Yaşananlar

Haberin Devamı

Simge sorunu

Olmuyor, olmuyor, olmuyor... Bu iş, bu Antalya'yı tanımamazlık, görmemezlikten gelme nereye kadar gidecek sayın bakanım... Bakın, turizmciler küplere binmiş... Haklılar... İnanç turizmi ile ilgili hazırlanan kitapçıkta tek satır Antalya'dan bahsetmemişsiniz. Bir sempozyumda Noel Baba için düzenleseniz, paranız mı tükenirdi... Kitapçıkta biraz Antalya'dan bahsetseniz, mürekkebiniz mi biterdi?..

Sayın Erkan Mumcu, bu konuda bir açıklama yapacaksınız sanırım. Tek dileğim, ‘‘Benim bundan haberim yok. Sorumlular uyarıldı. Noel Baba, bakanlığın 2000 yılı etkinlikleri içinde vardır’’ demenizdir. Aksi bir tavrınız, dünyanın tanıdığı Noel Baba'yı tanımamazlıktır. Ben inanıyorum ki, sayın Mumcu, sağ duyusu ile bu işi çözecektir. Kendisini zor durumda bırakan ve kraldan çok kralcılık yapan bürokratlarından da hesap soracaktır.

Amaç başka

Bakın, size çok çarpıcı bir örnek vereyim. Türk Tanıtma Vakfı (TÜTAV) 2000 yılı için bir tanıtım posteri hazırlamış. Harita şeklindeki poster geçenlerde bir kaç gazetede yayınlandı. Belki dikkatinizden kaçmıştır diye yazıyorum. Haritada, ‘‘Türkiye’’ adı geçmiyor. Bu bilinerek yapılmış. Çünkü, burada amaç başka... Turistler için önem taşıyan Anadolu'daki merkezlerin yerleri gösteriliyor. Şehir ismi de yok. Ne var biliyor musunuz?.. Turistik bölgelerdeki önemli tarihi yapılar... Efes gibi, Sultanahmet gibi... Antalya sınırlarında da tek bir tarihi yapıya yer verilmiş. O da; Noel Baba Kilisesi... O kadar... Haritanın üzerinde ne Türkiye yazıyor, ne de Antalya... Sadece, St. Nicolas'ın yaşadığı ve mezarının bulunduğu kilisenin silüeti var.

Sayın bakanım, şimdi size soruyorum. Ve, sizden buna açık ve net bir cevap bekliyorum. Eyfel Kulesi'nin bir fotoğrafını gördüğünüzde bu sizde nereyi çağrıştırıyor?.. Paris'i değil mi?.. Peki, Özgürlük Anıtı... Tabi ki, Amerika'yı... Pizza Kulesi dersem, herhalde cevabınız İtalya olur... Bizden de bir örnek vereyim. Mesela; Sultanahmet Cami... Bu caminin fotoğrafını gören bir turistin aklına ilk gelecek yer İstanbul'dur... Veya bir Topkapı Sarayı... Çünkü, buraları günde 35-40 bin turistin ziyaret ettiği tarihi mekanlardır.

Gelelim sorumuza... Daha doğrusu, sorunumuza... Simge sorununa... Antalya'nın simgesi sizce ne olabilir?..

Deniz mi?..

Herhangi bir Akdeniz ülkesinden ne farkımız var?..

Güneş mi?..

Oralarda da bronzlaştıracak kadar parlak...

Orman derseniz, diğer ülkelerde alasını bulabilirsiniz. Peki, biz ne tür bir simge veya simgeler bulmalıyız ki, dünya vatandaşları gördüğünde, ‘‘Aaa, burası Antalya’’ desin...

Büyük gaflet

Benim sorum işte bu...

Cevabı zor değil ama yine de yardımcı olayım.

Bir Aspendos, bir de Noel Baba'dan başka simge olabilecek neyimiz var?.. Eğer, biz de onları görmemezlikten gelirsek ayıp ederiz.

Bu topraklarda yaşamış, bu topraklarda ölmüş, saçıyla, sakalıyla giysisiyle efsane olmuş Noel Baba'yı inanç turizmi içine almamak gaflettir. Haaa, bu Noel Baba, o Noel Baba'mıdır, değil midir?.. St. Nicolas'ın Noel Baba ile ilgisi nedir, o tartışılır...

Ama, ne olursa olsun, tanıtma ile ilgili bir kurumun Noel Baba'yı tanımaması ayıp, tanımamazlıktan gelmesi ise çifte ayıptır.

Bir skandal nasıl önlendi

Depremzede denilerek Almanya'ya tatile gönderilen çocukların üst düzey polis çocukları çıkması skandalını utanarak okudum. Bu ayıp, bana Antalya'daki başka bir olayı hatırlattı. Ve, istenilseydi, bu depremzede konuk skandalı, Antalya'daki gibi zamanında bir müdahale ile önlenebilirdi diye düşündüm.

Nasıl mı?... Bakın anlatayım.

Antalya'daki olay, geçtiğimiz yıl yaşandı. Almanya'nın kardeş şehri Nürnberg, Antalya'dan 15 kimsesiz çocuğu ülkeye konuk etmek istediğini bildirdi. Listeler hazırlandı ve dönemin Valisi Hüsnü Tuğlu'nun önüne konuldu. Tuğlu, en baştaki çocuk ile en sondaki çocuğun soyadlarının aynı olduğunu farketti. Önüne listeyi getiren bürokrata, ‘‘Kim bunlar?’’ diye sordu. Bu soru, depremzede konuk türü bir skandalı ortaya çıkardı. Çünkü, o çocuklar kimsesiz, yetim değil, valilikte bir daire başkanının çocuklarıydı...

Vali, listeyi yırttı, valilik yetkililerini devreden çıkarıp yetiştirme yurdu ile direkt muhatap oldu. Böylece, Almanya'ya gerçek kimsesiz çocuklar gönderildi.

Yani, depremzede konuk olayında polisler kadar, bu listeye onay verenleri asıl sorgulamak lazım.

Yeri gelmişken, Tuğlu'ya da buradan teşekkür etmek lazım.

Kardeşin ismi ne?

‘‘Nurnberg’’, ‘‘Nürenberg’’, ‘‘Nüremberg’’...

Almanya'da aynı yere, üç ayrı isim...

Antalya'nın kardeş şehrinin gerçek adı, acaba hangisi?..

THY'nin bu ayki Skylife Dergisi'nde gördüm bu üç ismi... Ve, işin içinden çıkamadım. Dergideki dünya haritasında, ‘‘Nüremberg’’ yazıyor. THY'nin uçtuğu kentlere uçuş mesafelerini gösteren çizelgede, bizim kardeşin adındaki ‘‘M’’ birden ‘‘N’’ oluveriyor... Nürenberg yani... THY'nin danışma ve rezervasyon bürolarının olduğu listedeki isim bu kez bambaşka; ‘‘Nurnberg’’...

Evet, bir kentin üç yazılışından hangisi sizce doğru...

Maalesef hiçbiri...

Doğrusu şu; ‘‘Nürnberg’’ veya ‘‘Nürnberger’’...

Kardeş kentimiz olmasa, bu isim karmaşası beni pek enterese etmeyecek...

Ama, işin içinde kardeşlik var.

Ünlü sözler

‘‘Kusursuz arkadaş aramak, dost edinmeyi istememektir.’’

De Zacy

dgundogdu@hurriyet.com.tr

TELEFON: (0242) 340 38 38

Yazarın Tüm Yazıları