Paylaş
BEBEK İÇİN İLK TRAVMA DOĞUMDUR denilir. Bebeğin alıştığı ortamdan dünyaya gelerek yeni çevresine alışması ilk zorlu görevidir. Bu aşamada ona güven verebilecek en önemli kişi ise annesidir. Beslenme, alt temizliği, uyku gibi fiziksel ihtiyaçlar kadar önemli bir ihtiyaç da ten temasıdır, sıcak bir sarılmadır. Bebeğin doğum sonrası hayatta kalmasına yardımcı olan reflekslerden oluşan beyni, fiziksel duyumlar kadar duygusal duyumlara da ihtiyaç duyar. Duygusal ihtiyaçları yeterince karşılanmayan bebeklerde ağır gelişimsel gerilikler hatta ölümler görülmüştür.
Duygusal ihtiyacın bebekler için ne kadar önemli olduğunu, Alman imparator 2.Frederick’in çocukların doğuştan getirdiği dilin ne olduğunu merak ederek yaptığı deneyde bize göstermiştir. 50 kadar bebeğin her türlü ihtiyacı bakıcılar tarafından karşılanmış ancak asla konuşulmamış ve dokunulmamıştır. Maalesef deney sonucuna ulaşamadan bebekler ölmüştür. Beyindeki hipokampüs bölümü iletişimsizlik sonucu istenilmediğini düşünerek hayati salgılamaları durdurmuştur.
Bebekler doğum sonrası ilk aylarda anne karnında bulunduğu ortamı devam ettirmek ister. Bu uyaranların başında anne karnında duyduğu sesler gelir. Yenidoğan için aşırı sessiz ve tekdüze ortam yerine anne babanın yumuşak ses tonu, hafif sallantılar ve kucakta hissedeceği sıcaklık çok daha tanıdık ve güven verici olacaktır. Bununla birlikte kucakta annenin yüzüne odaklanma becerisine sahip olan bebek için göz teması gittikçe önem kazanacaktır.
Bu dönemde bebeğin kucağa alışması, fazla ilgi ile şımarması, gereksiz süre memede kalması gibi korkular gerçeği yansıtmamakta sadece bebeğin ruhsal ihtiyacı sonucunda oluşmaktadır. Dolayısı ile bunların zamanında ve yeterince karşılanması gerekmektedir. Buna karşılık tüm fiziksel ihtiyaçları karşılandığı halde sakinleşemeyen bebekler aileleri paniğe sürükleyebilir. Bu ağlamalar refleks olabileceği gibi bebeğin tek bildiği iletişim dili ile ihtiyaç duyduğu fiziksel ve duygusal yakınlığı anlatması da olabilir.
Bu durumlarda anneler bebeklerinin ihtiyaçlarını anlamak ve hissetmek için etkileyici yeteneklere sahip olduklarını hatırlamalıdırlar. Sakin kalarak sadece bebeğinize odaklanmak çok daha fazla işe yarayacaktır. Anneliğin tadını ilk aylarda doyasıya yaşayın ve sezgilerinize güvenin. Kurallar ve doğrular peşinden koşmaya çalışmak yerine ana odaklanmak ve bol bol ten teması yaşamak ileride bebeğinizin ihtiyaç duyacağı güven duygusunun temelinin sağlam atılması sağlayacaktır.
Paylaş