Antioksidanı haptan değil doğadan kazanın

Antioksidanların sağlık yararları oldukça fazla. Özellikle yaşlanma sürecinde ortaya çıkan sorunlarla mücadelede güçlü bir antioksidan desteği gerekiyor.

Eğer vücudunuzun antioksidan cephaneliği doluysa damar sertliği, kanser, bellek bozukluğu ve daha pek çok sorunla mücadele kolaylaşıyor. Antioksidan etkili vitamin, mineral veya doğal kimyasallar (Resveratrol, Likopen, Kuversetin...) besinlerle birlikte alınırlarsa daha etkili oluyor. Hazır olarak tabletlere, kapsüllere sıkıştırılan antioksidanların faydaları konusunda bazı kuşkular var. Hatta bazı çalışmalar hazır antioksidan desteklerin fayda yerine zarar bile vereceğini gösteriyor. Örneğin, çok güçlü bir kanser koruyucu antioksidan olan Beta Karoten meyve ve sebzelerle alındığında kansere karşı ciddi bir savunma sağlıyor. Buna karşılık Finlandiya’da yapılan bir çalışma sigara içenlerin hazır Beta Karoten kapsülleri kullanmaları durumunda, tam tersine akciğer kanserine yakalanma olasılıklarının artabileceğini gösteriyor.

Bizim düşüncemiz antioksidanları hazır tablet veya kapsüllerden değil bulundukları besinlerden almanın daha doğru olduğudur. Resveratrol’ün üzümden, üzüm suyundan, Likopen’in domatesten, salçadan, Ellagic Asit’in nardan, Kuversetin’in elmadan sağlanması daha akılcı bir yol gibi görünüyor.

RENKLİ SEBZE VE MEYVELER ÇOK FAYDALI

Antioksidanları vücudunuza daha çok kazandırmak istiyorsanız daha çok sebze ve meyve yemeye çalışın. Organik meyve ve sebzelerde antioksidan gücün çok daha fazla olduğunu unutmayın. Meyve ve sebzelerin taze, organik ve koyu renkli olanlarında daha çok antioksidan bulunur. Antioksidanlar bakliyat ve tahıllarda da var. Bunların renklilerinde de antioksidan güç daha yüksek. Örneğin kırmızı fasulyede beyaz fasulyeden daha güçlü bir antioksidan deposu mevcut. Yakın zamanlarda yapılan bir araştırma bir bardak kırmızı fasulyede neredeyse bir bardak üzümdeki kadar antioksidan bulunabileceğini ortaya koydu.

ANTİOKSİDANLARMUCİZE GİBİ

Doğal antioksidanlar hücreye dışarıdan gelen oksidan yani paslandıran, zarar veren, yıkan, bozan, parçalayan dış etkenlere karşı bir zırh görevi yapıyor. Hücrenin duvarına ve DNA’sına yönelik serbest radikal saldırılarını etkisiz hale getiriyor. Oksidan, paslandıran, zararlardan korunmayan hücreler daha çabuk hastalanıyor, daha kolay ve hızlı yaşlanıyor. Antioksidan gücün artması cilt yaşlanmasını geciktiriyor, belleği koruyor, kalp-damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini düşürüyor. Antioksidan gücü yüksek olanlarda kansere yakalanma olasılığı daha düşük, eklem problemleri daha seyrek görülüyor. Şeker hastalığı katarakt ve benzeri yaşlandırıcı hastalıklar ile mücadele kolaylaşıyor. "Daha güçlü bir sağlığım olsun, daha az hastalanayım, hastalıklarla daha kolay mücadele edeyim" diye düşünüyorsanız doğanın size sunduğu bu antioksidan mucizelerden faydalanmayı unutmayın! Bunu doğal beslenerek ama akıllı besinler seçerek yapmaya çalışın.

Lazer epilasyona başlamak için şimdi tam zamanı

Bu mevsim lazer epilasyona başlamak için tam zamanı. Kalıcı ve etkili bir sonuç için 1-1,5 ay aralıklarla 6-8 seans uygulamak gerekir. Yaz mevsiminde lazer epilasyon uygulamaları sadece kapalı bölgelerle sınırlı kalmaktadır. Kollar ve bacaklar yazın daha fazla göz önündedir. Seans arasındaki dönemlerde kalan kılların çıkması beklenir ve bu arada ağda gibi yöntemlerle kılları almamak gerektiği için hoş olmayan bir görüntü oluşur. Bronzlaşmış bir cilde lazer yapmak ciltte leke yapma riski taşır. Bu nedenle eğer lazer epilasyon düşünüyorsanız başlamanızda fayda var.

Dermatolog Dr. Şerife GÜNEL

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Duygusal yemek tuzağı

Stresli olduğunuz zamanlar sağlıklı besin seçimlerinden uzaklaşıp kalori bombası yiyeceklere yönelir misiniz?

Kesinlikle benim diyorsanız; kendinizi çoğu zaman paketler dolusu tuzlu, baharatlı veya tatlı bir şeyler yerken buluyorsanız "duygusal yemek yeme" tuzağına düşüyor olabilirsiniz. Duygusal yemek yeme eğiliminde olan kişiler sadece stresle baş etmek adına porsiyonlarını abartmazlar aynı zamanda büyük bir mutluluğu paylaşırken de büyük porsiyonların kurbanı olabilirler. Uzmanlardan bu duruma yönelik bir sağlık önerisi alın; gergin ve stresli zamanlarınızı yönetmek için bir plan yapın, bu plan içerisinde yemek yemenin dışında uygulayabileceğiniz bir aktivite olsun. Yükselen gerilimi yürüyüş yaparak, arkadaşlarınızla veya ailenizle telefonda konuşarak, bir hobi geliştirerek kontrol altına almaya çalışabilirsiniz. Bunun yanı sıra sağlıklı atıştırmalıkları etrafınızdan eksik etmeyin. Bir meyve tabağının içerisinde doğranmış salatalık, domates ve havuç dilimleri iyi bir tercih olabilir. Stresli olduğunuz zamanlarda paketli ürün seçiminden uzak durun. Bisküvi, fındık, ceviz gibi. Veya bu seçimleri paketleri ile değil de bir tabak içinde adetli olarak tüketmeye özen gösterin. Aksi taktirde sağlıklı seçimlerden aldığınız kaloriler de inanılmaz derecede artabilir.

Östrojen zihinsel fonksiyonları nasıl etkiler

Kadında östrojen hormonu, beyindeki sinir hücrelerinin koordinasyonu ve çalışması, kavrama kabiliyeti ve hafızanın düzenli olması, uyku kalitesi gibi zihinsel faaliyetlerin gerçekleşmesinde pozitif yönde etki etmektedir. Menopoza giren bir kadına östrojen verilerek beyin hücrelerine zararlı olan maddelerin ortadan kaldırılması, bu hücreler arası elektrik akımının hızlanması vasıtasıyla özellikle Alzheimer hastalığının önlenmesi teorik olarak mümkündür. Ancak menopoz sonrası böyle bir etki ispat edilmemiştir. Bu etkinin oluşabilmesi için östrojen tedavisinin menopoza girerken veya menopozun erken dönemlerinde başlanılmasının anlamlı olduğu düşünülmektedir. n Dr. Erhan Cankat

Zencefil kökü bulantıya iyi geliyor

Zencefil, sindirim enzimlerini artırıp, asitleri nötralize ederek gaz, bulantı, kusma gibi şikayetleri hafifletiyor. Ayrıca yangısal süreçleri baskılayan ve ağrı dindiren özellikleriyle kas ağrılarını ve artrite bağlı kronik ağrıları da azaltıyor.

Zencefili besin desteği şeklinde 100-200 miligrama, taze öğütülmüş şekilde 1-2 grama kadar alabilirsiniz. Zencefil çayları da pratik bir kullanım şeklidir. Yarım çay kaçığı zencefil kökünü sıcak suya karıştırarak kendi çayınızı da yapabilirsiniz. Ağrıyan kaslarınız için zencefil yağını badem yağı ile karıştırarak ağrıyan bölgelere sürebilirsiniz.

Dr. Evren ALTINEL
Yazarın Tüm Yazıları