Paylaş
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın projesinin gerçekleşmesini dilerim. Ancak festivale katılan sahafların Beyoğlu Belediye Başkanı’ndan benim de katıldığım bir ricaları var: “Festivalin uzatılmasını bekliyorlar”.
Çünkü iki gün sağanak yağmurdan alıcı gelememiş, iki gün de IMF toplantıları yüzünden herkes buradan kaçtığından, kayıp 4 günü telafi etmek istiyorlar. Özellikle genç kuşağın ilgisi benim dikkatimi çekti. Birçok üniversite öğrencisi ellerinde teyple dolaşıyorlar, sahaflara, ziyaretçilere sorular yöneltiyorlardı. Birbirlerine eski taş plakları gösteriyorlar, posterleri açıp inceliyorlardı. Bir yandan da kurmalı gramofonda çalan taş plaktan Safiye Ayla’nın sesinden bir zamanların ünlü şarkısı, hâlâ söylenen Yesari Asım Arsoy’un Adalardan bir yar gelir bizlere bestesini dinliyorlardı.
* * *
SAHAF denince mutlaka bir dergiden söz etmeliyiz.
İ. Lütfü Seymen’in sahibi olduğu, yazıişleri sorumluluğunu da üstlendiği Müteferrika-Kitabiyat Dergisi.
Kitaba dair özgün, kitap kurtları için gerekli bilgiler, yazılar burada yayınlanır.
Müteferrika’da okuduklarınız bugünün görüşünü güçlendirir, boyutlandırır.
Yaz 2009/2 sayısındaki Bir II. Meşrutiyet Gazetesi Olarak ‘Şark ve Kürdistan’ yazısı bugünkü sorunlara çözüm bulmanızda kaynak olacak nitelikte.
Yazıdan bir bölümü okuyalım:
“Basına yönelik baskıların son bulmasının ardından II. Meşrutiyet’in ‘hürriyet’ rüzgârının etkisiyle birçok gazete ve dergi yayın hayatına başlamıştır. Fazla uzun ömürlü olmayan bu ‘hürriyet’ günlerinde farklı eğilim ve siyasi çizgilerde birçok yayın ortaya çıkmış ve Osmanlı basın tarihi hareketli, dinamik ve renkli bir sürece tanık olmuştur. Kürt ve Kürdistan isimli ve Kürtlük sorununa eğilen ilk yasal gazete ve dergiler de bu dönemde, daha çok da İstanbul’da yayınlanmıştır. Şark ve Kürdistan Gazetesi de II. Meşrutiyet’in ilanının hemen ardından İstanbul’da yayınlanmaya başlamıştır. Gazetenin kaç sayı yayınlandığı ve yayın hayatının ne kadar sürdüğü hakkında somut bilgiye sahip değiliz. Haftada iki kez yayınlandığı söylenen Gazete’nin fazla uzun ömürlü olmadığı anlaşılıyor. (...)
Sonuç olarak Osmanlıcılık vurgusunun ağır bastığı Şark ve Kürdistan Gazetesi, Tanzimat’tan bu yana Doğu ile Batı arasında sıkışıp kalmış Osmanlı aydınının, çelişkilerle dolu karmaşık dünyasını ve ‘modern’ Batı karşısında çözümsüzlüğünü ve tutunamayışını yansıtması anlamında bizlere hayli veri sunuyor. Ulus devlet paradigması karşısında çözülen imparatorlukta, ağır ve geriden gelse de bir Kürt probleminin kendini hissettirmeye başladığı görülüyor. Kendisini keşfetmeye başlayan Kürtlerin zihnindeki Kürt algısına ışık tutuyor, meseleyi nasıl problematize ettiklerini ortaya koyuyor!”
Başka ilgi çekici yazı başlıklarını da şöyle sıralayabilirim: E. Nedret İşli’nin Meletios Sakkulidis (1926-2009). İstanbul Baskısı Rumca Kitapların Muhafızı Öldü. Neslihan Erkan’ın Şen, Şakrak, Fıkırdak Bir Gazete: Hanımlar Âlemi. Gazetenin özelliğini anlatan satırlar, sanırım bugünün bazı gazete sayfalarını, dergilerini de içerik açısından anlatmaktadır: “’Hanım Gazetesi’ ibaresi ile yayına başlayan Hanımlar Âlemi ilk sayıdaki çıkış yazısında ‘Yalnız hanımların değil beylerin de gazetesidir. Hanımlar, Beyler, Efendiler, Hanımlar Âlemi hepinizin seve seve okuyacağınız bir gazete olacaktır’ sözleriyle okur kitlesine seslenerek, ‘Hanımlar Âlemi ağırbaşlı, gönül sıkıcı, nasihat gazetesi değildir. Şen, şakrak, alaycı, fıkırdak yazılarla, resimlerle dolu zarif bir mecmuadır. Hanımlar Âlemi’nde on altı yaşında şakrak ve oynak bir güzel kız ruhu göreceksiniz.”
Bir incelemecinin, araştırıcının, edebiyatçının vazgeçilmez uğraklarından biri ‘Sahaflar Çarşısı’dır. Çünkü yıllar önce çıkan, tükenen ve bulunamayan, araştırması için hayati önemi haiz olan bir kaynağı bulur. Ya da adını bilmediği bir kitabın birdenbire büyüsüne kapılır.
Yıllar öncesinin kitap kapaklarını, baskı tekniğini, kâğıt kalitesini gördüğünüzde nasıl bir düzeye ulaştığımızı öğrenirsiniz.
Kapak resimlerinden içerideki desenlere kadar bunları görürsünüz.
* * *
KİTAPLARIN dünyasında iyi bir gezinti yapabilirsiniz.
Paylaş