Anahtarı kaybettiğiniz yerde arayın

Biraz rahatlarım duygusuyla ruhsal yolculuk için Hindistan’a ya da Nepal’e gidenlere karşı değilim ama ya Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi anahtarı samanlıkta kaybedip bahçede arıyorsanız...

Çok sevdiği eşinin uykusuzluk, yorgunluk gibi sorunlarına çözüm bulamayan arkadaşım şöyle bir soru sordu: “Eşim rahatlamak için yoga, meditasyon gibi uygulamalardan faydalanmaya çalışıyor ama nafile! Son derece gergin ve stresli. Olur olmaz şeylere sinirleniyor; küçük, önemsiz şeyleri büyütüyor. Benimle de çevresiyle de sık sık çatışmaya giriyor. Dahası unutkanlık, sık tekrarlayan ayak krampları ve el titremeleri gibi sorunlar da başladı. Görüştüğü doktorlar herhangi bir sağlık sorununun olmadığını, problemin ruhsal gelgitlerden kaynaklandığını söylediler. şimdi de ‘Hindistan’a hatta Nepal’e uzanan bir ruhsal detoks yolculuğuna çıkayım, belki biraz rahatlarım’ diye düşünüyor. Doğru mu yapıyor?”
Ona aslında tek cümlelik bir yanıt verebilirdim ama yanıtımı uzun tutmayı tercih ettim. Eşini önce mümkünse bir ruh sağlığı uzmanıyla görüştürmesini, en azından anlattıklarımın üzerinde ciddi bir şekilde düşünmesini tavsiye ettim. ışte o arkadaşıma verdiğim yanıt...

HALININ ALTI DOLUNCA

Hepimiz zaman zaman şu veya bu nedenle ruhsal sorunlar gelgitler, çatışmalar yaşarız. Bilerek ya da bilmeyerek sorunlarımızı halının altına süpürüp, rahatlarız. Ama halının altı dolduğunda problem hayatımızın her alanında kendini hissettirmeye başlar. Bu durumda yapılması gereken, sorunun doğru tanımlanması ve çözümü için doğru adımların atılmasıdır. Ne sorunlardan kaçarak ne de sorunlara ilgisiz çözümler arayarak çare bulamayız.

SHANGRI-LA YOK!

Ruhsal sorunlara bulunduğu yerlerden uzaklarda çözüm aramak yani “burada mutsuz oldum bari oraya gidip rahatlayayım” şeklinde bir düşünce geliştirme fikri yeni değildir. Bunu Avrupalı ve Amerikalı zenginler, film yıldızları, şarkıcılar, ünlüler zaten yıllardır deniyor. Umut ettikleri, Shangri-La’yı bulmak için Hindistan’a, Himalayalar’a gidip geliyorlar. Ama maalesef ciddi bir sonuç alabildiklerini söylemek pek mümkün değil.
‘Mutlu Yaşama Sanatı’ kitabının yazarı, benim pek beğendiğim psikiyatri hocası Prof. Dr. Toksöz Karasu çözümü burada değil de orada arayanlar için bakın ne diyor: “Böyle bir insan buradadır ama burada değildir! Burada olmayı reddeder, burada olmak onu mutsuz eder, yolun daha ilerisinde olmak ister. Olmak istediği noktaya vardığındaysa aynı derecede mutsuz olacaktır. Çünkü artık ‘orası’ da ‘burası’ olmuştur. Aramakta olduğu şey, istediği şey dört bir yanında olduğu için artık onu da istemez”.
Arkadaşıma bir de Nasrettin Hoca’nın o ünlü hikâyesini anlatmadan duramadım. Hikâye şu: Hoca bir gün evinin anahtarını kaybeder. Kapısının önündeki küçük bahçede anahtarı ararken yoldan geçen arkadaşları da ona yardımcı olmak üzere anahtarı arama sürecine katılırlar. Saatler geçer ama anahtarı bulamazlar. Arkadaşlarından biri Hoca’ya sorar: “Hocam anahtarı bahçede kaybettiğine emin misin?” Hoca cevap verir: “Hayır, samanlıkta kaybettim.” Arkadaşı: “Peki o zaman niye orada aramıyoruz?” Hoca’nın sesi titrek, yanıtı üzücüdür: “Çünkü orada bulmam imkânsız!”
Ben bu hikâyeyi yıllar önce bir sabah kahvaltısı sohbetinde 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’den dinlemiştim. Aynı hikâyeyi daha sonra Dr. Karasu hocamın kitabında da görünce hiç şaşırmadım.
Anahtarı nerede kaybettiyseniz orada aramalısınız. Evinizde, işinizde, dost, arkadaş, aile ilişkilerinizde yani kendi yaşam çevrenizde kaybettiğiniz bir anahtarı uzaklarda bulabileceğinizi aklınızdan çıkarmalısınız. Eğer ruhsal detoks yapmak istiyorsanız bu kurala özellikle dikkat etmelisiniz. Çünkü ruhsal detoks aslında ve temelde ruhsal/manevi bir arınmayı da zorunlu kılar.

MANEVİYAT ÇOK ÖNEMLİ

Dr. Toksöz Karasu yukarıda bahsettiğim kitabının bir bölümünde mükemmel bir saptamada bulunmuş: “Manevi tohumlar sadece kendi topraklarında filizlenir. Hiçbir kültürün ritüelleri, dini temellerden ayrı olarak izah edilemez. ‘Bulunduğu yerden başka bir yerde bulunmanın daha iyi olduğunu sık sık düşünen bir insan kendi kendini aforoz eder’ diyen Henry David Thoreau haklıdır.”
Karasu Hoca, Hindistan, Nepal ve benzeri uzak ülkelerde mutluluk arayanlara bu ve benzeri yerlere arınma seyahati yapanlara da şunu tavsiye ediyor: “Doğuda mantralar, batıdaki duaların ritüelistik eşleridir. ‘Om’, ‘hum’ Sanskritçede en iyi bilinen mantradır. Bu mantraların batıda hiçbir manevi değeri yoktur, çoğunlukla gevşeme yöntemi olarak kullanılırlar. Bir kültürün ritüelini başka bir kültüre aşılamak zordur. Batılılar açısından bu mantralar kendi doğal bağlarından yoksundur.”
Ne yoga ya da meditasyona ne de Hindistan, Nepal seyahatlerine karşıyım. Hatta zaman zaman yazılarımda keyif alıyorsanız faydalanabilirsiniz diye tavsiye bile ettiğim olmuştur. Ama Karasu Hoca’nın o müthiş saptaması yıllardır aklımdan hiç çıkmıyor: “Manevi tohumlar kendi topraklarında filizlenir.”
Ruhsal detoks yapmak isteyenlere önemle duyurulur.
(*) Mutlu Olma Sanatı/ Boyner Yayınları

Detoksa ihtiyacınız var mı

Asla diyorsanız 0 puan, nadiren diyorsanız 1 puan, ara sıra yanıtı için 2, çoğu zaman için 3, her zaman yanıtı için 4 puan kullanın.
* Yorgunluk hissi, sabah yorgunluğu, gün içinde yorgunluk dalgalanmaları.
* Bitkinlik, yetersizlik ve yetmezlik duygusu, halsizlik.
* Sık sık acıkmak (Hioglisemi-kan şekeri düşüklüğü- öyküsü, geceleri açlıkla uyanma, yemek isteği).
* Belirli yiyeceklere aşırı istek, tatlı ve unlu besinleri fazla tüketme eğilimi.
* Aşırı ve sık yeme isteği, tatlı ve unlu besinleri fazla tüketme eğilimi.
* Zorlayıcı yemek arzusu, acıkmadan yemeğe yönelme eğilimi.
* Su tutma ve ödem yakınması.
* Sık sık idrara çıkma.
* Mide ekşimesi, gaz, hazımsızlık ve geğirme ataklarının mevcudiyeti.
* İshal ya da kabızlık.
* Dilde paslanma, yanma ve açlık duygusu.
* Dil ve ağızda tekrarlayan yaralar.
* Aşırı terleme.
* Kötü kokulu terleme.
* Düzensiz ve hızlı kalp atışı.
* Aşırı şişkinlik hissi ve tekrarlayan gaz atakları.
* Gözde tekrarlayan sulanma ve kaşıntı.
* Gözaltlarında koyu halkalar.
* Tekrarlayan nezle benzeri ataklar (sabahları hapşırma, burun tıkanıklığı).
* Uzun süren öksürük.
* Boğazda yanma ve batma hissi.
* Sıcak basması (terlemeyle birlikte ya da terleme olmaksızın).
* Tekrarlayan kurdeşen (ürtiker) atakları.
* Tekrarlayan deri döküntüleri, isilik, kırmızı lekeler, pullanmalar.
* Baş ağrısı ya da migren nöbetleri.
* Rahatsız ve yetersiz uyku veya aşırı uyuma isteği.
* Gereksiz, aşırı hiddet, öfke hali.
* Sık sık değişen ruh hali, gün içinde mutluluk ve mutsuzluk, sakinlik ve öfke dalgalanmaları.
* Depresyon veya bunaltı (anksiyete, panik atak tanıları).
* Gereksiz endişe ve korku hissi.
* Karar vermede zorlanma, bunaltı ve kararsızlık hali.
* Konsantrasyon güçlüğü, dikkatin çabuk dağılması.
* Yeni bilgileri anlamada güçlük.
* Bellek sorunları ve unutkanlık.
* Işığa ve görüntüye aşırı duyarlılık.
* Belirli bir sebebe bağlı olmaksızın kilo kaybı ve kilo alma.
* Basit hareketlerle bile hissedilen yorgunluk.
* Tırnak değişiklikleri, tırnaklarda çatlama, beyaz lekeler, çabuk kırılma.
* Saçlarda kuruma, kırılma veya aşırı dökülme.
* Tekrarlayan sırt ve boyun ağrıları.
* Eklemlerde sertlik ve ağrı, kas güçsüzlüğü, gevşekliği, gerginliği ya da ağrısı.
* Hava açlığı-solunum yetmezliği hissi.
* Ayak ve ellerde uyuşma, karıncalanma.
* Egzersize karşı isteksizlik.
* Kulak çınlaması, uğultu hissi.

DEĞERLENDİRME

* 30 PUAN VE ALTI: İyi planlanmış herhangi bir detoks programını üç gün uygulamanız yeterli olabilir.
* 30 VE 60 PUAN: Kısa süreli detoks programları yerine en az iki hafta sürecek programlar uygulamalısınız.
* 60-100 PUAN: Önemli ölçüde toksin yüklenmesiyle karşı karşıyasınız. 1-3 aylık detoks programları size yardımcı olabilir.
* 100 VE ÜZERİ: Olağanın üstünde ve uzun süre toksinlerle karşı karşıya kalmış olduğunuz için detoks programlarını olabildiğince yaşam biçimi şeklinde ve uzun süreli uygulamanız gerekli.
Yazarın Tüm Yazıları