0 ‘Elin adamı’ Diyarbakırlı Fehmi Tosun’u neden hatırladı?

19 Ekim 1995.

Son sözü; ‘Beni öldürecekler’ oldu.
Çocukları ve karısı çığlık çığlığa bağırırken beş çocuk babası Fehmi Tosun (36) İstanbul Avcılarda evinin önünde, telsizli-silahlı kişiler tarafından zorla beyaz bir Renault arabaya bindirildi.
Araç tüm mahallelinin gözü önünde karısı ve çocuklarını yararak kayıplara karıştı.
O günden sonra Liceli Fehmi Tosun ’dan bir daha haber alınamadı.
¡ ¡ ¡
Karısı Hanım Tosun çalmadık kapı bırakmadı.
Kocası, çocuklarının babasıydı aradığı...
‘Sağ mı ölü mü?’ en azından onu bilmek istiyordu.
Fakat sonra her hafta Taksim’de ‘Cumartesi Anneleri’ ile buluştukça ne kadar çok insanın benzer bir şekilde kaybolduğunu fark etti.
Türkiye henüz ‘faili meçhul cinayetler’ gerçeği ile tanışmamışken Hanım Tosun ’un hayatta ki yegane gerçeği ‘faili meçhul cinayetler’ oldu.
¡ ¡ ¡
Kocası kaçırıldıktan üç ay sonra bir gece yeni bağlattığı ev telefonu çaldı.
Telefondaki ses ‘hatta bekle...’ dedi.
Birine bağlayacaklar galiba diye düşünürken arka arkaya üç el silah sesi duydu.
Çaresizlik içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken telefondaki ses ‘tamam iş bitti şimdi kapatabilirsin’ dedi.
Telefonu kapattı ama hukuki yollardan mücadeleyi hiç bırakmadı.
Türkiye’den bir sonuç alamayacağını anlayınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.
¡ ¡ ¡
Tam o günlerde U2, yeni çıkan albümüne 1995’te ‘kaybolan’ Fehmi Tosun ’a dair bir not düştü.
Kayıp Anneleri’nin acılı hikâyesini albümüne taşıdı.
İşte o albüm bir anda dünya basının dikkatini Türkiye’de işlenen 5 binin üzerinde faili meçhul cinayete ve Fehmi Tosun ’un hikâyesine çekti.
U2 bu olayları protesto etmek için Türkiye’ye gelmiyor şeklinde şehir efsaneleri üretildi.
Ve nihayet albümden 13 yıl sonra U2 ilk kez İstanbul’a geldi.
¡ ¡ ¡
Aslında bugün U2’nun Londra ve İstanbul konserlerini karşılaştıracaktım.
Ama Bono önceki akşam Olimpiyat Stadı’na kurulan 360 derecelik sahnede, 60 bin seyirciye, tekrar ve tekrar Diyarbakırlı Fehmi Tosun ’u hatırlatınca bu yazıyı yazmam farz oldu.
Çünkü sahnenin tam önünde (red zone) konseri birlikte izlediğim hemen herkes ‘kim bu Fehmi Tosun?’ diyordu...
Oysa Bono ‘Mothers of the Dissappeared şarkısından önce sahnede Fehmi Tosun diye bağırırken Hanım Tosun kalabalıkların tuhaf bakışlarına aldırmaksızın gözyaşı döküyordu.
Sadece acı değil, bir kadının gurur gözyaşlarıydı bu...
‘Elin adamı’ gelmiş bize sahneden Fehmi Tosun’u hatırlatıyor...’
Bu ülkede kaybolan binlerce insanın sesi şaşkın bakışlar arasında sahnede yankılanıyor.
¡ ¡ ¡
Hala kim bu Fehmi Tosun diyorsanız tavsiyem geçen hafta Radikal Cumartesi ’de Pınar Öğünç’ün Hanım Tosun’la yaptığı enfes söyleşiyi www.radikal.com.tr’ye girip okuyun.
‘İnsanı insan yapan vicdanıdır’ diye haykıran bir kadının 15 yıllık mücadelesini ‘elin adamı’ Bono ’dan değil kendisinden dinleyin...
Çünkü onun hikâyesi sadece Fehmi Tosun ’un değil tüm ‘kaybedilenlerin’ ortak çığlığı...
Çünkü o ‘Mothers of the Dissappeared...’
Yazarın Tüm Yazıları