Gribe karşı beslenme

Havaların soğuması ile beraber herkes salgına maruz kalıyor, gribal enfeksiyonlar artıyor. Bu durumda ne yapmak gerekiyor, nasıl beslenmek gerekiyor diye çok soruluyor.

Haberin Devamı

Aslında en önemli şey güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturmak… bu da beslenme ile doğrudan ilgili konumda. Öncelikle mutlaka vitamin ve/veya mineral eksiklikleriniz varsa bunları tamamlamalısınız.

D vitamini, B12, çinko, C vitamini hastalıklara karşı savaşan askerler gibi vücut savunmasında etkili ajanlardır. Bunların vücutta yeterli miktarda bulunması, hastalıklarla mücadele açısından çok önemli bir etki oluşturuyor. Varsa eksikliğinde buna yönelik beslenmek, gerekiyorsa takviye almak ve beslenmeye bütüncül olarak dikkat etmek gerekiyor.

NELER YAPILABİLİR?

İlk olarak C vitamini eksikliği yaşamamak için mutlaka turunçgillerden tüketmelisiniz. Limon, portakal, mandalina günlük beslenmede yer alması gereken önemli C vitamini kaynaklarıdır.

Kuru yemişler; özellikle kabak çekirdeği, badem, ceviz, fındık gibi yemişler B grubu vitaminlerinin yanında çinko da içermesi sebebiyle ara öğünlerde tüketilebilir.

Protein içeriği yüksek beslenmek, bağışıklık için çok önemli olup; tavuk suyu, kemik suyu, paça, ilikli su ile hazırlanmış çorbalar hastalık döneminde tüketilmesi gerekmektedir. Şayet diyet yapıyorsanız bunların yağ içeriğinin yüksek olduğunu unutmayın. Bu dönemde kilo vermeye hedeflemeyin. Sağlığınızı toparlamaya odaklanın.

Çorbaların içerisine doğal antibiyotik kaynağı dediğimiz soğan ve sarımsak kullanımını da ihmal etmeyin. Hatta yine doğal koruma ajanları kabul ettiğimiz baharatlar da hastalık dönemlerinde en büyük yardımcılarımız arasında diyebiliriz. Zerdeçal, karabiber, pul biber, kekik, nane gibi baharatlar pişirilmiş yemekler savunma mekanizmasını destekler, hızlı toparlanmanıza yardımcı olur.

Bunun haricinde protein kaynağı olarak organik yumurta, kuzu eti, organik tavuk, hindi, deniz balıkları da vücudun savunma mekanizmasına yardımcı olur. Halsizlik yaşayan kişilerde güçlü olmaya yardım eder. Bazen hastalık dönemlerinde mide ve bağırsaklarda hassasiyet olabilir. Bu dönemlerde yemekleri haşlama, fırın gibi yöntemler kullanarak pişirmek, aşırı salça, sos gibi şeylerden uzak hazırlamak büyük önem taşır. Bunların yanında karbonhidrat kaynakları olarak bulgur pilavı, makarna tüketilebilir. Bunların da besleyiciliği artırarak (örneğin; mercimekli bulgur pilavı veya yoğurtlu tam buğday makarna gibi…) tüketmek bağışıklığı desteklemek açısından önemlidir.

Bu dönemde sirke tüketimini ihmal etmeyin, gerek suyun içine gerekse çorbalara ya da salatalara ilave ederek bağışıklığı destekleyebilirsiniz.

Probiyotik içeriğini yükseltmek amaçlı kefir tüketimini artırabilirsiniz.

Bunların dışında bir de bitki çayları bağışıklık güçlendirmek açısından faydalanabileceğimiz kaynaklar arasındadır.

Ihlamur, kuşburnu, hibiskus, keki çayı, adaçayı, kakule, biberiye, nane limon gibi bitki çaylarını aralarda tüketmek hastalığınızda mücadelede etkili olacaktır.

Tüm bunları yaparken; işlenmiş gıdalardan, alkolden, aşırı soğuk, aşırı sıcak yiyeceklerden, kızartmalardan, hamur işlerinden uzak durmalısınız. Sigara kullanıyorsanız en aza indirmelisiniz. Mümkünse bu dönem içmemelisiniz. Uyku düzeninize dikkat etmeli, bol sıvı tüketmelisiniz.

Yazarın Tüm Yazıları