Gençlere başarılar diliyorum ama, iyi ki genç değilim!

Öğrenci seçme sınavlarını pek çok insan tenkit ediyor. Evet, ÖSS çok vahşi bir yöntem olmakla birlikte talebin arzdan fazla olması karşısında daha iyi bir şekil düşünemiyorum doğrusu. Ama genç olmadığıma sadece bu konuda memnunum, çünkü bu heyecanı hiç değilse ben yaşamayacağım diye seviniyorum.

Bu hafta imtihan haftası imiş, bana da bu konuda yazı yazmam önerildi. Benim çocuğum yok, ben imtihanlardan ne anlarım ki? Ama gene de bazı bildiklerimi ve düşüncelerimi yazayım dedim.

Arnavutköy Kız Koleji'ne girerken imtihan edilmiştik, yani sınava girmiştik. Neden sınav yaparak almışlardı hálá anlayamamaktayım, zira hiç unutmuyorum sınava her giren talebe yani öğrenci mektebe yani okula kabul olunmuştu.

Seneler sonra yeğenim Ömer Koç'u giriş sınavları için koleje götürmüştüm ve orada kendimi adeta at yarışları yapılan bir hipodrumda gibi hissetmiştim. Sanki benim atım da orada koştuğu için heyecan çekiyormuşum gibi geldi. Çocuklarını sınav için getiren anneler birbirlerini nasıl olduysa tanımakta ve adeta çocuklarından daha ziyade bir hırsla yarışın sonunu beklemekteydiler. İşte o anda eğitimin nüfusun gerisinde kaldığını idrak etmiştim. Nitekim o zamandan bu yana, bu ara gitgide açıldı. Hükümetler nüfus planlamasına inanmadıkları için şimdi çok yoğun şekilde birikmiş genç bir nüfusa eğitim vermeye yetişemediklerinden eğitimin kalitesi düşüyor. Zaten bütçesinde diyanet işlerine eğitimden daha çok pay ayıran bir milletin eğitim politikasından ne hayır gelir ki?

ÖSS İLTİMASI ENGELLİYOR

Öğrenci seçme sınavlarını pek çok insan tenkit ediyor. Evet, ÖSS çok vahşi bir yöntem olmakla birlikte talebin arzdan fazla olması karşısında daha iyi bir şekil düşünemiyorum doğrusu. Belki bu sistemin bazı ayrıntılarında düzenlemeler yapılabilir ama bu şekil en iyisidir kanaatindeyim.

Tabii ki, liselerimizde eğitim zayıf olduğundan öğrencilerin pek çoğu sınavlara dershanelere gidip hazırlanmaktalar. Bir taraftan son sınıfta dershanelere gidebilmek için sahte raporlar alıp sahtekarlığa alışıyorlar. Öteki taraftan maaşları ödenen son sınıf hocaları yani öğretmenler de boş sınıflara girip çıkmak durumundalar.

Bu arada, bu sistem yeni bir kazanç kapısı yaratarak derhaneleri meydana getirdi. Bu karmaşa, üniversite giriş sınavları ile liselerdeki son sınıf dengesizliğinden meydana geliyor. Şimdi bu dengesizliği ortadan kaldırabilmek için acaba ne yapmalı diye düşündüm. Öğrenci seçme sınavlarını kolaylaştırmak, yöntemlerden biri olabilir. Lise son sınıfları paralı yapıp talebeleri dershanelerdeki gibi kuvvetli hocalarla sınava hazırlamak da aklıma gelen başka bir yol.

Esasında eğitim ve kültür, dünyada verilen en pahalı hizmetlerden biridir. Zira iyi hocalara yani öğretim görevlilerine sahip olabilmak için iyi para vermeniz gerekmektedir, çünki bu hocalar da yaşayacaklardır, bu hocaların da bir aileleri vardır ve ekmek parasını düşünmeden hem ilmini ilerletmek ve hem de gençlere aktarmak durumundadırlar. Amerika'da eğitim çok pahalı olduğundan, bütün Amerikalı ahbaplarım çocukları doğduğu günden itibaren tahsilleri yani eğitimleri için para biriktiriyorlar. Geçenlerde bir ahbabımın torunu oldu, ne hediye verdiğini sorduğumda, ‘‘İlerideki eğitimi için bankaya bir miktar para yatırdım’’ cevabını aldım. Artık eğitimin kalitesini arttırmak için devlet üniversitelerinden bazıları paralı olmak durumunda. Hakikaten çalışkan olan talebeler ise zaten rahatlıkla burs bulabilirler.

Vehbi Koç Vakfı'na ait ana okuldan başlayıp üniversiteye kadar uzanan paralı eğitim kurumları var. Koç Lisesi'nden mezun olan çocukların büyük bir bölümü Amerika'nın en zor girilen üniversitelerine derhal kabul oluyorlar. Yurtdışına gidemeyen öğrenciler ise ülkemizdeki muhtelif üniversitelere girmekteler. ÖSS sınavları iyi ki var, zira bu sınavların sayesinde bizlerden torpil isteyen ebeveynlere muhatap olmaktan kurtuluyoruz. Okullardaki öğrencilerin kaliteleri de bu yüzden bir nebze daha yüksek kalmış oluyor.

İlk Koç Lisesi'ni kurduğumuzda, eşimiz dostumuz kendi çocukları için ricacı oluyorlardı. Bu işlere bizlerin karışmadığını ve karışamadığını anlatmakta çok sıkıntı çekmiştik. Neyse ki şimdi herkes bizim bu zor durumumuzu anladı. Bu işler öyle otomobil alır gibi değil, adeta bir insanın hayat-memat meselesi gibiydi. Elinizden bir şey gelmediği için içiniz burkulurdu ama yapacak başka bir şey de yoktu.

GÜVEN SIRALAMASINDA İKİNCİ

Zaten istatiklere göre en güvenilir müesseselerden biri askerimiz, ordumuzmuş; ikinci güven ise ÖSS sınavlarına gösterilmekteymiş. Hiç kimse itiraz etmeden bu sınavların neticelerine razı olmaktaymış.

Öğrenci seçme sınavlarına girecek olan bütün gençlerimize başarılar diliyorum ve genç olmadığıma sadece bu konuda memnunum, çünki sizlerin yaşayacağı bu heyecanı hiç değilse ben yaşamayacağım diye seviniyorum.

Yurtdışı eğitim fuarı

Yurtdışında lisans, lisans üstü, sertifika veya dil eğitimi almak isteyenlere yönelik olarak düzenlenen a2 yurtdışı eğitim fuarları, 18-22 Haziran arasında Ankara, İzmir ve İstanbul'da düzenleniyor. Öğrenciler, 18 Haziran'da Ankara'da, 19 Haziran'da İzmir'de, 21-22 Haziran'da İstanbul'da yapılacak fuarda dokuz ülkeden 44 üniversite ve dil okulu temsilcileriyle görüşme imkanı bulacak. Fuarlarda ayrıca konsolosluklardan, Fulbright, British Council gibi uluslararası eğitim kurumlarından gelen uzmanlar da bulunacak. Fuar Ankara'da Sheraton Otel'de, İzmir'de ve İstanbul'da da Hilton Otelleri'nde saat 12.00-18.00 arasında yapılacak.
Yazarın Tüm Yazıları