İğne deliğinden Ankara fotoğrafları

Sevgili okurlar... Pinhole yani iğne deliği tekniği, film üzerine fotoğraf oluşturmanın en eski yöntemlerinden biri.

Haberin Devamı

İğne deliğinden Ankara fotoğrafları

Fotoğraf makinesi olmadan yalnızca bir kutu içerisine yerleştireceğiniz bir film bu kutuda filmin karşısına açacağınız bir delikle fotoğraf çekebilirsiniz. Meltem Çolak, bu tekniği kullanarak 2015’ten bu yana çektiği kareleri ‘Chronotope, İğne Deliğinden Ankara’ isimli kitapta topladı. Meltem Çolak’la kitabını ve bu kitaba uzanan iğne deliği tekniği fotoğraflarının hikâyesini konuştuk...

İğne deliğinden Ankara fotoğrafları

YILLAR SONRA FOTOĞRAFA DÖNÜŞ

“Fotoğrafa ilgim 70’li yılların sonunda lisede karanlık odayla tanışmamla başladı. Zonguldak Çelikel Lisesi’nde fotoğrafçılık kulübü kurulmuştu, orada karanlık odanın büyüsünü aldım. Ama bu kulüp çok yaşamadı ve bu alanda fazla gelişemedim. Sonra üniversite, iş hayatı ve hayatın yoğun temposunun akışı ile fotoğraf hayatımda ağırlığını yitirdi. Anı fotoğrafları ve gezdiğim yerlerin fotoğraflarını çekiyordum yalnızca. 2007’de fotoğraflarımı farklı bir boyuta taşımak istedim. Avukatım, yoğun ve stresli bir mesleğim var. Bu stresli iş hayatında nefes almak için AFSAD’a gittim. Orada temel fotoğrafçılık ve karanlık oda eğitimlerine katıldım. Analog fotoğraflar çektim, epeyce farklı deneysel çalışmalar yaptım, AFSAD’da sergilere de katıldım.

İğne deliğinden Ankara fotoğrafları

DÜNYAYA FARKLI BİR BAKIŞ

2015’te Pinhole yani iğne deliği fotoğraf tekniği ile ilgili kitapları olan bu alanda uzun yıllar çalışmış Tuğrul Çakar’ın ‘İğne Deliği Fotoğrafçılığı’ atölyesine katıldım. Beni çok heyecanlandırdı ve sonrasında pinhole fotoğraf çekimlerini hiç bırakmadım. Bu alanda çok fazla fotoğraf biriktirince bunu kitaplaştırmak istedim. Konu olarak ise 1982’den bu yana yaşadığım Ankara’yı seçtim. Ankara’nın imgelerini ve ruhunu da bu kitapta yansıtmak istedim. Ankara’da benim için birçok değerli mekân var. Örneğin Ankara Kalesi’nin büyüsü bambaşka. Her gittiğimizde faklı bir ruh yakalıyorsunuz. Bu yüzden fotoğrafçıların ilk başladığı sonrasında da kopamadığı bir yerdir. Kitabın adını da Chronotope koydum. Kitabı, dünyayı farklı bir bakış ve farklı açıdan yorumlayış olarak değerlendirebiliriz. Kitabın tasarımını ise Oğuz Sağdıç yaptı. Fotoğrafların seçimi, düzenlenmesi tasarlanması 10 ay sürdü. 2021’in Kasım ayında basıldı. Şu anda internette ve Ankara’da bir kitapevinde satılıyor.

İğne deliğinden Ankara fotoğrafları

BU TEKNİKTE MAKİNE YOK

İğne deliği fotoğrafçılığı çok eski bir teknik. Ve bu teknikte fotoğraf makinesi yok. Yalnızca fotoğrafı çekmek için kullandığınız içerisine filmleri koyduğunuz farklı boyutlarda kutular var. Temel fotoğrafçılık kuralları geçerli. Kutuları kendiniz yapıyorsunuz. Bir kutunun önüne delik açıp, içerisinde deliğin karşısına gelecek tarafına kestiğiniz filmi yerleştiriyorsunuz. Işık almamasını sağlayıp, iğne deliğini yine ışık almayacak bir şekilde kapatıyorsunuz. Bunların hepsini karanlıkta yapıyorsunuz elbette. Sonrasında da fotoğraf çekmek istediğiniz objeyi deliği açıp belli süre pozlayarak filme yansıtıyorsunuz. Ve elbette bir kutuda yalnızca bir kare fotoğraf çekebiliyorsunuz. Bu teknik için istediğiniz boyutta ve şekildeki kutularla çalışabilirsiniz. Ben 6x12 roll film kullandım. Gittiğim mekânları iğne deliğinden geçen ışıkla pozlayıp fotoğrafladım. Elbette lens kullanılmadığı için uzun pozlama yapmanız gerekiyor. Bu pozlama sürelerini deneme yanılma yolu ile tecrübe ederek uzun sürede kazandım. Uzun pozlama için elbette tripod kullanmanız gerekiyor. Haliyle hareketli objeleri yakalayamıyorsunuz. Dolayısıyla sabit mekânları tercih ettim. Filmlerin banyolarını da ben yaptım. Filmlerin banyo aşaması ise ayrı bir heyecan. Acaba yakalamış mıyım, nasıl bir sonuçla karşılaşacağım? Aynı mekânlara defalarca gittiğim oldu. Genellikle 12 kutu ile gidiyordum. Bu da demek oluyor ki 12 çekim hakkım var. Bu yüzden daha planlı ve yavaş hareket etmeniz pozlama sürelerini iyi ayarlamanız gerekiyor.”

İğne deliğinden Ankara fotoğrafları

MELTEM ÇOLAK KİMDİR?

ANkara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümünden mezun oldu. Uzun süre Ankara’da özel kuruluşlarda avukatlık yaptı ve mesleğini halen serbest avukat olarak sürdürmektedir. Fotoğrafa yaklaşımı 2007’de AFSAD seminerlerine katılması ile farklı bir boyut kazandı. Fotoğrafları çok sayıda karma sergide yer aldı. Ankara Adliyesi’nde gerçekleştirdiği ‘Adliyede Bir Gün’ ve ‘Adliyeden İnsan Manzaraları’ adlı fotoğraf çalışmalarını karma sergilerde paylaştı. Filmlerdeki fotoğraf karelerini yakalama serüveni sinema ile bağını güçlendirdi. Çok sayıda kısa film çalışmasında yer aldı, kısa kurmaca filmlerde yönetmenlik yaptı. Ankara’da yaşayan Romanları konu alan ‘Başkentin Romanı’ adlı belgesel filmin yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendi. 2014-2016 yılları arasında yayın kurulunda yer aldığı Fotografya dergisinde film analiz yazıları ve röportajları yayınlandı. 2017’den 2021’e kadar AFSAD Uluslararası Kısa Film Festivali’nin koordinatörlüğünü yürüttü. Aynı yıllar arasında AFSAD Yönetim Kurulu üyeliği yapan Çolak, fotoğraf ve belgesel film çalışmalarına devam ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları