AKP iktidarının siciline kazınacak son skandalların ilki Van’da patladı. Bu kentte uyuşturucu çetesi, devleti bastı.Polis tarafından gözaltına alınan sanığı ve birlikte yakalandığı uyuşturucu torbasını alıp götürdü. Devlet bu zorbalar karşısında çaresiz kaldı.Saldırganlar karakoldaki polisleri dövdüler, içlerinden birinin burnunu silah kabzasıyla kırdılar, tehditler savurdular ve ellerini kollarını sallayarak, zafer naraları atarak çekip gittiler.TBMM’de Anayasa’yı bile değiştirecek çoğunluğa sahip iktidar, bu vahim olayı büyük bir sessizlik ve çaresizlik içinde izledi. Bununla da kalmadı, Milli Eğitim Bakanı baskını düzenleyenlerin başı ile telefonla konuştu. Uyuşturucuyla yakalanan sanık hálá ortada yok. Kaç kilo olduğu bilinmeyen uyuşturucu da...Bu korkunç skandal ne Başbakan’ı, ne İçişleri Bakanı’nı, ne de saldırganların başı ile telefonla konuşan Milli Eğitim Bakanı’nı rahatsız etti. Van skandalını, devlet konusunda fazla duyarlı davranmayan AKP iktidarı bir güzel içine sindirdi. * * *İkinci skandal, daha doğrusu cinayet Sakarya’da yaşandı. AKP iktidarı bilimi, teknolojiyi, aklı, mantığı yok sayan, dinsel dogmaların tutsaklığı ile göz göre göre yaratılan bu cinayeti de seyretti. ‘Takdir-i ilahi’ diyerek hálá da seyrediyor. Hálá suçluların biletini kesmiyor, tersine onları kurtarmak için binbir dereden su getirme yollarını arıyor.Skandalın soruşturmasını bile onlara, olayın sorumlularına yaptırıyor. Ulaştırma Bakanı, TCDD Genel Müdürü ve onların getirip oturttuğu, çağından kopuk medrese anlayışıyla yetişmiş, vahyi aklın önüne koyan kadrolar görevlerinde oturuyorlar.AKP bu kafayla, bu kafalarla, bu dünya görüşüyle Türkiye gibi büyük bir devleti yönetemeyeceğini hálá göremiyor.Düşledikleri din ağırlıklı devlet modelinin Avrupa ile bütünleşemeyeceğini de anlamıyorlar. * * *Üçüncü skandal ise Urla’da patladı, ama bu har gür içinde fazla yankı yapmadan arada kaynayıp gitti. Kuran kursuna ailelerinin zoruyla giden ve tesettüre sokulan 14-15 yaşındaki 5 genç kız, güzelim dünyayı onlara günah zırhıyla kapatıp karartan aynı kafalı insanlar tarafından ölüme gönderildi. El ele tutuşup ıssız bir koyda türbanları ve uzun pardösüleriyle girdikleri denizde sessiz sedasız boğulup gittiler.Kara, kapkara kafaların ölüme sürüklediği bu gepgenç kızların anaları, babaları onları toprağa verirken ‘Allah verdi, Allah aldı’ dediler ve yavruları için yüreklerinde küçücük bir sızı bile duymadılar. * * *Başbakan Erdoğan’ın İran’a giderken yaptığı açıklamaları izledim. Başbakan’ı son derece rahat gördüm. Yüzünde, ne Van, ne hızlandırılmış tren, ne de Urla faciasından yansıyan küçücük sıkıntı izleri vardı. Demek ki bu facialar sadece bizim gibi sıradan vatandaşları üzüp perişan ediyor.Hükümet şakşakçılarını, politikacıları, hele hele devleti yönetenleri, yani sorumluları, yani hesap vermesi gerekenleri fazla etkilemiyor.