İngilizceyi hayatınıza katarak öğrenebilirsiniz!

İşte İngilizce öğrenmenin püf noktaları...

Haberin Devamı

5 yıl önce bir öğrencisinin günü dışarıda geçirelim demesiyle başlamış her şey... Öğrencilerinden aldığı dönüşlerle İngilizceyi hayata katarak öğretme sürecini başlatmış... Üstelik 3 yaşında bir bebekten 77 yaşında bir teyzeye kadar öğrencileri var.

Klasik İngilizce derslerini unutun!

Öğretmeninizle alışverişe gittiğinizi, yürüyüş yaptığınızı, yemek yediğinizi ve tüm bunları yaparken İngilizceyi şakır şakır konuştuğunuzu hayal edin! Evet, tüm bunları İngilizce Öğretim Uzmanı Doğuş Aydın yapıyor. Öğrencileriyle vakit geçirip kendi geliştirdiği metodlar ile dil edinmelerini sağlıyor. Kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik; annelerden çocuklara, püf noktalarından eğitim metodlarına kadar birçok konuda konuştuk... 

Eğitim süreci boyunca öğrencinize hayatında eşlik ediyorsunuz. Onlarla geziyor, alışveriş yapıyor İngilizceyle bağdaşmasını sağlıyorsunuz. Bu proje nasıl çıktı? Bu eğitim metoduna nasıl karar verdiniz? 

Yaklaşık 5 yıl önce bir öğrencimin bugün bütün günümüzü bir alışveriş merkezinde geçirelim, hep İngilizce konuşalım, yemek yiyelim, alışveriş yapalım demesiyle başlamış bir süreç. Aslında benim verdiğim bir karar değil yani. Öğrencilerimden aldığım dönüşler bu yolda ilerlememizi sağladı. Herkesin ortak sıkıntısı İngilizceyi hayatın içine katamamak veya kullanamamak. Eğitimlerimin başlangıcından sonuna kadar benim Türkçe konuştuğumu dahi göremiyor öğrencilerim. Bu önemli bir olgu. Bunun üstüne kurgulanmış dil edinim sürecinden geçiyor öğrencilerim. Doğal yollarla, zorlayarak ve sadece İngilizce konuşarak İngilizce öğreniyorlar. Dil edinim metodu ve iletişimsel yaklaşım metodunun bir gereği olan hayatın alanlarına öğrettiğim dili sokmaya çalışıyorum. Bu da kişinin hızlı, akıcı ve doğal iletişim kurabilmesini sağlıyor.

İngilizceyi hayatınıza katarak öğrenebilirsiniz

Hangi yaş grubuna İngilizce eğitimi verilebilir?

3’den 77’ye demek en doğrusu olur. Daha yeni Türkçe konuşmaya başlamış bir bebekten tutun da 70 yaşında bile öğrencilerim var. Yaş ilerledikçe insanlarda bundan sonra İngilizce öğrenemem ki ama ben diye bir tutum var. Ancak bu yanlış bir bilgi. Çocukken bir şeyi daha kolay öğrenmiyoruz. Yetişkinin beyni daha olgun ve bir yetişkin beynini daha iyi kullanabildiği için yani nasıl öğrenebildiğini daha iyi bildiği için daha çabuk öğrenebiliyor. Ancak çocukluktaki mesleğimizin sadece öğrencilik olması ve hem zamanımızı hem enerjimizi sadece eğitime aktarabildiğimiz için daha kolay yol alabiliyoruz. 50 yaşın üstünde hafıza, unutkanlık gibi problemler olabiliyor. Dil eğitimi bunlarda pozitif gelişmeler gözükmesine neden olabiliyor. Ancak 20 ile 50 yaş arasındaki bireylerde ciddi oranda dil öğrettiğim öğrencilerim mevcut. Hepsi İngilizce konuşuyor!

Konuşarak İngilizce öğrenmenin diğer metotlara göre farkları nelerdir?

Bir bebek mantığında düşünelim. Bebek önce kelimelerle, sonra cümlelerle sadece o ifade tipinde onun kullanılması gerektiğini beyin kaydettiği için iletişim kurabiliyor. Konuşarak İngilizce öğrenme aslında şu an geçerli olan tek metoddur. Ne yazık ki ülkemizde halen çok eski tarihlerden kalma dilbilgisi-çeviri tekniği kullanılmakta ve sadece %2’sinin ancak orta seviye İngilizce bilebildiği bir toplum oluşmaktadır. Halbuki dilbilimci yetiştirmeyi tercih etmek yerine bol bol hatalar yaparak bol bol konuşarak yetiştirsek bu sayı çok rahatlıkla gelecek jenerasyonlarda %70-80’leri bulabilir.

 İngilizceyi hayatınıza katarak öğrenebilirsiniz 

Çocuklarda İngilizce eğitimine ne zaman başlanmalı?

2 yaşından sonrasını çok ideal görüyorum. Ne kadar erken başlanırsa o kadar edinim anlamında yol alınabiliyor. Çocuk dili edinmiş oluyor. Tabii bazı sakıncaları var. Öğretmen seçimi çok önemli burada. Bu yaştaki bir çocukta beyin soyut işlemlere kapalı olduğundan ötürü bilinçli dilbilgisi öğretme işlemi gerçekleştirilmemeli. Eğer böyle bir yol seçilerek ve neden-sonuç bağıntısıyla dil öğretilmeye çalışırsa çok büyük bir sıkıntı oluşmakta. Bol bol şarkılar dinletilmeli, videolar izletilmeli erken yaştaki çocuklara özellikle dilsel zekalarının gelişmesi açısından.

İngilizce öğrenmek isteyen annelere tavsiyeleriniz nelerdir?

Lütfen ama lütfen çevirerek öğrenmeyi ve dilbilgisi kurallarını ezberlemeyi yol haritası olarak görmeyin kendinize. Telefonlarımızda şu an bir çok uygulamalar var. Onlardaki videoları izleyin. İngilizce konuşurken İngilizce altyazılı şekilde ve onları çevirmeyin. Sadece bilmediğiniz kelimeleri not alın ve her gün belli oranda izleyin. Sonrasında dinleyin. Bol bol zamanınız oldukça anlama amacı gütmeden dinlemeye devam edin. Seviyenize göre metinler dinlemeye özen gösterin. Hemen üst bir seviyeden dinleme yapmayın. Bunun dışında Yabancı birilerini bulun konuşup pratik yapabileceğiniz. Eğer bu şekilde devam ederseniz inanın sadece tek başınıza sizde İngilizce öğrenebilirsiniz. Ayrıca hikaye kitapları alın ve onları da okuyun. Sadece kelimeleri not alın ve dilbilgisi ile ilgili durumları edinerek uzun solukta kendi kendine beynin fark edebileceğini bilin. Sabırlı olun, çalışın ve bol bol deneyin.

İngilizceyi hayatınıza katarak öğrenebilirsiniz
 

Evde kendi imkanlarıyla İngilizce öğrenmek isteyenlere ne önerirsiniz?

Telefondaki uygulamalardan yararlanılabilir. Burada bol bol dinleme, yazma, okuma ve konuşma yapılması çok büyük bir önem taşıyor. Kendi kendinize öğrenmeyi seçiyorsanız öncelikle üretimsel faaliyetleri yerine getirebilmek adına konuşacak ve/veya yazışacak birilerini bulun ve konuşun, yazışın. Bulamıyorsanız kendi kendinize aynanın karşısında konuşun veya evcil hayvanınızla veya bir eşyayla konuşun. Ama konuşun. Kendi kendinize o gün dinlediğiniz veya okuduğunuz konuyla ilgili bir şeyler yazabilir veya konuşabilirsiniz. Kelimeleri kelime defterinize not alın ve onları sürekli bir şekilde tekrar edin. Belli bir yere kadar İngilizce-Türkçe sonrasında ise İngilizce-İngilizce sözlükler tercih edin. Pre-Intermediate seviyesinden tercih edilebilir.

Evde anneler çocuklarıyla nasıl pratik yapabilir?

Belli günleri evde tamamen İngilizce konuşma günleri yapılabilir. Birbirlerini zorlarlarsa çok kısa sürede mükemmel bir akıcılık elde edebilirler. Bence burada zor olan konuşmak ve pratik yapmak değil daha çok süreklilik. Annelerimiz veya çocuklar sürekliliği sağlayamadıkları için vazgeçebiliyorlar. İnatçı ve sebat eden bir kişiliğe sahip olmanız gerekli İngilizce öğrenebilmeniz için.

 İngilizceyi hayatınıza katarak öğrenebilirsiniz 

Bu eğitim metoduyla ne kadar bir süreçte akıcı İngilizceye sahip olunabilir?

Öğrenciler daha ilk günden İngilizce vermek istediği mesajları biraz da vücut diliyle de olsa verebiliyor. İlk başta bu bir cümlenin ana dilimizde ortalama 5 saniyede ifade edebilirken yabancı dilde 40 saniyede ifade edebilmesiyle başlıyor. Sonrasında bu süreç hızlanmaya ve haftada 2 gün devam eden 2 aylık süre sonunda zeka tipine ve Türkçe konuşma hızına da bakaraktan 10-20 saniye arasına geliyor. Bu da aslında çoğu insan için günlük hayat konuşmalarını tamamen halletmesi anlamına geliyor. Ancak ne yazık ki biraz fazla mükemmelliyetçi bir toplum olduğumuz için hep daha iyisini istiyoruz. Çok akıcılık ve gerçek yeterlilik yani 5 saniye aralığı derseniz bu ortalama 200 saatlik bir eğitimle ulaşılan bir nokta oluyor.

Yabancı dil nankördür derler. Öğrencileriniz İngilizceyi unutmamak için neler yapmalı?

Düzenli olarak İngilizce aktiviteler yapılabilir. Uzun vadede eğer işlerinde veya hayatlarında bir türlü kullanmıyorlarsa dili unutma başlayabiliyor. Ondan dolayı herkese İngilizce kullanabileceği bazı günlük hayat aktiviteleri edinmelerini tavsiye ediyorum. 

   İngilizceyi hayatınıza katarak öğrenebilirsiniz   

Dil öğrenmek için o dilin konuşulduğu ülkeye gitmek gerekir diye yaygın bir algı var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizin yönteminizde de bu geçerli mi? Öğrencilerinize bir yurt dışı eğitimi öneriyor musunuz?

O dilin konuşulduğu ülkeye gitmek çok güzel bir durum ancak hem çok maliyetli hem de hayattan sadece dil öğrenerek geçirdiğiniz koptuğunuz bir süre var oluyor. Bir de oradaki eğitiminde iyi olması şart. Yoksa sadece elinizdeki bilgileri çok daha hızlı uygulamaya koyabilirsiniz Türkiye’de öğrenmeye oranla. Ancak gerekli ve yeterli eğitimi almadığınız takdirde yurtdışında olmak sizin sadece sığ bir kelime dağarcığıyla hızlı konuşmanızdan öteye gidemeyen bir durum oluşturacaktır. Dili kullanın ve doğru eğitimi alın. Bunun nerede olduğu açıkçası önemli değil.

Yazarın Tüm Yazıları