Reklamlar

Tekin ARAL
Haberin Devamı

Memlekette gidişatın parlak olmadığı kesin ama, Başbakan Yılmaz özellikle son günlerde durumu biraz o ünlü bantlar, biraz PKK rüzgarıyla götürüyor...

Bunca olan bitende, Mesut Yılmaz hükümetlerinin sorumlulukları, dahası suçu olduğu tabi gözardı edilemez... Zaten bir alay suçlama da var... Araştırılır, soruşturulur, neyin ne olduğu da ortaya çıkar...

Ama tüm bunlara karşın, şu son bir yığın olayın ortaya çıkmasında Yılmaz Hükümeti'nin tutumu, çabası da yadsınamaz...

Tabii şimdi önümüzdeki seçimde Mesut Yılmaz ANAP teknesini bu rotada denize indirecek, yelkenleri bu rüzgarla doldurmaya çalışacak...

Zira günlerdir televizyon ekranlarında patlattığı nutuklardaki mesajı bu...

EMEL'İN YEMEKLERİ

Kanal D'de hafta içi öğleden sonra ekrana gelen ‘‘Sen Her Şeyi Düşünürsün’’ adlı bir program var...

Programı Emel Başoğlu ve DJ Jale Binay birlikte sunuyorlar...

Konu bir mutfak ortamında geçiyor...

Emel Başoğlu birbirinden güzel yemekler yaparken Jale de ona yardım ediyor... Bu arada da günün mana ve ehemmiyetine göre çeşitli konuları konuşuyorlar ekranda...

Ben şöyle oturup ağız tadıyla yemek yemesini beceremem ama özellikle yemek yapmaya büyük merakım vardır... Bazen oturur roman okur gibi yemek kitabı okurum...

İşte Emel Hanım'ın ekranda yemek yapışını da iki elim kanda olsa oturup seyrediyorum...

‘‘Sen Her Şeyi Düşünürsün’’ün program anonslarında hep ‘‘Emel Başoğlu'nun Pratik Yemekleri’’ deyimi geçiyor... Ben, Emel Hanım'dan bir pratik yemek tarifi kapar mıyım diye günlerce ekran başında pür dikkat kesildim, zerrece bir şey kapamadım...

Tamam yemeklerin görünümleri çok güzel, mutlak hepsi de lezzetli ama, Emel Başoğlu yemekleri bir alay makine ve çeşitli formüllerle adeta yeni bir nükleer bomba imal eder gibi yaptığından, insan tarifleri kavramakta güçlük çekiyor...

Ben Emel Hanım'ın yaptığı yemekleri gerçekten çok takdir ediyorum...

Ve büyük umudum, Emel bir gün o aletler, o formüllerle yemek yaparken insanlık adına çok önemli bir buluş yapacak...

ÖDÜL MÜ, ULUFE Mİ?..

Erkan Yolaç, TGRT'deki ‘‘show’’unu başarıyla sürdürüyor...

Yalnız programın ‘‘Evet-Hayır’’ bölümünde, zarfla para dağıtılan bir ödül bölümü var...

Bu ödüller geçtiğimiz yıl da 35 ila 55 milyon arasıydı, bu yıl da aynı miktarda seyrediyor... Ne güzel, demek TGRT'de enflasyon sıfır...

Ama benim burada asıl söylemek istediğim zarfla değil, mazrufla ilgili...

Bu paranın yarışmaya katılan kişilere veriliş biçimi hiç hoş değil... Daha insanları küçültücü biçimde... Tabii Erkan'ı suçlamıyorum, sonuçta bu bir program ilkesi sorunu...

Örneğin, Evet-Hayır'a katılan yarışmacı, yarışmayı daha onuncu saniyede kaybediyor ama Erkan hemen asistanına, ‘‘Getir kızım zarfları’’ diye seslenip, ulufe dağıtır ya da okul harçlığı verir gibi yarışmacının cebine para koyuyor...

Oysa bir yarışmada üç veya beş, bir ödül varsa o yalnızca kazanana verilir...

Bu sözünü ettiğimiz durumun, Erkan Yolaç'ın o güzelim yarışmasına zarar verdiğinin herhalde Erkan da farkındadır.

KAYIKÇI KAVGASI

Şu anda ekranlarda hakimiyet kayıtsız şartsız arabeskçi takımının... Bunun lamı cimi de yok...

N'apalım bu işin raconunu muhterem halkımız böyle kesiyor...

Yalnız bu arada anlaşılmayan bir konu var... Tüm bu televizyon program ve ekonomisi parselasyonuna karşın, arkadaşlar hala mutsuz...

Ekranlarda birbirlerine ateş püskürüyor, birbirlerini yiyorlar...

Yapmayın arkadaşlar... Neyi paylaşamıyorsunuz ki, Allah aşkına?.. Aslında her şey gayet güzel paylaşılıyor...



Yazarın Tüm Yazıları