İstanbul yeme-içme sahnesi sonbahara hareketli başladı. Birbiri ardına yeni mekanlar, şef restoranları açılıyor. Geçen hafta büyük bir bölümünü aktarmıştım ama güzel haberler devam ediyor. Ünlü kadın şeflerimizden Pınar Taşdemir, Yeniköy’de Araka isimli yeni bir restoran açtı.
#Müge AkgünTüketicinin mart ayı enflasyonu beklentilerin altında yüzde 3.16 oldu. Yıllık bazda ise tüketici enflasyonu yüzde 68.50 olarak gerçekleşti. Ana harcama gruplarına bakıldığında en yüksek aylık artış yüzde 13.08 ile eğitimde oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Birincil önceliğimiz olan fiyat istikrarı hedefimize ulaşana kadar ne gerekiyorsa yapacağız” mesajını verdi.
#Mehmet ŞimşekBaşlıktaki yemekleri Bolonya’daki ‘Future Food Institute’ yani Gıdanın Geleceği Enstitüsü’nde aldıkları eğitim sonrası iki genç şefimiz hazırladı; İtalyanlar bayıldı, ben de oradaydım. Gıdanın geleceği için bu akademide neler yapıldığını incelerken İtalyanların en gastronomik şehrinde midemiz de bayram etti.
#Ebru ErkeO, beş kuşaktır aşçılık yapan bir ailenin en tutkulu ferdi. Küçükken duvarına popstar değil ünlü şeflerin posterini asacak kadar mutfağa tutkulu… Rus mutfağının varlığını dünyaya duyuran şef Vladimir Mukhin’in ‘mediterrasian’ konseptli restoranı Sakhalin artık İstanbul’da...
#Vladimir MukhinBalıkçı Rıza’yı takdir etmemek imkânsız. Özen gösteriyor, gayret ediyor ve işi severek yapıyorlar. Benim önüme gelenlerle askeri bir tabur doyacağı için hepsini çok ciddi inceleyemedim. Ama “Bu olmamış” diyeceğim hiçbir lezzete de rastlamadım. Tam tersine; memnun kaldığım ya da çok beğenip tekrar denemek isteyeceğim birçok meze ve balık vardı.
#Vedat MilorTaş fırında pişen gevrek lahmacunu ve içliköftesiyle son dönemde büyük bir popülerlik de yakalayan Mahir Lokantası tam 10 yılı geride bıraktı. Güneydoğu Anadolu mutfağını hakkıyla temsil eden, eski usul esnaflığı yaşatan lokantanın kapısında bazı günler sıra oluyor. Kurucusu Mahir Nazlıcan’la yemeklerinin sırrını konuştuk.
#Mahir LokantasıYeniköy Balıkçısı’nın şefi öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık. Düzgün malzeme bulmak için çabalıyor. Nicelikten çok niteliğe önem verdiği belli. Tarator yapmayı nasıl öğrendiğini soruyorum. Rum bir komşusundan öğrendiğini söylüyor ve hikâyesini anlatıyor. Ne güzel. Eskinin mezeleri unutuldu, artık birçok balıkçı toptan alıyor.
#Vedat MilorAtaşehir’deki The Salaş sakatat ağırlıklı bir menü sunuyor. Özellikle kuzu ve oğlak... Ayrıca burada, yediğim en lezzetli yağlı kara, bir de Kıbrıs’ta tattığım en lezzetli şeftali kebabı düzeyinde bir şeftali kebabı var... Bunlara gününe göre değişen süper bir çorba, tatlı ve piyasa düzeyinin 10 kat üstü bir şalgamla ayran da ekleyin...
#The SalaşGeçen hafta bir yılı geride bırakırken tattığım ve beğendiğim lezzetler arasında Türkiye’den öne çıkanları paylaşmıştım. Bu hafta da yurtdışı seyahatlerimde deneyimlediğim ve unutamadığım tatları paylaşmak istiyorum. Tıpkı geçen haftaki gibi sıralamam 1’den 10’a değil, hepsi eşit…
#GastronomiBir yılı geride bırakırken tattığım ve beğendiğim lezzetler arasında öne çıkanları paylaşmak istiyorum. Sıralamam 1’den 10’a değil, bahsedeceğim mekânların hepsi gözümde eşit değerde. Listemde iyi düşünülerek hazırlanmış bir salata da var, içliköftelinin sakatatlı versiyonu da…
#Yemek‘James Bond’ filminde görüp özendiğim Matera’ya gittim. Adeta zaman durmuş, Ortaçağ’a geri gidiyorsunuz. Burada hem çok iyi hem de fiyatları turistik olmayan bir lokanta bulduk: L’Abbondanza Lucana. Tarihi avlusuna kurulduk. Çok güzel bir meze ya da antipasti tabakları var. Kuru domatesle gelen fırında ısıtılmış ricotta peyniri nefis.
#Materaİtalya’nın güneyindeki Puglia bölgesinde fiyatları makul ve yemekleri çok iyi epey lokanta var. Antichi Sapori ve arkasındaki isim Piero Zito günümüzde geçerli başarı normlarının tam zıddı özelliklere sahip. Hikâye anlatarak insanları etkilemeye çalışıp gözlerini boyamak yerine ürün kalitesiyle mideleri bayram ettirip gönülleri fethediyorlar.
#PugliaMora Pastanesi... 38 yıl önce kapılarını açtı. Hatta bir dönem Çinçin’e taşınarak ‘gecekondu mahallesi pastanecisi’ olarak nam saldı. Çocukları ve torunuyla birlikte geleneksel pastaneciliği sürdürmeye devam eden 66 yaşındaki Mustafa Kahveci, çıraklık döneminden bu yana geçen 50 yılı, “İlk olarak insana değer verilmesi gerektiğini öğrendim. Ölçü ve tartıda hile yapılmaması gerektiğini yani dürüstlüğü...” diye özetliyor.
#Aziz DevrimciMevsimlerdeki değişim Ege adalarının işine yaradı, turizm sezonu kasıma kadar uzadı. Su yüzülecek kadar sıcak, sokaklar saatlerce yürüyecek kadar ılık. Yazın sık sık ziyaret etsem de plajlarından ayrılamadığım Kos’u bu kez çarşı-pazar gezip antik kentlerinden lokantalarına detaylı bir rehber hazırladım.
#KosABD’nin ‘gurme cenneti’ denen Berkeley gastronomide çok önde. Neden? İki öğe ön plana çıkıyor: Üniversite ve etnik-kültürel çeşitlilik. Ciddi ve kurumsallaşmış bir üniversite sık sık seyahat eden, yabancı mutfakları bilen insanları bünyesine çekiyor. Girişimciler de ortaya çıkan talebe cevap veriyor. Etnik-kültürel çeşitlilik de çok önemli. Mutfağın gelişimi için farklı mutfakların karşılıklı etkileşimi ve birbirinden öğrenmesi şart…
#GastronomiKazasker’deki Konyalılar İstanbuldaki favorilerimden. Etli ekmek her zamanki gibi çok iyi. Yüzde yüz kuzu. Kullanılan un mükemmel. İki farklı un ve sertlik vermesi için kepek katılmış. Ticari maya değil ekşi maya kullanıyorlar. Kuşbaşılı ve peynirli ekmekler de iyi. İçinde Konya obruk peyniri de olan ve sıkma denen lavaşı da çok sevdim. Eskisi kadar iyi olmayansa kuzu fırındı.
#Vedat MilorDile kolay, asırlar boyu 33 medeniyet görüp geçirmiş Diyarbakır... Hal böyle olunca da geçmişin tadının, kokusunun ve dokusunun yoğun hissedildiği bir yerle karşılaşmak sürpriz değil. Kültürün şehrin yeme-içme sahnesine yansıması da önemli bir avantaj ama şimdiye dek bunun üzerinde pek durulmamış. Bana göre gastroturistleri ziyadesiyle memnun edecek bir altyapısı var.
#Ebru ErkeDeğerli okurlar...Hepinize sevdiklerinizle beraber mutlu, huzurlu ve keyifli pazarlar dileyerek satırlarıma başlamak isterim. Geçen haftaki yazımda sonbaharın gelişinden ve bize getirdiği güzelliklerden bahsetmiştim. Bugünkü yazımda ise güzel Ankara’mıza gelen sonbaharın harikulade görselliklerinden, gündüzleri içimizi hâlâ sıcacık kılan güneşinden, akşamları ise rahatça uyuyabilmemize olanak veren tatlı serin havasından, parklarının, bahçelerinin yeşilinden, toprak renklerinin tonlarından ve tüm bunların bize nasıl ilham olduğundan bahsedeceğim. Ve boş zamanlarımızda kalbimizi, zihnimizi, ruhumuzu dinlendirip mola verebileceğimiz yerler, ilçeler hakkında kısa kısa önerilerde bulunacağım. Kısacası hep beraber biraz ‘Ankara havası’ alacağız.
#Serenad Altan