Esra Çabuk Cömert
Esra Çabuk Cömert
Esra Çabuk Cömert

Tüp bebekte erkek kısırlığına yeni yaklaşım yöntemleri

Günümüzde çiftlerin yüzde 15-20’sinin kısırlık problemi yaşadığı ve yüzde 50’sinin erkek faktörü kaynaklı olduğu tespit edildi. Sperm sayı, hareketlilik ve kalitesindeki yetersizlik normal gebelik oluşumu için engel teşkil ediyor.

Haberin Devamı

Kısırlık, çiftlerin bir yıl süreyle korunmasız birlikte olmalarına rağmen çocuk sahibi olamamaları olarak açıklanıyor. Sperm hücreleri hızlı olarak bölünüp, çoğalarak oluşuyor. Bu kadar hızlı çoğalan bir yapı dış faktörlere çok daha duyarlı oluyor. Sperm üretiminde hasar görülebiliyor, şekil bozukluğu, sperm canlılığının bozulması ya da sayının azalmasına da rastlanabiliyor.

Ayrıca skrotumun yani testis torbasının vücut dışında olması testisi olumsuz dış etkenlere daha açık ve duyarlı hale getiriyor. Testisler, sperm üretebilmek için 35 derece ısıya gereksinim duyuyor. Torbanın duvarı tamamen kastan oluştuğu için sıcak havalarda gevşiyor ve testisleri vücut ısısından uzaklaştırıyor. Soğuk havalarda ise büzüşüp, testisleri vücuda yaklaştırarak vücut ısısından yararlanıyor. Bu özelliği ile 35 derecelik ısıyı korumaya çalışan bir ısı ayarlayıcı görevi yürütüyor.

Haberin Devamı

KISIRLIKTA FARKLI TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

Modern hayatın bazı unsurları erkek kısırlığı üzerinde olumsuz etki gösterirken, günümüz tıbbı da bu sorunlara çözüm bulmaya çalışıyor. Erkek kısırlığının nedenlerine bakıldığında varikosel hastalığı yüzde 42’lik oranıyla ilk sırada yer alıyor. İlerleyici bir hastalık olan varikosel, özellikle ergenlik çağında başladığında olumsuz etkisi daha çok görülüyor. Şiddetli erkek kısırlığı olarak ayrılan grupta ise tüp bebek yöntemi tercih ediliyor. Sperm üretimi olmasına karşın, kanallar tıkalıysa testise iğne ile girilerek sperm alınabiliyor. Sperm üretimi olmayan hastalarda ise mikrocerrahi bir teknik olan MİKROTESE yoluyla testis içinden sperm elde edilebiliyor. Strese, kötü beslenmeye ve olumsuz çevre koşullarına bağlı olarak oksidatif türevlerin artması ve spermlerin etkilenmesi durumunda ise antioksidan tedavilerden yararlanılıyor.

KISIRLIK TEDAVİSİNDE GENETİK ÖN PLANA ÇIKIYOR

Kısırlık tedavisinde genetik gün geçtikçe daha fazla önem kazanıyor. Bugün için DNA hasarı tedavilerinin yanı sıra bazı hücrelerin genetiğinin normal, bazılarının ise bozuk olduğu mozaik tablolarda Preimplantasyon Genetik Tanı yöntemi ile laboratuvar ortamında oluşan embriyolardan biyopsi ile birer hücre alınarak kromozomlar inceleniyor ve sağlıklı olan embriyo seçiliyor. Ardından tüp bebek işlemi uygulanıyor. Kısırlık tedavisinde kök hücre ile ilgili de önemli gelişmeler yaşanıyor. Erkekte hiç sperm olmadığı durumlarda tedavide çığır açacak bir yöntem üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Çeşitli hücreler kullanılarak laboratuvar ortamında sperm elde edilse de bunlar gebeliği oluşturmuyordu. 2011 yılında Japonya’da yapılan bir çalışmada ise fare kanındaki hücrelerden oluşturulan sperm, dişi farelerin gebe kalmasını sağladı. Bu gebelikten doğan fareler de yavruladı. Bu yöntemin insanlarda uygulanması için çalışmalar devam ediyor.

Haberin Devamı

EN YENİ YAKLAŞIM KÖK HÜCRE

Bulgular, kök hücrelerin “pasif” bir durumdan, bölünerek “çoğalma” durumuna, sonra da “olgunlaşma” ve nihai olarak bir “farklılaşma” durumuna kadar nasıl ilerlediğini ortaya koyan sperm kök hücrelerinin olgunlaşmasının dört farklı hücresel fazını ana hatlarıyla çizmektedir. Veriler hücre döngüsü regülatörleri, transkripsiyon (kopyalama) faktörleri ve sinyal faktörleri de dahil olmak üzere farklı hücresel durumları etkileyen faktörlerde belirgin geçişleri ortaya koymaktadır.

Sonuçlar ayrıca bazı kanserlerin nasıl ortaya çıktığı konusunda aydınlatıcı olabilir. Erkeklerde kısırlığın testiküler ve prostat kanseri dahil olmak üzere bazı kanserler için daha yüksek risk faktörü taşıdığı bilinen bir gerçektir. Çalışma sperm kök hücrelerinde genlerin normal olarak işleyişi üzerine yeni bir ışık tutuyor.

Haberin Devamı

Bazı bilim insanları son yıllarda ard arda elde edilen erkek kısırlığında kök hücre çalışma sonuçlarına temkinle yaklaşıyor ve yapay sperm hücreleri üretmek için kök hücrelerin kullanımını düşündüğümüzde, örneğin sinir dokularının yenilenmesinde kök hücrelerin kullanılmasının aksine yapay sperm hücreleri için “kişiye özel” kök hücrelerin kullanılabileceğine dikkat çekiyor. Genetik bilgiyi aktarmak için, kök hücreler embriyolardan değil, özellikle kısır erkekten alınmalıdır. Bu gereklilik sınırlı bir farklılaşmaya ve proliferatif potansiyele sahip erişkin kökenli kök hücrelerin olanaklarını kısıtlamaktadır.

Yine de son yıllarda pek çok hastalığın teşhis ve tedavisinde kök hücre araştırmalarında büyük yol kat edildiği gerçeğinden yola çıkarak dünyada çeşitli rejeneratif biyoloji araştırma laboratuvarları kök hücreyle sperm üretimini hayata geçirerek erkek kısırlığına son verme konusunda kararlı görünüyor.