20 yıllık binada son günümüz

Hürriyet binasından taşınıyoruz...

Haberin Devamı

Taşınma işlemi bir süredir devam ediyordu, magazin servisi olarak da dün bizim son günümüzdü.
Cağaloğlu’nda yıllarca Hürriyet binasının önünde duran tarihi rölyefimiz yeni binaya ilk gidenlerdendi zaten.
Şimdi ana yoldan çok daha iyi görünecek bir yerde duruyor.
1993’te Cağaloğlu’ndan İkitelli’deki Hürriyet binasına ilk geldiğimiz günü hatırlıyorum.
Hürriyet Dergi Grubu’nda çalışıyordum o zaman.
Bina henüz tamamlanmamıştı bile, geçici yan binadaydık.
Cağaloğlu’yla İkitelli arasında mekik dokurduk.
Bugünkü gibi bilgisayar teknolojisi yok, yazıları Cağaloğlu’nda yazar, sayfaları İkitelli’de çizdirirdik.
20 yıla yakın zamanımız geçti bu binada... Neredeyse tamamı da 5’inci katta.
1998’de gazeteden ayrılıp Star televizyonuna geçtim, 2003’te aynı 5’inci kata geri döndüm.
Bu binada ağladık, bu binada güldük...
Bu binada büyüdük biz...
Çok değerli gazeteci abilerimizi kaybettik.
Cenaze törenleri, düğünler, partiler, doğumlar...
Hepsini bu binada yaşadık...
Şimdi taşınıyoruz...
Odam bomboş, bizim kat sessiz, etrafta koliler, bomboş kitaplıklar, binada kimseler kalmamış...
Duvarlara yazılmış yazılar;
“Gidiyorum kokun hâlâ üzerimde” yazmış biri...
“Bu kanepenin bir dili olsa” diyor ya Kenan Doğulu...
Ah bu duvarların bir dili olsa...
Yarın (bugün) yeni binamızda olacağız.
20 yılık binamızdan ayrılırken içimiz buruk...
Yepyeni binaya giderken sevinçliyiz...

Haberin Devamı

İnşaat vinci

Ajda Pekkan’ın son konserinde inşaat vinci üzerine çıkıp seyircilerin üzerinde ‘uçarak’ şarkı söylemesi makara konusu oldu.
Konsere gitmediğim için gözümle görmedim...
Ancak dünyanın en önemli starlarının milyon dolarlık şovlarını izledikçe bizimkiler ne yapsa sakil kalacak.
İster vince çıkıp uçsun, ister dansçıları uçursun...
Makara kaçınılmaz...
Oysa bizimkilerin sahne şovunu değerlendirirken biraz daha insaflı olmak lazım...
Hollywood filmleriyle bizim filmlerin teknolojisini ne kadar kıyaslıyorsak, sanatçıların sahne şovunu da o kadar kıyaslamalıyız...

Özel hayat nerede?

Instagram’dan sonra ünlülerin özel hayat savunması yapacak durumları kalmadı...
En özel anlarını kendileri fotoğraflayıp yayınlıyor artık.
Asla yapmaz dediğin, hiç ummadığın ünlü bir isim bile öyle bir fotoğrafını çekip yayınlıyor ki, şaşırmamak elde değil.
Twitter ünlülerin kimyasını bozmuştu...
Instagram altüst etti...
“Bu benim özel hayatım” diyen ünlüler, özel hayatlarını kendi elleriyle paylaşmaya başladı.
Yarın öbür gün başkaları özel hayatlarına girdiğinde söyleyecek sözleri kalmadı, farkında
değiller.

Haberin Devamı

Hollywood transferleri futbolcu transferleri gibi oldu

Spor sayfalarındaki gibi magazin sayfaları da sezon sonunda transfer haberleriyle çalkalanmaya başlandı.
“Behzat Ç.”ye Jean Reno gelecek.
Usta oyuncuyla anlaşma sağlanırsa, yeni sezonun ilk bölümlerinde oynayacak.
“Muhteşem Yüzyıl”da da Brad Pitt rol alacak.
Brad Pitt olmazsa, Mel Gibson denenecek...
“Fetih 1453” için İstanbul’da yapılacak galaya Hollywood ünlüleri akın edecek...
Bunların hepi son dönemde basına yansıyan ve büyük ses getiren haberler...
Ancak “Kurtlar Vadisi”nde Sharon Stone ve Andy Garcia’nın oynaması dışında daha bir Hollywood oyuncusuyla anlaşma yapanı görmedik.
Tıpkı futbol sezonu sonunda dünyanın bütün ünlü oyuncularının üç büyüklere transfer olması gibi son yıllarda da her televizyon sezonu sonrasında Hollywood’un bütün ünlü oyuncuları Türk televizyon dizilerine transfer oluyor.
Haberler yalan ya da yapımcılar sallıyor falan demiyorum...
Yapımcıların gerçekten bu işlere niyetlendiklerini biliyorum.
Ancak daha iş olgunlaşmadan, anlaşmalar yapılmadan basına sızıyor bu haberler.
Hollywood oyuncuları gelmeyince de ortaya komik görüntüler çıkıyor.
Baksanıza şimdiden Türk dizilerinde oynamayan Hollywood oyuncusu kalmadı.

Yazarın Tüm Yazıları