BİZ gazeteciler, özellikle de köşe yazarları Turizm Bakanı Atilla Koç gibi bir maden bulduğumuz zaman çok mutlu oluruz.Onun gibi esprili ve sürekli olay olan bir figür işimizi çok kolaylaştırır. Eksantrik kişiliğiyle en durgun günde bile bize malzeme çıkarır. Doğrusunu söylemek gerekirse Atilla Koç kadar verimlisi de kolay kolay gelmez. Dilerim Sayın Bakan, uzun süre görevde kalır da bize bol bol malzeme üretir.Geçenlerde bir konserde karşılaştık kendisiyle. İki sıra önde oturuyordu. Konser boyunca zaman zaman içi geçti ve yana yatarak kestirdi. Öyle kendisinin dediği gibi gözlerini kırparken kameralar tarafından yakalandığı doğru değil. Kısa aralıklarla da olsa bayağı uyuyor. Neyse... Söz bakandan açılmışken biraz turizm konusuna da girelim. Geçenlerde üç beş günlüğüne bir koşu Bodrum’a gittim geldim.Yerli turistler henüz istila etmemiş olmasına rağmen yazları nüfusu 32 binden 1.5 milyona yükselen Bodrum cıvıl cıvıldı. Hele çarşı... Esnafın yüzünde güller açıyordu. * * *Barlar sokağının bitimindeki taş yapı, Bodrum’u dünyaya tanıtan Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan ünlü yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın evidir.Bu güzelim Bodrum evinin müze olmadığını sanırım tahmin edersiniz. Orası epeydir ‘Sultanahmet Köftecisi’ olarak işletiliyor. Onu geçer geçmez nefis pizzaların, omletlerin ve her türlü tatlının oturulup yenildiği Penguen vardır. Orada otururken birkaç dükkán sahibiyle konuştum. Bu yıl kaldıkları tatil köylerinden, otellerden çıkıp çarşıya inen ve alışveriş yapan turist sayısında önemli bir artış olduğunu söylediler.Yüzleri gülüyordu. Belli ki işler iyi...Esnaf bugüne kadar hep turistlerin gelip tatil köylerine veya otellere kapandığından ve Bodrum’a inmediğinden yakınırdı. Bu durumu TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’a sordum. Doğruladı. Bunun devam etmesi gerektiğini söyledi. ‘Turist otellere kapanmamalı. Dışarı çıkıp mutfağımı, foklorumu, ülkenin renklerini, tarihi yerlerimi görmeli, tanımalı. O zaman turist benim için yararlı olur. O nedenle kültür turlarına çok önem veriyoruz.’Başaran iddialı, ‘Bu yıl 20 milyon turisti geçeceğiz’ diyor. Onun için çırpınıyor, oradan oraya koşuyor, etkinliklere katılıyor, konuşuyor, bıkmadan usanmadan anlatıyor. * * *Bunlar bardağın dolu tarafı.Boş tarafında ise can sıkıcı gelişmeler var.Bir örnek vermek istiyorum. THY, turizm acentelerine hem Antalya’da, hem de İstanbul’da bir yemek verdi. Şimdi sıkı durun.Bu yemeklerde içki yasağı uygulandı. Böyle bir kafa Türk turizmini öldürür. Öldürür; çünkü bu anlayış önce plajları ayırır ki bazı yerlerde bu başladı. Yerli ve yabancı turistlerin giyimini kuşamını, eğlencesini sınırlamaya kalkışır, içki yasağını yaygınlaştırır.İçkiye yanına yaklaşılamayacak kadar zam yapar. (O noktaya yaklaşıyoruz.)Sonra da Başbakan Erdoğan’ın hedef olarak koyduğu yılda 50 milyon turist zor gelir.