Akvaryumda parti yapılınca balıklar rahatsız olmuyormuş

Artık adı sıradışı partilerle özdeşleşen J&B’nin bu yılki büyük partisi Start A Party @ Underwater haftaya cumartesi Bayrampaşa’daki akvaryum Turkuazoo’da gerçekleştiriliyor.

Partiye katılanlar, üzerlerinden köpekbalıkları, vatozlar, ahtapotlar geçerken viski kokteyllerini yudumlayacak. Partinin akvaryumda yapıldığını duyanların ilk tepkisi: “Balıklar gürültüden rahatsız olmayacak mı?” Mekan sözleşmesi yapılırken akvaryumdaki canlıların zarar görmeyeceğine dair yazılı resmi taahhüt alınmış. Ayrıca yurtdışında zaman zaman akvaryum partileri yapılır. Örneğin, Londra’daki akvaryum noel partileriyle meşhurdur. Sadece Londra da değil, bundan iki ay önce “Alacakaranlık” filminin Vancouver Akvaryumu’nda partisi yapılmış, içeriye üç bar yerleştirilmiş, suşi ikram edilmiş ve Rathbone’s sahneye çıkmıştı. Demek akvaryum camları hem sese hem titreşime epey dayanıklı oluyor.

J&B’nin bu seferki partisinde müziği Madonna, Agyness Deyn, Franz Ferdinand gibilerinin pek sevdiği DJ üçlüsü Misshapes yapacak. Bu partiler öyle kuru kuru geçmiyor. Aralarda size sürünen veya birden yanınızda beliren tuhaf yaratıklar görüyorsunuz. Bu yaratıklar öyle inandırıcı oluyor ki, gerçekte insan olduklarını unutuyorsunuz. Bu seferki sualtı yaratıklarının bazıları New York’tan geliyor; Amsterdam’daki Supper Club’dan gelecek dansçıların da sürpriz bir gösterisi olacak.

Bu aslında özel bir parti ama Facebook üzerinden de bilet kazananlar oldu. Facebook disko topu uygulamasını 15 günde 5000 kişi kullandı. Topuna en çok arkadaş toplayarak bilet kazananların sayısı ise 200. Yaklaşık 800 kişinin katılacağı partide sanatçılar ve cemiyet hayatından isimler de olacak.
Biraz bu tür partilerden kokteyl trendlerini de anlayabiliyorsunuz. “Viski kokteyl” lafını ilk duyduğumda gidip kusmak istemiştim. Fakat geçtiğimiz yıllarda çok popüler olan zencefil gazozu-viski karışımı çoğumuzu viskinin de bir şeylerle karışabileceği fikrine alıştırdı. şimdilerdeyse bir yerlerde karşınıza çıktığında maceraperest davranıp viski kokteyllerden tatmanızı tavsiye ederim; pişman olmazsınız.

Bu partiye özel mavi, sarı ve kırmızı renklerdeki kokteylleri “Farklı lezzetleri karıştırıp ortaya yeni bir tat çıkarmanın ustası” diye tanınan Maksut Aşkar yaratmış. Karışımlar önceden hazırlanıp dinlendirilecek ve gecede servis edilmek üzere pompalı kavanozlara doldurulacak, partideyse akvaryumun içine özel tasarlanmış barda bol buzla servis edilecekmiş. Underwater isimli mavi karışımın içinde limon kabuğu, zencefil, kakule, su ve blue caracao şurubu var. Sarı renkli Yellow Submarine fesleğen, tarhun otu, Japon gülü, mandalina ve şekerden oluşuyor. Kırmızı Little Red Fish’in içinde ise ahududu, nane, limon, tarçın, portakal ve şeker var. Tabii hepsinin ana malzemesi viski.

Bu parti için dört aydır 30 kişi çalışıyor. Ortaya nasıl bir şey çıkacağını merak ediyorum. Size de anlatırım.

Ali Taran’ın kötü esprisi

Geçenlerde Ali Taran’ın yeni filmi “No Ofsayt”ın televizyondaki reklamına rastladım. İzledikten sonra ağzım açık kaldı.

Taran kamera karşısında oturmuş konuşuyor; daha doğrusu ahkam kesiyor.

Filmin adı “No Ofsayt” ve kızlar futboldan anlamaz ya, dışarıdan bir ses Taran’a “E bu filme kızlara nasıl izleteceğiz?” diye soruyor. Taran’ın cevabı ise dudak uçuklatacak cinste: “E nota bilmeyen kız da müzik dinliyor. Bu filmi de izlerler.” Kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama diyalog böyle bir şeydi.

Bir kere eğer bu bir espriyse gerçekten kötü bir espri. Ve son derece seksist bir espri. Kadınları aşağılayan bir espri. Kadınlarla futbolla ilgili hep ofsayt üzerinden dalga geçilir ya. Kimi erkekler gerzekçe “Ofsayt nedir söyle bakalım” diye kadınların futbol bilgisini test eder ya... O hesap.
Ayrıca söylemeye gerek var mı, nota bilmeyen erkek de müzik dinliyor.

Ve nota bilmekle müzik dinlemek arasında ne gibi bir ilişki var, biri bana açıklasın. Nota bilmeyen nasıl müzik yapıyor dense anlayacağım. Ki nota bilmeden müzik yapanlar da var bu arada.

Futbol izlemekle ofsaytın ne olduğunu bilmek arasında ise doğrudan bir ilişki var. Yani, ofsaytın ne olduğunu bilmiyorsanız maçtan bir şey anlamamanız çok olası.
Yani bu esprinin tutulacak yanı yok, en ufak bir zeki yanı yok. Saçma sapan.

Filmdeki esprilerin düzeyini hakikaten merak ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları