Test kuşağı ve yazı yazma

Türkiye’nin önde gelen liselerinden birinin müdürü ile konuşuyorum. Öğretmenler de sohbetimize eşlik ediyor. En büyük şikayetleri çocukların yazı yazmaması. Yani Türkçe’yi, noktalama işaretlerini kullanmayı bırakın ğrencilere yazı yazdıramıyorlar. Derslerde ısrarla not tutmasını istediklerinde öğrencilerin eli kaleme deftere uzanmıyor. Zaten birçoğu defter taşımıyormuş.

Test kuşağı yetiştirmenin olağan sonucu bu değil mi? Yıllardır yok OKS, yok LYS, yok SBS... Alın işte size yazı yazmayı sevmeyen bir kuşak. Yazı olmasa ne olur? Şıklar arasında cevap arayan, sentez, düşünme yöntemine başvurmayan sorunların çözümünü A-B-C-D’de arayan bir kuşakla karşılaşıyoruz.

Çocukların hiç suçu yok. Bunu yapan biz yetişkinler, öğretmenleriz aslında. Şu iyi liseyi kazansın, istediğimiz puanı alsın diye dayadık önlerine testleri, defteri unutturduk. Zorlu sınavları atlattıktan sonra yani liseye kapağı attıklarında da onlardan yazı yazmasını, not tutmasını istedik. En az 3-4 yılını testlerle geçiren, eline defter almayan çocuklardan şimdi uzun uzun yazmasını bekliyoruz.

Telefon mesajlajmalarında kelimeleri tasarruf olsun diye klavyede bile yuvarlayan, kısaltan kuşaktan şimdi noktalama işaretlerini, cümleleri düzgün yapmalarını nasıl bekleyebiliriz ki!

Yurt dışında birçok ülkede sınavlarda mutlaka yazılı sorular da yer alır. Yani birkaç soruda mutlaka sentez yapması, analizde bulunması, düşüncelerini aktarması istenir. Ucu açık sorular sorulur. Milli Eğitim Bakanlığı da büyük ihtimalle önümüzdeki yıllarda buna geçecek.
En kısa zamanda bu uygulamayı başlatması gerekiyor. Yoksa bir sorunla karşılaştıklarında önce şıkları arayan, önündeki seçenekler dışında başka seçeneği düşünmeyen, analiz yapamayan bir kuşakla karşılaşacağız.