Demet Akalın muhabire öyle bir şey teklif etmedi

Hande Yener mahkemeye başvurmuş, “Demet Akalın benim görüntüm çekilmesin diye muhabirlere etik dışı tekliflerde bulundu” demiş...

Haberin Devamı


Kendisine defalarca anlatmama rağmen bir kez de buradan söylüyorum:
Demet böyle bir şeyi kimseye söylemedi.
Olayın aslı şu:
İzmir’e davet edilen muhabirler arasında böyle bir dedikodu dolaşıyor önce.
“Demet uçak biletini alıp fuara götüreceği muhabirlerin Hande’nin görüntüsünü çekmesini istemiyor” diye bir dedikodu.
Sonradan işin doğrusu öğreniliyor.
Demet değil, fuara muhabir davet eden bir firmanın sahibi böyle bir şey söylemiş.
Onu da sadece Hande’yle ilgili değil, herkes için söylemiş. Firma sahibi bir tek kendi defilesi çekilsin istemiş.
Kimse de kabul etmemiş zaten.
Bu olayı Demet’e mâl edip uzaklaştırma kararı aldırmak istemiş Hande.
Mahkeme de reddetmiş...
Hakimlerimizden bir kez daha alkışlanacak bir hareket.
Kadına karşı şiddeti önlemek için çıkarılan bir yasanın suistimal edilmesine izin vermiyorlar.

Haberin Devamı

Bu film Oscar’lık mı?

Oscar adayı filmleri izlemeye “Get Out”la başladım.
“Amerika’da ırkçılık bitti” diyenlere, genlere yerleşmiş gizli ırkçılığın nasıl sürdüğünü gerilim öğeleriyle birleştirerek gösteren çok ilginç bir film olmuş.
Beyaz bir kadın ‘ağına düşürüp’ kendine âşık ettiği siyah gençleri, ailesinin evine tanışmaya götürüyor.
Ancak öğreniyoruz ki burası sıradan bir ev değil.
Annenin hipnoz, babanın cerrah olduğu modern köleler yetiştiren bir garip malikane...
Buraya son düşen Chris’in (Daniel Kaluuya) olaya ayması ve kurtulma çabalarını gerilim ve fantezi dolu bir kurguyla anlatmış film.
Gerilimin dozunu, ırkçılığa farklı bir kurguyla bakmasını sevdim filmin.
Ama Oscar’lık mı?
Asla değil...

Gazeteciler bile internete kanıyorsa

“Ufak Tefek Cinayetler” dizisine kadın oyuncunun erkek oyuncuya sakal tıraşı yaptığı sahne yüzünden ceza kesildiği iddia edildi.
Habere bakıyorum, hiçbir tutar yanı yok.
“Yüklü miktarda para cezası kesildi” deniyor. O ne demek ya?
Yüklü miktar ne demek?
Sırf bu cümleden bile haberin palavra olduğu ortada.
Sonradan anlaşılıyor ki takipçi artırmak isteyen bazı hesaplar, böyle yalan haberlere başvurmuş internette.
Onların gazına gelen dikkatsiz internet siteleri de haber yapmış konuyu.
Hadi onlar yaptı, koca gazetelere ne demeli?
İki-üç gazetede okudum bu haberi.
Araştırmadan, sormadan aynen ‘yüklü miktarda ceza’ diyerek yayınlayan gazeteler oldu bu haberi.
Olacak iş değil. Bizim meslektaşlarımız bile internette çıkan her habere inanıyorsa yanmışız demektir.

Haberin Devamı

Bu bir magazin haberi değil

Aile ve Sosyal Politikalar, İçişleri, Ulaştırma, Milli Eğitim Bakanlığı ortak komisyon kurup okul servislerini denetleme konusunda etkili bir mücadele yapacaklardı.
Ne oldu?
Son olarak Kaan Tangöze ve Seçkin Piriler’in 7 yaşındaki oğulları serviste unutuldu.
Ya servisin kapısını açıp gitse?
Olaya tanık olup polis çağıran vatandaş yerine ya bir sapık çocuğu kandırıp götürse?
Dün Seçkin’le konuştum, okulla ve servisle konuşup olayı hallettiklerini söyledi.
Ben Kaan’ın yerinde olsaydım ortalığı yıkardım.
Ama Kaan ‘medyaya konuşmama’ meselesini galiba yanlış anladı, böyle bir toplumsal meselede bile susuyor.
İşin ilginci Seçkin de öyle düşünüyor.
Peki Seçkin neden yıkmıyor ortalığı?
O da magazine malzeme olmaktan çekiniyor.
Anne-babanın magazin çekişmesi yüzünden çocuk servis kurbanı olacak farkında değiller.

Yazarın Tüm Yazıları