Şehidin ardından

GÜN geçmiyor ki Güneydoğu’da yeniden hortlayan terör can almasın. Ana baba kuzusu askerlerimiz kurşunlanarak, mayınlanarak şehit ediliyor. Bunlardan biri, birkaç gün önce aracı mayına çarpıp parçalanan ve üç arkadaşıyla birlikte şehit düşen Üsteğmen Hulki Beydilli idi.Cenaze töreni geçtiğimiz perşembe günü Ankara’nın Nallıhan İlçesi’nde yapıldı. Törende bir tuğgeneral ve bir tümgeneral dışında hiçbir devlet yetkilisi, bakan vesaire yoktu. Şimdi size okurum makine mühendisi Gökhan Ünlüer’den aldığım e-posta mesajını iletiyorum: ‘Merhaba Emin Abi, ben askerliğimi 293. dönem asteğmen olarak Hakkári-Çukurca Taktik Jandarma sınır alayında yaptım. Devre arkadaşım, birlikte askerlik yapmakta olduğumuz Asteğmen Süleyman Şahin, 12 Mayıs 2004 günü aracın mayına çarpması sonucu şehit oldu. Hepimiz yıkılmıştık. Süleyman, Yozgat’ın Yerköy İlçesi’ndendi ve edebiyat öğretmeniydi. Bizler görevimiz nedeniyle memleketinde yapılan törene katılamadık. Ancak 45 gün sonra terhis olunca tüm devre arkadaşları ilk olarak hep birlikte Yerköy’e gittik. Öncelikle ilçe jandarma bölüğüne gittik. Çünkü Süleyman’ın ailesinin ev adresini bilmiyorduk. Bölük komutanı üsteğmen bizi makamına davet etti. Açık tenli, çok saygıdeğer bir insandı. Saatlerce sohbet ettik. Süleyman’ın şehit olduğunun ertesi günü tayinler açıklanmıştı ve bölük komutanının tayini de Çukurca’daki bizim birliğe çıkmış. Orasını çok merak ediyordu. Kendisine oradaki durumu, görevleri, araziyi anlattık. Eşi de endişe içindeymiş. Haklı. Yerköy’e şehit cenazesi geliyor ve sizin tayininiz ertesi günü şehidin can verdiği yere çıkıyor. Korkmamak imkánsız. Bölük komutanı bize Süleyman’ın törenini anlattı. Daha sonra bizi Süleyman’ın ailesine ve oradan da şehitliğe götürdü. Harika bir şehitlik yaptırmıştı. Her ayrıntıyı bize tek tek anlattı. Hepimiz çok duygulandık. Geçen akşam haberlerde Hakkári-Çukurca’daki dört şehidimizin haberini izledim. Bir üsteğmen, bir teğmen ve iki er. Şehit düşen üsteğmen, bizi Yerköy’de ağırlayan Hulki Beydilli idi. Bir anda gözyaşlarına boğuldum. O insanca duygular barındıran komutan şehit düşmüştü. Tayinden korkan eşi cenaze töreninde ağlıyordu. Onunla beraber ben de...’***Toplum bu terörü durdurmaktan aciz olanlara, bunun altyapısını AB masalları hatırına hazırlayanlara, kin ve nefret duyuyor. Cuma günkü ‘TBMM Ne Yapar’ başlıklı yazımda bir öneride bulunmuştum. RTÜK’ü paylaşmak için AKP-CHP işbirliği ile olağanüstü toplantı yapan TBMM, bu kez terörü görüşmek için olağanüstü toplansın. Çıt çıkmadı. İşlerine gelmezdi.Aynı yazımda Güneydoğu’da üst düzey güvenlik görevlilerinden gelen bir mesajı da aktarmıştım. Şöyle diyorlardı: ‘Mayın asfalt yola gömülmez; çünkü belli olur. Mayın toprak ve stabilize yola gömülür; çünkü üstünü örtüp gizlemek kolaydır. Güneydoğu’da çok sık kullandığımız bazı yolların asfaltlanması için yetkililere defalarca başvurduk. Her seferinde aynı yanıtı aldık: Bütçede para yok! Bütçede Moğolistan’a yaptıkları gıcır gıcır asfalt yollara para var, bizim yollar için yok! Burada her gün mayınlar patlıyor, evlatlarımızın tabutlarını göndermek bize düşüyor. Devlet parasıyla yurtdışında yol yapanlar Güneydoğu’nun yollarını niçin yaptırmıyor?’İşin içindeki görevlilerden gelen bu mesajı yorum yapmadan yayınlamıştım. Önceki akşam AKP tarafından bu konuda yazılı açıklama yapılmasın mı! Özetliyorum: ‘Çölaşan’ın yazısı, sorumsuzluk ve bilgisizlik örneğidir. Yazıda bölgeler arasında ayırımcılık yapılmakta, halkımız kin ve düşmanlığa (!!!) tahrik edilmektedir. Teröre karşı her türlü önlem alınmaktadır.’Sonra propaganda faslı başlıyor: ‘2002 sonuna kadar tüm hükümetlerin Güneydoğu’da yaptığı bölünmüş yol uzunluğu 531 kilometreden ibarettir. Sadece son iki yıl içerisinde biz 985 kilometre yaptık. 2006 yılında bölünmüş yol 1.000 kilometre olacaktır.’Ben ne diyorum, onlar ne diyor! Ben yazımda güvenlik güçleri tarafından sık kullanılan toprak yollardan söz ediyorum, AKP ise karşıma duble yol masallarıyla çıkıyor. Niçin?.. Çünkü söyleyecek tutarlı bir sözleri yok. Mayınlar duble yollarda değil, toprak yollarda patlıyor. Tek tesellimiz ise ‘gerekirse’ Kuzey Irak’a girmekten (!) dem vurmaları! Şehitlerimize Allah rahmet eylesin, mayın patlamalarında sakat kalan ana baba kuzularına, hepsinin yakınlarına ve milletimize Allah sabır versin. Söyleyecek başka söz bulamıyorum. Bu günler de geçecek.
Yazarın Tüm Yazıları