Paylaş
İlk kez çocukluk döneminde cinsel organların bir yere sürtünmesiyle alınan haz “çocukluk mastürbasyonu” olarak adlandırılsa da bu bilinçli bir cinsel eylem değildir. Bilinçli cinsel etkinlik genellikle ergenlik döneminde yapılan mastürbasyonla başlar.
Cinsel açıdan erkekler kızlardan daha aktif olduklarından mastürbasyon erkeklerde kızlardan daha yaygın olarak görülür. Erkeklerin cinselliğe yöneliminin kızlardan daha fazla olması sosyokültürel kalıplarla cinselliğin erkekler için bir “hak”, kadınlar içinse bir “görev” olarak tanımlanması ve kızların önüne bekaret engelinin konmasıdır.
Evlenecek kadının toplum içindeki değeri cinsel deneyimsizliğiyle belirlenir ve bakirelik kutsanır. Kız çocuklar yetiştirilirken, cinselliğin erkeklere özgü olduğu, sadece erkeğin zevk aldığı, kadın için çoğu zaman mide bulandırıcı, acı veren ama evliliğin devam etmesi ve anne olmak için yerine getirilmesi gereken bir kadınlık görevi olduğu öğretilir.
Aile ve toplum baskısı, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, cinsel eğitimin yetersizliği, cinselliğin ayıp, günah veya yasak olarak kabul edilmesi nedeniyle, kadınlar cinsellik hakkında yeterince bilgi sahibi olamaz, bilgi sahibi olmak bir yana cinselliği sözcük hazinelerine dahi eklemezler.
Ancak yaşamı boyunca cinsel fantezi kurmamış, birini arzuladığında kendinden utanmış, suç işlediğini ya da günaha girdiğini düşünmüş, kızlık zarını korunması gereken en önemli değer olarak görmüş, hiç mastürbasyon yapmamış, kendi bedenine yabancılaşmış bir kadın, cinselliği haz alınacak güzel bir deneyim olarak değil, bir kadınlık görevi olarak yaşar.
Bu durum da kadın-erkek ilişkilerini olumsuz etkileyen hatta evliliklerin sonlanmasına neden olan vajinismus, cinsel isteksizlik, orgazm olamama gibi cinsel işlev bozukluklarına yol açar. Ergenlik döneminde mastürbasyonla başlayan ve genellikle ilk cinsel partnerleri seks işçisi olan erkeklerde de cinsellik doğru bir şekilde öğrenilmez. Genç erkeklerin çoğu, yasak ve günah düşünceleriyle, yakalanma korkusuyla, skor takıntısıyla ya da mastürbasyonun körlük, sağırlık yapacağı gibi batıl inanışlarla mastürbasyonu yanlış öğrenir ve uygularlar. Ülkemizde erkeklerde en sık karşılaşılan cinsel sorunların başında gelen erken boşalma, başaramama korkusu gibi sorunların temelinde cinselliği yanlış öğrenmeleri vardır.
Cinsellik, insanın vazgeçilmez bir gerçeği, beden ve ruh sağlığının en temel ihtiyaçlarından biridir. Cinsellikle ilgili hurafelerin ve tabuların ortadan kaldırılması için de küçük yaşlardan itibaren ailede ve okulda çocuklara cinsel eğitimin verilmesi şarttır. Cinsel eğitim önce ailede başlanarak, sonra anaokulunda, daha sonra ilk öğretimde ve ergenlik dönemine kadar çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olarak tamamlanmalıdır.
Bedenin ve zevk noktaların keşfedilmesine ve mastürbasyon yapmaya çocukluk döneminde başlanır. Farkında olunmadan ve bilinçsiz bir şekilde yapılan bu cinsel keşif cinselliğin başlangıcı olarak kabul edilir. Ergenlik döneminde cinsel organlarda ve cinsel davranışlarda belirgin değişiklikler olur. Cinsel organlar ve hormonlarda meydana gelen değişiklikler sonucunda ergenlerin 12-16 yaş arasında ilk mastürbasyon deneyimlerini yaşamaları normaldir. Kızlar klitorislerini keşfedip sürtünme yoluyla, erkeklerse penislerini okşayarak cinsel haz almaya başlarlar. Mastürbasyon ergenlikle birlikte başlayan cinsel yaşamın tek doyum kaynağı olduğu için önemlidir. Ayrıca mastürbasyon, cinsel uyarılma, haz alma, boşalma veya orgazm açısından kişinin kendisini keşfetmesine olanak vererek tüm yaşam boyu sağlıklı bir cinsellik yaşamasına yardımcı olur.
Mastürbasyon olağan ve doğal bir ihtiyaçtır. Halk arasında dolaşan “Mastürbasyon sivilce yapar”, “Mastürbasyon gözleri kör eder”, “Mastürbasyon yapanın ileride çocuğu olmaz”, “Çok mastürbasyon yaparsan spermin biter”, “Mastürbasyon kısır yapar” gibi söylentiler, cinsellikle ilgili tüm cinsel mitlerde olduğu gibi tamamen uydurmadır. Mastürbasyon kendini ve cinselliğini keşfetme sürecinde olan ergen için en kolay tatmin yöntemidir.
Ülkemizde kadınların yaşadıkları cinsel sorunların başında gelen cinsel isteksizlik ve orgazm olamama sorunlarının nedeni, çocukluktan itibaren cinsellikten korkutularak, utandırılarak hiç mastürbasyon deneyimi olmadan ilk cinsel ilişkilerini yaşamalarıdır. Kişinin cinsellikten zevk alabilmesi için önce kendi bedenini tanıması, nelerden zevk aldığını bilmesi gerekir. Bunun yolu da mastürbasyondur. Bu nedenle mastürbasyon genç kızlar için de cinselliklerini keşfetmelerine ve gelecekte cinsel sorunlar yaşamalarını önlemeye yardımcı olur.
Mastürbasyon cinsel organların veya vücutta diğer erojen bölgelerin, kendi kendine, elle, ayakla ya da cinsel ilişkiye girmeden vücudun başka kısımları ile veya mastürbasyon aletleri kullanılarak genelde boşalma oluncaya kadar uyarılmasıdır. Diğer bir ifadeyle kişinin düşünsel fanteziler, görsel materyaller ve fiziksel yöntemler kullanarak kendini tatmin etmesi ve cinsel doyum sağlamasıdır. Mastürbasyon başka biri tarafından yapıldığında adı partnerbasyon olur. Kişinin rahatlamasına ve cinsel haz almasına yardımcı olduğu için mastürbasyon doğaldır ve düzenli cinsel partneri olmayan kişiler için en kolay tatmin yöntemidir.
Aşırıya kaçılmadığı ve normal bir cinsel ilişkiye tercih edilmediği sürece zararlı değildir ve kişisel bir seçimdir. Mastürbasyon için maksimum ya da minimum bir sayı verilemez ancak sıklığını kişinin ihtiyacı belirler. Ancak ergenlikte mastürbasyon cinsel organları tahriş edecek sıklıkta ve sürekli olarak yapılmamalıdır; ergenin sosyalleşme sürecini etkilemeyecek ve takıntı haline gelmeyecek sıklıkta olmalıdır. Bu nedenle ergenlik döneminde ortalama olarak haftada 2-3 kez mastürbasyon yapılır, bu normal bir sıklıktır.
Ergenlerde sürekli olarak mastürbasyon yapmanın ardında; kendini var etme sorunları, yalnızlık, bağımlılık, koşullanma, arkadaşları tarafından dışlanma, ebeveyn baskısı gibi psikolojik sorunlar yatabilir. Mastürbasyon sonrası terleme, vücudun direncinin kırılması hissi ve boyun uzamamasını buna bağlama düşünceleri, yaşanan psikolojik sıkıntıların dışa vurulmasıdır. Ergenler evlerinde aileleriyle sağlıklı bir iletişim kuramıyor, kendi kimliklerine saygı duyulmuyor ise, sosyal anlamda kendilerini geliştirememişlerse, yalnızlarsa ve enerjilerini boşaltacak aktiviteler yapamıyorlarsa sık mastürbasyona yönelebilirler.
Gençler cinsellikle tanışmadan önce her iki cinsin cinsel organları, cinsel birleşme, gebelikten korunma ve cinsellikle bulaşabilecek hastalıklar da dahil olmak üzere cinsellik hakkındaki tüm bilgileri doğru bir şekilde öğrenmiş olmalıdır. Ancak kişinin cinsel ilişki deneyimini yaşaması için fizyolojik olarak hazır olması ve cinsel eğitim almış olması yeterli değildir. Partnerle kuracağı cinsel ilişkinin sorumluluğunu alabilecek ruhsal ve sosyal olgunluğa da erişmiş olması, aralarında gerçek ve sevgiye dayalı bir ilişki olması gereklidir. Bu açıdan bakıldığında cinsel ilişkiye girmek için ideal yaştan değil, gelişimsel olgunluktan söz edebiliriz. Ancak yine de önemle belirtmek gerekir ki 18 yaşından küçük kızların ve erkeklerin cinsel ilişki yaşaması hem biyolojik hem de psikolojik olarak risklidir.
Orgazm olmak ve boşalmak aynı şey gibi düşünülür ama ikisi birbirinden farklıdır.
Orgazm, çeşitli fiziksel ve psikolojik cinsel uyaranlar sonucu beynin harekete geçmesi ve bazı hormon mekanizmalarının etkisiyle hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan, “geçici şuur bulanıklığı”, “kontrol kaybı duygusu”, “zamandan kopuş” ve tüm bedende güçlü kasılmaların yaşandığı “yoğun ve çok güçlü bir boşalma” olarak tanımlanabilir.
Boşalma ise cinsel ilişkilerin sonlarına doğru yaşanan ve 10–15 saniye süren kasılmalarla kendini gösteren fiziksel ve bedensel rahatlama olarak tarif edilebilir. Yaklaşık olarak, boşalma 5 ile 10 saniye, orgazm ise 10 ile 15 saniye arası sürer.
Konu cinsellik olunca sorular da çeşitli ve ilginç olabiliyor. İşte size birkaç örnek:
Paylaş