Spor...

IVAN Klasnic.

Hırvat.

Milli futbolcu.

Werder Bremen’in yıldızı.

28 yaşında.

Önceki sene, herkesin başına gelebileceği gibi, apandisiti patladı, ameliyat oldu. Ama bu ameliyat sırasında nasıl olduysa oldu, böbrekleri hasar gördü, iflas etti.

Ölüm çok yakındı.

Böbrek nakli şarttı.

Anneciği "ben veririm" dedi.

Aldılar anneden...

Taktılar oğluna...

Olmadı maalesef.

Bünyesi kabul etmedi.

Umutlar sönüverdi bir anda.

Sözleşmesi bitmişti bu arada...

Top oynayamıyor, idmana bile çıkamıyordu doğal olarak... Werder Bremen kulübü, "sporcu" kavramına yakışır bir davranışta bulundu; sanki "yeni transfer ediyormuş" gibi, bastı parayı, sözleşmesini yeniledi, "sen yeter ki moralini bozma" dedi.

Tahlil, tahlil, tahlil...

Babasının böbreği uydu.

Yine yattı ameliyat masasına.

Ve, mucize gerçekleşti.

Annesinin böbreğini kabul etmeyen bünye, ısrarla hayata tutunan bu gence, bir fırsat daha vermiş, babasının böbreğini kabul etmişti.

Ama öykü bitmemişti...

Ivan, giydi eşofmanlarını.

İdman, idman, idman...

2 ay içinde 2 kez organ nakli ameliyatı geçirmesine rağmen, insan üstü gayretle, başına gelenlerden 13 ay sonra, yeşil sahalara geri döndü, Werder Bremen’in "ilk 11" formasını kaptı... Yeniden çıktığı ilk maçında, mükemmel futbol oynadığı yetmezmiş gibi, 2 de gol attı.

*

Almanya’nın dünyaca etkin dergisi Kicker, okurların verdiği oylarla, Ivan Klasnic’i "2007’nin sporcusu" ilan etti.

*

Ve, Türkiye...

*

Milli takımın, Beşiktaş’ın eski yıldızı İlhan Mansız, büyük bir medeni cesaret örneği göstererek katıldığı Buzda Dans Yarışması’nı birincilikle bitirdi. 150 bin lira ödül kazandı.

Sonra ne yaptı?

150 bin liralık ödülünü cebine atmak varken, gitti, Türkiye Böbrek Vakfı’na bağışladı.

E merak ettim...

Aradım İlhan’ı, sordum:

"Niye?"

Anlattı...

"Kazanırsam, ödülü mutlaka bir hayır kurumuna bağışlayacağım demiştim kendi kendime... Ama hangisine, karar vermemiştim... Ramazan ayıydı. Bir iftar daveti geldi bana... Türkiye Böbrek Vakfı’ndan... Gittim. Çocuklar vardı. Hepsi böbrek hastası... O küçücük çocukların hayata tutunmak için nasıl gayret sarf ettiklerini gördüğümde, hem çok duygulandım, hem de sağlıklı bir insan olarak utandım doğrusu... Üstelik, koskoca spor camiasından, sadece ben ve bilardo şampiyonumuz Semih Saygıner vardı orada... Başka kimse yoktu. Spor camiasının, biraz morale ihtiyacı olan bu çocuklara hiç destek vermediğini, umurlarında bile olmadığını gördüm. İşte o an, karar verdim. Kazanırsam, ödülümü Böbrek Vakfı’na bağışlayacaktım. Bağışladım."

*

2007 geride kaldı.

Yılın "spor"cularını seçtik.

Şöyle bir bakıyorum listeye...

Kimi şampiyon.

Kimi golcü.

Kimi madalyalı.

Yani, seçtik de...

Aslında yılın "skor"cularını seçtik.

Çünkü seçtiğimiz tüm isimler, yaptıkları "skor"lar nedeniyle yılın ödülüne layık görüldüler.

*

O halde soralım bir daha:

Sizce yılın "spor"cusu kim?
Yazarın Tüm Yazıları