Acil eylem planı

- “Garanti Ergenekon yapmıştır” diyenler, üç adım geri çekilmeli.

Haberin Devamı

-  “Garanti cemaat yapmıştır” diyenler de, üç adım geri çekilmeli.
-  Başbakan Tayyip Erdoğan, Bedri Baykam’a “Geçmiş olsun” demeli.
-  Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un Kars’ta yaptığı heykelin yıkılma girişimi durdurulmalı.
-  İktidar yanlıları, iktidara yönelik eleştirileri “düşmanlık” olarak görmekten vazgeçmeli.
-  İktidarın yeminli dostları ile yeminli düşmanları, birazcık sakinleşmeli.
-  Demokratik ülkelerde saçma sapan taleplerle de olsa değişik gruplar gösteri yaparlar. Herkes bunun idrakine varmalı.
-  BDP’li göstericiler yakıp yıkmaktan, polis de göstericilerin üzerine ateş açmaktan derhal vazgeçmeli.
-  Mehmet Metiner ile Altan Tan için Annan Planı türü bir “barış planı” hazırlanmalı...
-  Korkan korkusunu abartmamalı, korkmayan da korkanla kafa bulmamalı.
-  İktidar yanlısı yazarlar, iktidarın gözüne girmek için sürekli el yükseltip cepheleşmeyi körüklemeyi bırakmalı.
-  İktidar karşıtları, olayı bir “iktidar düşmanlığı” haline dönüştürmeyi terk etmeli.
-  Geçici makamlar ve mevkiler uğruna “tek adam kültü” oluşturulmasına katkı sağlanmamalı.
-  Bazen bir insanlık dersi uğruna makamını ve mevkiini terk edebilecek yiğitler meydana çıkmalı.
-  Daha fazla oy almak için kutuplaşmayı körükleyenler, iktidara geldiklerinde “yönetilemez ülke” gerçeğiyle karşılaşacaklarını düşünerek uhulet ve suhuleti elden bırakmamalı.
-  En azılı iktidar düşmanı arada sırada da olsa “Şunu iyi yaptılar” diyebilmeli...
-  En azılı iktidar yanlısı arada sırada da olsa “Şunu batırdılar” diyebilmeli.
-  ÖSYM Başkanı Ali Demir istifa etmeli.
-  Sadece bir dünyaya kulak kesilip diğer dünyalara sağır kalma alışkanlığı tez elden bırakılmalı.
-  Balyoz davasına bakan yargıçlar, HSYK tarafından barıştırmalı.
-  Hak arayan TEKEL işçilerine mahkeme tarafından verilen hapis cezasına karşı herkes sesini yükseltmeli.
-  Adnan Polat’ın yeniden aday olmama kararı herkes tarafından desteklenmeli.

Haberin Devamı

Köşelerde neler oluyor

-  ERTUĞRUL ÖZKÖK: Artık her yazısını “manifesto” niteliğinde yazıyor. Neredeyse her yazısı bir tür Sartre’ın Nobel Ödülü’nü ret konuşmasının metni gibi... Politik bir ikon olma yolunda...
-  HASAN CEMAL: Son iki haftadır yazılarında iktidarı eleştirmek yerine iktidara sorular soruyor. Kendisini keskin yorumların tekinsiz çöllerinden soru cümlelerinin dingin yaylalarına salmış gibi...
-  EMRE AKÖZ: Tam “Artık buradan daha ileri gitmez, çünkü bundan ötesi yok” değerlendirmesini yaptığımız günün ertesinde hepimizi şaşırtarak oradan bile daha ileri gidebilme başarısını gösteriyor.
-  NURAY MERT: “İrticacı” diye damgalanan mağdurlardan sonra kendisine yeni mağdurlar buldu. Artık Kürt sorunu üzerine yazıyor ve bu alanda da çok önemli analizler yapıyor.
-  HINCAL ULUÇ: Vetolar, şifreler, nutuklar, adaylar, gösteriler ardı ardına geçerken gözünün önünden o ısrarla ve inatla kendi gündemini yaratmak için çabalıyor. Bakınız: Üç günlük İzmir yazıları.

Haberin Devamı

Kediymiş kedi

ASLINDA BDP’nin bağımsız adaylarının aday olmalarının önünde bir engel yokmuş.
Yerel mahkemeden bir evrak almaları gerekiyormuş.
O evrakı almamışlar.
Ya da almak istemişler de yerel mahkeme vermemiş falan.
Eh, bu durumda Yüksek Seçim Kurulu, önündeki evraka bakarak karar verebilmiş.
Ama adaylar, yerel mahkemelerden eksik evrakı getirirlerse Yüksek Seçim Kurulu da “kesin” ve “kati” olan kararını değiştirirmiş.
Hem zaten Yüksek Seçim Kurulu, bu sefer olaya daha demokratik bir açıdan yaklaşacakmış.
Yani evrak gelir, kriz bitermiş.
Mesele bu kadar basitmiş.
Kısacası...
Kediymiş kedi...

Şizofrenlerden özür dileyerek

DÜN “Meczuptan korkarım, profesyonelden korkmam” başlıklı bir yazı yazmış ve şizofrenleri de “meczup” kategorisinde gördüğümü belirtmiştim.
Psikiyatri uzmanı okurum Cem Ataklı, yaptığım yanlışlığı dile getiren bir uyarı mektubu göndermiş.
Şizofrenler hakkında yazdıklarımı geri alıyor ve Cem Ataklı’nın mektubunu aynen yayınlıyorum.
* * *
“Sayın Ahmet Hakan...
Yazılarınızı zevkle okuyan bir psikiyatri uzmanıyım.
Bildiğiniz gibi ‘şizofreni’ toplumda ortalama yüzde 1 oranında görülen, kendi halinde kaldığında, yani tedavi edilmediğinde, yozlaştırıcı bir seyir gösteren, günümüz tıbbı içindeki olanaklarla iyi bir şekilde tedavi edilebilen bir akıl rahatsızlığıdır.
Bugün elimizde var olan bilgiler, şizofreni hastalarının ‘normal’ denilen popülasyondan daha yüksek oranda suç işlediklerini göstermemektedir.
Ancak şizofreni hastalarının işlediği bazı vahşi cinayetler, örneğin ‘çivici katil’ gibi, medyanın dikkatini fazlasıyla çekmekte, böylece tüm hastalara yönelik damgalamanın pekişmesine neden olmaktadır.
Şizofreni hastalarını salt bu tür haberler ile tanıyan kişilerde, bu hastalarla bir arada olmamak, onları çalıştırmamak, onlarla aynı apartmanı paylaşmak istememek, hatta otobüste, metroda yan yana oturmaktan korkmak gibi tepkilere yol açmaktadır.
Akıl hastalıklarına yönelik bu ‘damgalama’, ailelerin hasta bireylerini saklama, toplumdan uzaklaştırma, bir utanç gibi yaşamalarına yol açmakta, çoğu zaman da tedaviye ulaşmalarına engel olmaktadır.
Bu bilgilerin ışığında söz konusu yazınızda 7 kez bolt harflerle ‘şizofren’ kelimesinin geçmesi ve bu kişilerden ne zaman ne yapacağı belli olmayan, son derece tehlikeli kişiler olarak söz edilmesi ne yazık ki damgalamaya hizmet etmektedir.
Yazılarınızı zevkle okuyan biri olarak, hakaret kastınız olmadığını düşünüyorum. Bazen kullandığımız bir kelimenin konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan binlerce kişinin hayatını karartabileceğini, ailelerin saklama ihtiyacını artırabileceğini ve hastalarımızı kötü hissettirebileceğini anımsatmak istedim.
Akıl hastalarına yönelik ‘damgalama’, insanlık tarihinin en eski damgalamalarından biridir ve ‘insan hakları’ konusundaki duyarlılığını bildiğim sizin böyle bir ayrımcılığa alet olmayı asla düşünmediğinize inanıyorum.
Sizden ricam, yüz binlerin canını yakan böyle bir hastalığın ismini, sebebi bilinmeyen şiddet olaylarıyla birlikte kullanmamanız olacaktır.
Saygılarımla”.
Dr. Cem Ataklı... Fransız Lape
Hastanesi Psikiyatri Uzmanı.

Haberin Devamı

Bunlar eskidi yenileri gelsin

-  “Başbakan’ın çılgın projesi acaba nedir?” meselesini köpürtmek.
-  Her türden gelişmeyi “AK Parti’ye tezgâh” olarak yorumlamak.
-  “Aday listeleri” üzerinden geyik yapmak...
-  “Sehven” sözcüğünden espri türetmek...
-  “Şifre” tartışmalarından yola çıkarak mod-medyan mavrası yapmak.
-  “Biz de karşılarına 5-10 bin genç koyarız” cümlesine türev bulmak.

Yazarın Tüm Yazıları