Almanya’dan deprem notları

Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

Haftasonunu Alman havayolları Lufthansa’nın davetlisi olarak Frankfurt’ta geçirdim.

O günlerde büyük Alman şairi Göthe’nin 250. yaşgünü doğum yeri olan Frankfurt’ta kutlandı.

Buna ilişkin anılarımı Hürriyet-Pazar’da yazacağım.

Ancak bugün değinmek istediğim, deprem konusunda Almanya’da rastladığım Türklerin görüşleri.

Frankfurt’ta topu topu üç gün kalmama rağmen, sayısız Türkle karşılaştım. Kimi taksi şoförü, kimi garson, kimi ise gişeci. Bazıları Türkiye’den göçmüş, bazılarıysa orada doğup büyümüş ikinci kuşaktan.

Benim rastladıklarımın tümü Almanya’ya tamamen uyum sağlamış olanlardandı. Ama bu Alman olmak anlamına gelmiyor. Hepsinin yüreğinde bir Türkiye sevgisi var. Almanya’da doğup büyümüş olanlar bile kendilerini bir biçimde Türkiye’ye bağlı hissediyorlar.

Deprem o yüzden Almanya’daki Türklerin arasında da hálá gündemin birinci maddesi.

Yardım konusunda herkes cömert olmaya hazır görünüyor.

Ancak içlerinden hiçbiri, bu yardımların etkili bir biçimde depremzedelere aktarılacağına inanmamakta.

Bunu üzülerek söylüyorum. Çünkü bu düşünce biçimi yardımın daha büyük ölçüde oluşmasını engelliyor. Ama yine de gerçek bu.

* * *

Acıklı bir başka durum ise, bizim siyasetçilerimizin Almanya’daki Türkler arasında hiç kredisi kalmamış olduğunu görmekti.

Kiminle görüştümse, 'Allah aşkına bunu yaz. Bu yalnız bizim kişisel görüşümüz değil. Siyasetçilerin burada hiçbir Türk nezdinde itibarı yok.' sözlerini işitmek acıklıydı.

Kendi düşenler istediği gibi ağlayabilir.

Ben Allah’ın doğa yoluyla verdiği acıda düşenlere ağlıyorum...

Şişli Belediyesi’nin ayıbı

Orijinal mesajı yollayan, Turgay Karlıdere, bana mesajı 'forward' eden ise bir okuyucum.

'Aşağıdaki mesajı ’forward’ etmeyi gerekli gördüm.Bu sadece bir örnek. Daha neler yaşanıyor kimbilir' diye söze girmiş.

* * *

Turgay Karlıdere ise söze, ' Sizlere Şişli Belediyesi’nin duyarsızlığı konusunda bilgi vermek istiyorum. Lütfen bu mesajı olabildiğince çok kişiye gönderelim ki belediyelerimiz ile ilgili bilinmeyen gerçekler su yüzüne çıksın' diye başlamış.

Sonra olan biteni aktarmaya girişmiş.

'Perşembe günü özel bir şirket çalışanları tarafından hazırlanmış olan yardım malzemelerini taşıyan bir minibüs ile Adapazarı’na gitmeye karar verdik' diyor.

Yollar özel araçlara kapalı olduğu için Şişli Belediyesi’nin de o esnada yardım götüreceğini öğrendik ve minibüsümüze üzerinde ’Depremzedelere Acil Yardım- Şişli Belediyesi’ yazılı bez afişi asarak konvoya katıldık.

* * *

Bundan sonra, müthiş acı ve gülünç bir gezi başlıyor...

'Önce 12:00 gibi yola çıkacak olan konvoyun hareketini saatlerce bekledik ve nedense saat 14:00 gibi ters yöne (Esentepe’de bulunan Şişli Belediyesi’nin bulunduğu yerden geri dönüp Mecidiyeköy - Şişli’ye) doğru yola koyulduk.

İyi niyetli olduğumuz için olsa gerek, Yenikapı’ya gideceğimizi; oradan da arabalı deniz otobüsü ile depremzedelere ulaşacağımızı düşünürken anladık ki, bu durum sadece bizim kendimizce oluşturduğumuz bir senaryodan ibaretmiş.

Konvoy; en önde ambülans, ardında Şişli belediye başkan yardımcısının makam arabası, iki özel araba, iki minibüs ve 3-4 kamyon ile birkaç arabalı ve motorlu eskort polislerle görkemli bir vaziyette Mecidiyeköy- Şişli-Osmanbey güzergáhından Taksim’e kadar gitti ve oradan U dönüşü yapıp tekrar hareket ettiğimiz noktaya geri döndü. Bu arada bir saati aşkın bir süre geçti tabii.

Bu gezinti sırasında yol kenarlarına yerleştirilmiş kameralar sürekli bizi filme aldı. Anonslarla ’sayın sürücüler lütfen konvoy geçene kadar bekleyin’, ’lütfen konvoya yol verin’, ’lütfen konvoyun arasına girmeyin’ türünden anonslarla çevrede bulunanların dikkatleri konvoya yöneltildi.

Ve maalesef yolda bulunan herkes bunun altında ne tür bir şov olduğundan habersiz, takdir dolu bakışlarla bizi seyretti.'

Olan bitenler Turgay Karlıdere’nin çok kanına dokunmuş olmalı ki, bundan sonraki kısmı büyük harflerle yazmış.

'BİZ DE MAALESEF ÖNCE FARKINDA OLMADAN SONRA DA İSTEMEYEREK BU ŞOVDA YER ALMIS OLDUK Kİ BUNDAN UTANÇ DUYUYORUZ.

UMARIM BİZİ O GÜN GÖRMÜŞ OLANLARIN BİR KAÇINA BU MESAJ ULAŞIR DA, BUNUN GÖRÜNDÜĞÜNDEN FARKLI OLDUĞU BIRKAÇ KİŞİYE ULAŞTIRILMIŞ OLUR.'

* * *

Haberi bana 'e-mail' ile yollayan -ve bu arada başkalarına da yollayan Gülten Yılmaz, orijinal mesajın altına bir not eklemiş. Orada şöyle yazmış:

'Sevgili dostlarım;

Sizlerden ricam bu mesajı olabildiğince yaymanız ve de son derece insani olan yardım olayının politikacılar tarafından nasıl bir şova dönüştürüldüğünden insanları haberdar etmeniz.

Depremden zarar görmüş olan vatandaşlarımıza iletilecek yardımların ne derece acil iletilmesi gerektiğinden habersiz olan politikacılarımızın bunları şov aracı olarak kullanmalarının duyurulması çok önemli diye düşünüyorum.

Bu ve benzeri olayların tekrarlanmaması için lütfen çevremize duyuralım. Tavrımızı alalım. Bunun böyle gitmesini engellemeye çalışalım.

Teşekkür ederim,'

Ben size teşekkür ediyorum Turgay Karlıdere ve Gülten Yılmaz.

Bakalım Şişli Belediyesi’nin bütün bu olan bitenler hakkında bir açıklaması olacak mı?

Yazarın Tüm Yazıları