Paylaş
Yüzlerce yıldır, genç görünmek bir tutku olmuştur hem kadınlar hem de erkekler için. Ama en çok kadınlar önemser bu yaş meselesini. Yaptırılan operasyonlar ve bakım kürleri acaba ne kadar fayda sağlıyor bize? Kendini genç göstermek ve hissetmek isteyenlere, Psikolog Serap Duygulu’dan tavsiyeler var.
“Kozmetik sektörünün de bu korkuyu ve güzel görünmeye karşı olan bu merakı nasıl körüklediğini görmek mümkün. Her satılan krem, her yeni ürün, yeni reklam pazarı, yeni satışlar ve yeni umutlar demek aslında. Yeni umutlar ürünü alan tarafın payına düşen duyguların toplamından oluşuyor. Daha önce denenmiş ve pek de memnun kalınmamış diğer ürünlerden sonra yeni çıkan her üründe bir kez daha yeşeren umutlar onlar.
Gençleşmek Operasyonlarla Mümkün mü?
Bu sefer daha güzel ve daha genç görünecek olmanın inancı, heyecanı ve hevesiyle kullanılmaya başlanan ürün bir süre sonra yeni hayal kırıklıkları getirince, arayışlar başka tarafa yönelir. Kaş kaldırmak, gözaltı torbası aldırmak, kırışıklıkları gerdirmek için botoks yaptırmak ve silikon yaptırmak…
Hiç dikkat ettiniz mi, bütün bu genç görünme amacıyla yapılan estetik müdahalelere rağmen, insanlar asla hedefledikleri yaşta görünmezler. Yüzlerdeki kırışıklıklar gider belki ama nedense o gençlik ışıltısı bir türlü gelip oturmaz mimiklere, bakışlar asla yirmili yaşların o masum bakışları olmaz. Peki, neden?
Bütün sır aslında gözlerdedir. Cilde her tür müdahaleyi yapabilirsiniz, her tür bakımı uygulayabilirsiniz ama gözlere hiçbir şey yapamazsınız. Bakışları değiştiremezsiniz. O bakışların içindeki yaşanmışlıkları, yılları, deneyimleri değiştiremezsiniz. Orada tecrübe vardır, orada hedeflenilen yaşlardan bu yana gelmiş geçmiş bütün hüzünler, mutsuzluklar, yarım kalmış hevesler vardır.
Dışarıya bakan o tecrübe süzgecini yok edemezsiniz. Gençlikteki meraklı bakışlar, dingin, durulmuş bakışlara dönmüştür çünkü. Bilirsiniz artık, karşınızdaki insan ne derken aslında ne demek istemektedir. Ne yaptığında aslında ne yapmak amacındadır ve sizden beklentisi nedir.
İsteseniz de istemeseniz de hayat sizi pişirmiş, elinize deneyim denilen bir joker kartı vermiştir. O deneyimdir işte gelip gözbebeklerinize yerleşen ve sizin istediğiniz yaştaki kadar masum görünmenizi engelleyen şey. Çünkü artık masum değilsiniz.
Kırışıklıklar Sadece Yaşlanmak Demek Değildir
Hayat cildinizde kırışıklıklar yaparken sizi de hayat adamı yapmıştır. Üstelik cildinize yaptığınız her tür operasyon, gözlerdeki tecrübeyi ve orada saklamaya çalıştığınız her yaşanmışlığı, her acıyı, her kırıklığı daha çok ortaya çıkarır, daha çok netleştirir. Kendinizden bile saklamaya çalıştığınız her sırrı ortaya serer.
Kendinize yalan söylemeye çalışmanın, kendini kandırmanın en belirgin yolu kırışıklıklarınıza yaptığınız müdahaledir. Hayatla yüzleşmekten korkarak, yaşadıklarınızı yok saymaya çalışırsınız çünkü. Sizi üzen, yoran ve eksik bırakan her şeyi, onları reddederek unutmaya çalışırsınız ama olmaz. Gözler unutmanıza izin vermez. Bakışlar neyi gördüğünü, nelere tanık olduğunu asla unutmaz.
Bütün yıpranmışlıklar önce ruhunuzda olur, sonra cildinize yansır. Cildinizdeki tamir, ruhunuzu tamir etmez. Ve gözleriniz cildinize sormaz bakışlarınızdaki tecrübeyi. Ruhunuzdan beslenir, ruhunuzu dinler. Orada ne varsa onlara bir ayna tutar. Ne kadar kırılmışsanız, ne kadar incitmişse sizi hayat, o kadar buğulu bakarsınız, o kadar hüzünlüdür duruşunuz. Hayatın “geri dön” tuşu yoktur. Başa saramaz, geri döndüremezsiniz.
O nedenle kendinizle ve fiziğinizle ilgili bir şeylere takılı kalırsanız, dönüp ruhunuza bakmalısınız. Asıl yara, kırışıklık ve düzeltmeniz gereken şey oradadır. Şimdi düşünme zamanı: Cildiniz mi yaşlı, ruhunuz mu?”
Paylaş