Arsa rantları

Ege CANSEN
Haberin Devamı

En kolay ve büyük servet edinme yolu, arsa rantı kapmaktır. Bu, bütün dünyada da böyledir. Ancak, medeni ülkelerde arsa rantı kapmak, günümüzde, imkânsızlaşmasa bile çok zorlaşmıştır. Türkiye'de ise bu yolla servet edinme hâlâ geçerli ve sıkça kullanılan bir yöntemdir. Belki de toplumun hemen hemen tüm kesimlerine açık olan ‘‘arsa rantı avcılığı’’ bu sebeple geniş kitlelerden destek bulmaktadır. Eğer, arsa rant avcılığı sadece belli sosyal kesimlerin tekelinde olsaydı, bu haksız zenginleşmeye engel olacak çare şimdiye kadar geliştirildi.

Her Türk evladı, annesinden, ninesinden ‘‘ninni’’ dinleyerek uyur. Babasından, amcasından, dedesinden de ‘‘arsa rantı avı’’ hikâyeleri dinleyerek ‘‘uyanır’’. ‘‘Ahhh, ahh, o arsayı almak (veya işgal etmek) vardı; çok hata etmişim. Şimdi ben de milyara para demezdim’’ diye bir hikâyesi bile olmayan biri, bu ülkede yaşamamıştır. Hikâyesi ne kadar bol olursa olsun, herkes arsa rantı apartmakta aynı derecede başarılı değildir. Bu da doğal. Herkesin eşit miktarda arsa rantı kaptığı ortamda esasen ‘‘arsa rantı’’ yok demektir. Büyük rantlar nasıl kapılır, yöntemleri nelerdir, ilk belirtiler nasıl ortaya çıkar, hasılı ‘‘arsa rantı teorisi’’ nedir, hep beraber tekrar gözden geçirelim.

1. Arsa rantı elde etmek, yasal veya yasal olmayan yollarla, ucuza ele geçirilen veya miras yoluyla edinilen bir arsanın değerinin nispeten kısa bir sürede, 10, 100, hatta 1000 katına ulaşması olayıdır.

2. Arsa rantının ortaya çıkması için, mutlaka devletin veya belediyelerin bir ‘‘kararı’’ veya ‘‘ihmali’’ olması lazımdır.

3. Arsa rantı, esas itibariyle ‘‘imar durumu’’ değişikliğinden doğar. Dolayısıyla, her imar durumu değişikliği, mutlaka iyi bir ‘‘rant avı’’ olduğuna işarettir.

4. En büyük arsa rantı avları, bazı bölgelerin ‘‘turizm’’e açılmasıyla elde edilir. Bugünlerde, İstanbul'un mutlaka ‘‘yeşil’’ olarak korunması gereken, en nadide arsalarının ‘‘turizm’’e açıldığını görüyoruz. Burnumuza müthiş bir rant kokusu geliyor.

5. Arsa rantının kurumsallaşması, fertlerin servet edinme hırslarının yanında, sosyal olarak üç değer yargısından doğmuştur.

A) İlişmeyin garibana, başını sokacak bir kondu yapmış kendine;

B) Bu kadar kıymetli arsaların boş durması çok günah;

C) Ülkenin sanayileşmesine ve yeni istihdam alanları açılmasına ihtiyaç var.

Yukarıda sıraladığımız üç gerekçe de ‘‘soyut olarak’’ haklı olabilir. İşte bu yüzden ‘‘soyut olarak’’ imar durumu değişikliklerine karşı çıkmak yanlıştır. Yurdumuzu bir ‘‘arsa rantı kapışması düzenine’’ iten vicdansız ve ahlaksız inşaatların bir sebebi de ‘‘her imar durumu değişikliği’’ne karşı çıkmak olmuştur. Öyleyse, çare nedir?

Şurası muhakkak ki; vicdan ve ahlak ve estetikten kurulu ‘‘subjektif’’ aklı, idari düşüncenin içine katmadan; sadece ilim, fen ve hukuktan oluşan ‘‘objektif’’ yasa ve yönetmeliklerle, ülkeyi medeniyete; halkı refaha kavuşturmak mümkün değildir. Yine de ‘‘değer artış vergisi’’nin gündemde olduğu şu günlerde, her imar durumu değişikliğinden sonra ortaya çıkan ‘‘arsa rantları’’nın kamuya ait olduğunu bir tarafa yazmakta ve vergi düzenlemesini buna göre yapmakta yarar vardır.

Son Söz: En büyük soygunlar, yasaya uygun yapılır.













Yazarın Tüm Yazıları