktarıyor.

Bu duyumları arasında, çetenin yakın zamanda Bursa'da bir toplantı yaptığından bahsediyor.

Abdullah Çatlı'nın ölümünden sonra, çete faaliyetinin başına geçmek için kolları sıvayan bazı kişilerin de telefonla konferans yaptırılarak bu toplantıya katıldıklarını anlatıyor.

Toplantıda çetenin bazı eylem kararları aldığını, ancak daha sonra bu kararlarını dondurmak zorunda kaldığını da belirtiyor.

Bu kişilerin sayısı konusunda da bazı ayrıntılar veriyor.

Yine kendisine gelen duyumlara göre, 1994 yılında kanun kaçaklarının da arasında bulunduğu 25 kişi, Batılı bir ülkede terör eğitimine gönderiliyor.

Burada ‘gladio’ eğitimine tabi tutuluyorlar. Ardından Türkiye'ye getiriliyor ve bazı eylemlerde kullanılmaya başlıyorlar.

Hatta, Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze'ye 29 Ağustos 1995 tarihindeki suikast eyleminin içinde, ekipten bazı kişilerin bulunduğunu açıklıyor.

Suikast girişimi sırasında bu ekipten iki kişinin hayatını kaybettiğini da söylüyor.

Aşık, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in darbe girişiminden iki gün sonra gittiği Tiflis'te Şevardnadze'den özür dilediğini de iddia ediyor.

Kendisine ulaşan duyumlara göre bu 25 kişiden bazıları, şu an Türkiye'de ve ortada kalmış durumdalar.

SERSERİ MAYIN GİBİ

Ne yapacaklarını, nereye gideceklerini bilmiyorlar.

‘Serseri mayın gibi’ ortada dolaşıyorlar.

Ne kanun kaçağı olmaları dolayısıyla gözaltına alınıyorlar, ne de enterne ediliyorlar.

Başbakan Mesut Yılmaz'ın Abdullah Çatlı hakkında söylediği, ‘‘Devlet için kullanılıp daha sonra sahip çıkmamışlar. Bu insanları kullandıktan sonra sahip çıkmazsanız saatli bomba olurlar’’ sözlerini Aşık da teyit ediyor.

Bunlar, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı raporda yer alıyor mu?

Aşık, bu soruya da aynen şöyle yanıt veriyor:

‘‘Raporu görmedim, görmek de istemiyorum. Bana da hiç kimse, 'Sen ne biliyorsun?' diye sormadı.’’

Bu sözlerin sahibi muhalefet partisinin bir milletvekili değil, Devlet Bakanı... Hem de Başbakan Mesut Yılmaz'a sağ kolu kadar yakın bir isim...













Yazarın Tüm Yazıları