Kadına şiddet… Bu kez son olsun!

Her yeni güne bir şiddet haberiyle uyanıyoruz. Özellikle kadınların maruz kaldığı şiddet ne yazık ki son yıllarda sıkça ülke gündeminde yer alıyor. Yaşanan son üzücü olay ise Ozan Güven’in kız arkadaşına uyguladığı şiddet oldu. Medyatik bir ismin süreç içinde taraf olması konuyu daha ses getirir kılıyor. Ancak ne yazık ki en az haberi yapılanlar kadar, adını bilmediğimiz de birçok şiddet mağduru kadınımız var. Sayıları azımsanmayacak kadar çok...

Haberin Devamı

Kadına yönelik şiddet konusu, toplumun sadece bir kesimini ilgilendirmiyor, tersine bireylerin şiddet eğilimleri bütün toplumla ilgili önemli bir mesele. Özellikle yaşanan pandemi süreci ‘kadına şiddet’ konusuna dair yeni üzücü yaşantılar doğurdu. Koronavirüs salgını nedeniyle tüm dünyada yapılan ilk çağrı insanların evlerinden çıkmamaları oldu. Ancak bu çağrı ev içi şiddet gören kadınlar için şiddeti uygulayan kişiyle normalden çok daha uzun süre aynı evde bulunmak anlamına geldi. Bu nedenle hem ülkemizde hem de dünyada ev içi şiddetin arttığına dair veriler oluştu. Oluşan veriler yeni kararları gerekli kıldı elbette. Örneğin; Fransa’da ev içi şiddetin artışı üzerine, şiddet mağdurunun karakola gitmeden kendisine en yakın eczaneden bildirim yapabilmesi sağlandı. İspanya’da ise kadınların eczane çalışanından "Maske 19" isteyişinin bir iletişim şifresi olacağı ve çalışanın polise şiddet vakası bildiriminde bulunacağı açıklandı. Ülkemizde ise edinilen bilgiler 2019 Mart'ta 1804 aile içi şiddet olayı yaşanırken, ilk resmi vakaların açıklandığı Mart 2020’de olay sayısının 2493'e yükseldiğini gösteriyor.

Haberin Devamı

Şiddet, akla önce fiziki güç kullanımını getiriyor ve kadının bedensel bütünlüğüne yönelik kaba kuvvet eylemleri olarak tanımlanıyor ancak şiddeti sadece fiziki boyuta indirgemek mümkün değil. Konuya dair yapılan araştırmalar kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel olarak değil, farklı boyutlarda da var olduğunu net olarak gösteriyor.

Psikolojik şiddet: Küçük görme, aşağılama, beceriksiz olarak itham etme, düşüncelerini önemsememe, küfür, hakaret, bağırma, lakap takma, eleştirme, emir vererek konuşma, gerek iş gerekse sosyal hayatında kadının karşısına çıkan fırsatlara engel olma vb. pek çok davranış bu kategoriye giriyor.

Cinsel şiddet: Cinsel şiddeti, kadının istemediği bir şekilde cinsel ilişkiye zorlanması ve cinselliğin kadına yönelik tehdit ya da yaptırım aracı olarak kullanılması olarak tanımlanıyor. Tecavüz, başkalarıyla cinsel birlikteliğe ya da evlenmeye zorlama, çocuk yaşta evlendirilme, iletişim araçları ya da sosyal medya aracılığıyla cinsel içerikli davranışlara maruz kalma ve taciz cinsel şiddet örnekleri…

Haberin Devamı

Ekonomik şiddet: Maddiyatın ve var olan imkânların kadın için bir tehdit, bir güç olarak kullanılması ya da zorla çalıştırılma, iş hayatında yer almasını engelleme durumlarını içeriyor.

Sosyal şiddet: 
Toplumsal baskı ile kadını olumsuz bir sürece sokma durumu olarak tanımlanıyor. Birey olarak kadını ikinci sınıf görme, ötekileştirme, kısıtlama ya da toplumsal varoluşunu engelleme sosyal şiddet örnekleri.

Maalesef kadınlar; aynı anda birden fazla şiddete maruz kalabiliyorlar. Ve çoğu zaman süreci nasıl doğru yöneteceği, ne yapması gerektiğine dair net bilgilere sahip olmuyorlar. Kadına yönelik şiddetin ilk izleri çok eski tarihlere dayanıyor. Dolayısıyla aslında beklenen ve olması gereken konunun bugüne değin net olarak çözüme kavuşmuş olması. Ancak ülkemizde hala oldukça ağır örnekler yaşanıyor, hemen her gün yeni bir şiddet haberiyle karşılaşıyoruz.  

Haberin Devamı

Kadına şiddet konusunda, güçlü ve kararlı bir toplumsal bilinç oluşturulmasının en temel gereklilik olduğu düşüncesindeyim. Oluşan bilinç, toplumda kadına yönelik bakış açısını değiştirecek, her şeyden önce kadının bir birey olduğunun kabulünü sağlayacaktır.  Şiddeti doğuran ya da devamlı hale getiren tüm olumsuzlukları yok etmek amaçlanmalı ve toplumsal düzeyde bir farkındalık oluşturulmalıdır. Aynı zamanda devletin bu sorunu çok yönlü olarak ele alması, verilecek cezaların caydırıcı nitelik taşıması ve çözüm olacak gerekli politikalar üretmesi şüphesiz bir gerekliliktir. Kadınların eğitim, meslek edinme, ekonomik özgürlük kazanma ve iş hayatında var olma süreçlerine dair destekleyici çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmalar hem ekonomik hem de sosyal şiddet yaraları için iyileştirici olacak ve kadını psikolojik olarak güçlendirecektir. Yaşananların izlerini silmek, yaraları sarmak için gerekli müdahale ve destek programları planlanmalı, kadının kendini toplumdan izole etmesinin önüne geçilmelidir. Güvenli yaşam standartları mutlaka sağlanmalıdır.

Haberin Devamı

En yakın zamanda ve en net şekilde, kadına şiddet konusunun çözülmesi ümidiyle…

 

Yazarın Tüm Yazıları