Deniz Berksoy

Aronia meyvesi gerçekten bir mucize mi?

13 Şubat 2019
Aronia meyvesi berry grubundan bir meyvedir. Diğer berry meyveleri gibi sağlığa birçok faydası vardır. Kuzey Amerikaya özgü bir besindir. Keskin ve kekremsi bir tadı vardır. Demir, çinko, kalsiyum, magnezyum mineralleri ile C,B, K vitamini zenginidir.

ARONİA MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR NELERDİR?

Aronia meyvesi, polifenol ve antosiyanin isimli antioksidantlar bakımından zengindir. Yapılan bir araştırmaya göre; polifenol zengini 143 besin arasında en yüksek oranda polifenol içerdiği tespit edilmiştir. Bu içerik; 3 önemli özelliğini ortaya çıkmaktadır.

1. anti-kanserojen etki2. antiimflamatuar etki3. antioksidant etki

Aronia meyvesinin en büyük özelliği kanser hücresinin büyümesini engellemesidir. Özellikle meme ve kolon kanserini engellemede etkili olduğu tespit edilmiştir.

Antioksidant özelliği ile karaciğer koruyucu özellik göstermektedir. Fareler üzerinden yapılan çalışmalarda, karaciğer hasarı olan farelere belli bir süre düzenli olarak aronia meyve suyu verildiğinde; karaciğeri koruyucu etki göstererek karaciğer hasarı oluşumunu en aza indirdiği tespit edilmiştir.

Arinoa meyvesi damarlarda plak oluşumunu engelleyerek koroner arter hastalığının oluşumuna karşı korumaktadır. Ayrıca damarlardaki kan basıncını düşürdüğü ve antiinflamatuar etki gösterdiği tespit edilmiştir.

Yapılan bir çalışmada; yüksek kan basıncı olan bir gruba 6 hafta boyunca her gün 250 ml aronia meyve suyu verilmiş; sonucunda trigliserid, LDL kolesterol seviyesinde düşüş ve sistolik&diastolik basınçta düşüş tespit edilmiştir.

Çalışmalarda aronia meyvesinin insulin direnci ile savaşarak kan şekeri seviyesini düzenlediği görülmüştür. Bu özelliği ile diyabet oluşumunu engellemektedir. Yapılan bir çalışmada; 3 ay boyunca her gün 200 ml aronia meyve suyu içen diyabetli bir grubun kan glukoz seviyelerinde ciddi oranda düşüş gözlenmiştir.

Aronia meyvesinin bir diğer özelliği ise sindirim sistemini ve bağırsak florasını düzenleyerek kabızlığı azaltmasıdır. Bu özelliği ile de kolon kanserine karşı koruyucu etki göstermektedir.

Aronia meyvesi, polifenol ve antosiyanin isimli antioksidantlar bakımından zengindir. Yapılan bir araştırmaya göre; polifenol zengini 143 besin arasında en yüksek oranda polifenol içerdiği tespit edilmiştir. Bu içerik; 3 önemli özelliğini ortaya çıkmaktadır.

1. anti-kanserojen etki
2. antiimflamatuar etki
3. antioksidant etki

Aronia meyvesinin en büyük özelliği kanser hücresinin büyümesini engellemesidir. Özellikle meme ve kolon kanserini engellemede etkili olduğu tespit edilmiştir.

Antioksidant özelliği ile karaciğer koruyucu özellik göstermektedir. Fareler üzerinden yapılan çalışmalarda, karaciğer hasarı olan farelere belli bir süre düzenli olarak aronia meyve suyu verildiğinde; karaciğeri koruyucu etki göstererek karaciğer hasarı oluşumunu en aza indirdiği tespit edilmiştir.

Arinoa meyvesi damarlarda plak oluşumunu engelleyerek koroner arter hastalığının oluşumuna karşı korumaktadır. Ayrıca damarlardaki kan basıncını düşürdüğü ve antiinflamatuar etki gösterdiği tespit edilmiştir.

Yazının Devamını Oku

Enerji topları ile aç kalmak yok!

23 Ocak 2019
Ara öğün olarak harika bir alternatif

Malzemeler

Hazırlanışı

Afiyet olsun.

Yazının Devamını Oku

Yağın diyetteki yeri nedir?

15 Ocak 2019
Yağlar, vücudumuz için çok önemli fonksiyonları olan besin öğeleridir. Günlük beslenmemizde yağlar süt&süt ürünleri, kırmızı et, beyaz et, tereyağı, kuruyemişler vb. besinlerin bileşiminde ‘’görünmez yağlar’’ veya ‘’görünür yağlar’’ şeklinde bulunur. Ülkemizde kişi başına düşen günlük yağ tüketimi, özellikle de doymuş yağ tüketimi çok yüksektir. Önerilen yağ alım miktarı toplam enerjinin %25-30’u kadardır. Örneğin günlük 1500 kalori enerji alan bir kişinin tüketmesi gereken yağ miktarı 40-50 gram arasında olmalıdır.

Yemeklerde kullanılan tereyağı, kuyruk yağı, içyağı gibi yağ türleri görünür doymuş yağlardır. Tam yağlı süt ve süt ürünleri, kırmızı et, yağlı peynir, krema gibi besinler ise görünmez doymuş yağ içerir. Doymuş yağlar kandaki LDL (Kötü Huylu) kolesterol düzeyini yükseltir, bu yüzden bu tür yağların sınırlandırılması gerekir. Doymuş yağ alımını sınırlamak adına katı yağ alımını azaltmak ve besinleri ‘az yağlı veya yağsız’ olarak tercih etmek önemlidir.

Doymuş ve trans yağ alımı azaltılmalıdır. Araştırmalara göre, günümüzde kullanılan besin etiketlerinde yer alan ‘’trans yağ içermez’’ ibaresi, besin içeriğinde hiç trans yağ olmadığını değil, 0,5 gramın altında trans yağ içerdiğini göstermektedir. Bu tür ürünlerin tüketimleri de sınırlandırılmalıdır.

Haftanın 2 günü balık tüketilmelidir. Balık, diyet ile almamız gereken omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir. Yapılan çalışmalar omega-3 yağ asitlerinin LDL (Kötü huylu) kolesterolü düşürüp HDL (İyi huylu) kolesterolü arttırdığını göstermektedir.

Yemeklerde zeytinyağı tercih edilmelidir. Omega-9 yağ asitleri bakımından zengin olan zeytinyağının, kalp-damar hastalığı riskini azalttığı ve HDL kolesterolü arttırdığı yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır.

Ara öğünlerde çiğ badem/fındık, ceviz, kabak çekirdeği vb. tüketilmesi; salata, çorba, yoğurt gibi besinlerin içerisine keten tohumu, çörek otu gibi besinlerin eklenmesi uygun olacaktır.

• 1 adet yumurta
• 30 gr az yağlı peynir

Yazının Devamını Oku

Limon ve dondurulmuş halinin faydaları

31 Aralık 2018
Limonun kabuğu suyundan bile daha faydalı...

Limon yüksek miktarda C vitamini içerir. 1 adet limon tüketimi ile günlük C vitamini ihtiyacınızın büyük bir kısmını karşılayabilirsiniz. Limon ayrıca; C vitamini ile birlikte potasyum, kalsiyum ve bakırdan da zengindir.

Limonun sağlık üzerine birçok yararlı etkisi bulunmaktadır. Yüksek tansiyon, solunum bozuklukları, yanık, obezite, diş problemleri, ateş, kabızlık, hazımsızlık, boğaz enfeksiyonu gibi tedavilerde limon kullanılır.


 

Günlük beslenmemizde limon genel olarak bütün haliyle tüketilmemektedir, daha çok suyu kullanılmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz faydalarda limonun kabuğu da çok etkilidir.

Yazının Devamını Oku

Teff tohumu nedir? Teff çayının zararları nelerdir?

22 Kasım 2018
Teff tohumu; kompleks karbonhidrat içeriği yüksek olan glütensiz bir tahıl türüdür. Beyaz, kırmızı ve kahverengi olmak üzere çeşitli türleri bulunan teff, Kuzey Etiyopya’ya özgür bir bitkidir. Yüksek oranda lif ve protein içerir. 100 gr teff tohumu 11, 9 gr yararlı protein içerir. Kalsiyum, fosfor demir, çinko ve magnezyum minerallerinden zengindir. 100 gr teff tohumu 321 kalori içerir.

Teff tohumu; teff gevreği veya teff unu şeklinde piyasada farklı şekillerde satılmaktadır. Teff çayı olarak sunulan çeşidi gerçeği yansıtmamaktadır. İçerisinde ‘sibutramin’ veya ‘zehir’ de denilen zararlı bir madde olduğu tespit edilmiş ve satışı durdurulmuştur.

Teff tahılının kestanemsi bir tadı vardır. Teff tohumunu bulgur ve pirinç gibi pilav yapabilirsiniz. Çorbalarda kullanabilirsiniz. Haşlayarak salatalara ekleyebilirsiniz. Teff ununu kurabiye, kek, bisküvi, makarna yapımında kullanabilirsiniz. Teff gevreğini süt veya yoğurt ile karıştırabilir veya krep yapımında kullanabilirsiniz.

Son dönemlerde teff tohumu çayı adı altında piyasada zayıflama ürünü olarak tanıtılan ürünün gerçek teff tohumu olmadığı içerisinde ‘sibutramin’ adı verilen vücut için zararlı bir madde içerdiği tespit edilmiştir. Sibutramin özellikle kalp damar sağlığı üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Kalp krizine yol açabilecek derecede tehlikeli ve yasaklı bir maddedir.

Zayıflama çayları; sibutramin haricinde amfetamin benzeri uyarıcı maddeler (Fenilpropanolamin, fentermin, fenfluloramin, fenfluramin, kafein) veya çeşitli hormonlar içerebilir. Teff çayına benzer birçok zayıflama çayı yasal boşluklardan faydalanılarak farklı isimlerle tekrar üretilerek satılıyor ve sağlığa zarar veriyor. Daha önce ölümle de sonuçlanan çeşitli olaylar yaşanmıştı.

Bu tür olaylardan ders çıkarıp kısa sürede sağlıksız kilo vermek yerine; önemli olanın dengeli beslenme ile uzman bir diyetisyen kontrolünde kalıcı ve sağlıklı bir şekilde kilo vermek olduğunu unutmamak gerekiyor…

Yazının Devamını Oku

Kanser tedavisi sonrası 10 önemli beslenme kuralı

28 Eylül 2018
.

SEBZE MEYVELERİ MEVSİMİNDE TÜKETİN:

Beslenmenizde her çeşit sebze (sarı, kırmızı, turuncu ve yeşil) ve meyveye yer verin. Özellikle antikanserojen vitaminler ve fitokimyasallar içeren lahana, karnabahar, kereviz, enginar, pırasa, soğan, sarımsak, brokoli, turp, ıspanak, tere, havuç, domates, turunçgiller gibi sebze ve meyveleri sıklıkla tüketin.

DİYET LİFİ (POSA) TÜKETİMİNİ ARTIRIN:

Posa alımınızı arttırmak için kurubaklagiller, tam tahıllar, kepekli ekmek, sebze, meyve gibi lif içeriği yüksek besinlere mutlaka beslenmenizde yer verin. Kabuğu ile tüketilebilen sebze ve meyvelerin kabuklarını soymayın.

BESLENMENİZDE GÜNLÜK TÜKETTİĞİNİZ YAĞ MİKTARINI AZALTIN:

Yüksek yağ alımı, hormonların işleyişini bozar, barsak tümörü gelişiminde rolü olan safra tuzlarının konsantrasyonunu arttırır. Sakatatlar, kaymak, krema, mayonez, kızartılmış besinler, cips gibi çok yağ içeren besinleri tüketmeyin. Yüksek yağ alımı birçok kanser (akciğer, rektum, meme, prostat vb) risklerini arttırmaktadır. Tekli doymamış yağ asitlerini (n-9) içeren ve kansere karşı koruyucu olan zeytinyağını mutlaka kullanın.

OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİNİ TÜKETİN:

Omega-3 kalp damar hastalıkları ve kansere karşı koruyucudur. Bu yağ asitlerinin kansere karşı koruyucu etkilerinden faydalanabilmek için haftada 2 kez fırında pişmiş balık tüketiniz. Ayrıca; keten tohumu, fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar ve semizotu gibi besinlere mutlaka diyetinizde yer veriniz.

HER GÜN KIRMIZI ET TÜKETMEYİN:

Az yağlı kırmızı eti haftada 1-2 kez tüketebilirsiniz. Şu dönemde şarbon tehlikesi sebebiyle kırmızı et tüketmiyor olabilirsiniz. Bunun yerine balık, tavuk veya hindi etini tercih edebilirsiniz. Derisiz beyaz kısmını tercih edin. Yüksek yağ ve koruyucu katkı maddeleri içeren sucuk, salam, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini tüketmeyin.

BESLENMENİZDE BİTKİSEL PROTEİNLERE VE TAM TAHILLARA YER VERİN:

Kurubaklagiller bitkisel protein içerirler ve protein kaliteleri yüksektir. Ayrıca bir çok vitamin ve minerali bir arada bulundururlar. Saflaştırılmamış tam tahıl ürünleri özellikle B grubu vitaminleri ve diğer mineraller ile diyet lifi yönünden zengindirler.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİ YAĞSIZ TÜKETİN:

Kalsiyum, fosfor ve B grubu vitaminlerden zengin ve özellikle kolon kanserine karşı koruyucu olan süt ve süt ürünlerine mutlaka diyetinizde yer veriniz. Yetişkin bir birey günde ortalama 2 su bardağı kadar süt/süt ürünleri tüketmelidir. Bu ürünleri az/yarım veya yağsız olarak tercih edin.

PROBİYOTİK BESLENİN:

Kefir, probiyotik süt ve yogurt, turşu gibi besinler yararlı bakteriler içerirler. Bağışıklık sistemini güçlendirir; hastalık yapıcı mikroorganizmaların yerleşmesini önler ve antikanserojenik besinlerdir. Beslenmenizde günlük 1 su bardağı kadar yer verin.

ŞEKERİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN 

Şekeri ve şekerli yiecekleri hayatınızdan çıkartın. Paketlenmiş gıdalardaki şeker oranına dikkat edin. Mümkünse paketli gıdaları tüketmeyin.

SAĞLIKLI YAŞAM TARZINI BENİMSEYİN:

Günlük 1,5-2 litre kadar su içmeye özen gösterin. Düzenli aktivite alışkanlığı edinin.

Beslenmenizde her çeşit sebze (sarı, kırmızı, turuncu ve yeşil) ve meyveye yer verin. Özellikle antikanserojen vitaminler ve fitokimyasallar içeren lahana, karnabahar, kereviz, enginar, pırasa, soğan, sarımsak, brokoli, turp, ıspanak, tere, havuç, domates, turunçgiller gibi sebze ve meyveleri sıklıkla tüketin.

Posa alımınızı arttırmak için kurubaklagiller, tam tahıllar, kepekli ekmek, sebze, meyve gibi lif içeriği yüksek besinlere mutlaka beslenmenizde yer verin. Kabuğu ile tüketilebilen sebze ve meyvelerin kabuklarını soymayın.

Yüksek yağ alımı, hormonların işleyişini bozar, barsak tümörü gelişiminde rolü olan safra tuzlarının konsantrasyonunu arttırır. Sakatatlar, kaymak, krema, mayonez, kızartılmış besinler, cips gibi çok yağ içeren besinleri tüketmeyin. Yüksek yağ alımı birçok kanser (akciğer, rektum, meme, prostat vb) risklerini arttırmaktadır. Tekli doymamış yağ asitlerini (n-9) içeren ve kansere karşı koruyucu olan zeytinyağını mutlaka kullanın.

Yazının Devamını Oku

İşte uzmanından sağlıklı ara öğün listesi

23 Temmuz 2018
Yaz aylarında iştahsızlığın sıkça yaşandığını söyleyen Uzman Diyetisyen Deniz Berksoy, ebeveynler ve çocuklar için yaz aylarında tercih edilebilecek ara öğünleri sıraladı.

Yaz ayları sıcak havalar sebebiyle iştahsızlık yaşanabilir ama mutlaka ara öğün tüketilmeli...  Çok uzun süre aç kalmak, diğer öğünlerde kontrolsüz besin tüketmenize neden olur. Çocuklarınızın ara öğün yapmalarına özen gösterirseniz yetişkinlik dönemi için güzel bir alışkanlığı edinmelerini sağlamış olursunuz. İşte, uzmanımızdan yaz aylarında ara öğününüz için pratik öneriler…

Meyveler, bunaltan sıcaklarda ferahlık vereceği için iyi bir ara öğün tercihidir.

Süt ve süt ürünlerini ara öğünlerinizde kullanabilirsiniz. Kendinize sütlü buzlu kahve yapabilir, çocuklarına da ev yapımı meyveli süt olarak tüketmelerini sağlayabilirsiniz.

Ceviz, badem gibi kuruyemişlerle ana öğünlerinizin arasında açlığınızı kontrol edebilirsiniz.

Çocuklar için küçük sandviçler hazırlayabilirsiniz.

Meyveleri süt veya yoğurtla karıştırıp tatlı ihtiyacının giderilmesini sağlayabilirsiniz.

Badem, ceviz gibi kuruyemişleri ara öğünlerde sıklıkla tercih edebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku