Piyasaların enflasyon hesabı: Yüzde 70-75

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Hükümet gerçekten cesur bir karar alarak 1998 yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 50 olarak belirledi. Bununla da kalmadı, gelecek yıldan başlayıp, 3 yıllık bir istikrar programı uygulayacağını açıkladı.

Kesin tahminlerini yapabilmek için, bazı iktisatçı ve bankacılar, bütçe rakamlarının kesinleşmesini, bütçe yasa tasarısında özellikle harcamaların kısılması için yer alacak hükümleri görmek gerektiğini söylüyorlar.

Ancak bir yandan da YPK'dan çıkan kaba rakamlarla tahminler yapmaktan da kendilerini alamıyorlar. Rakamları, kendi modellerine oturttuklarında ise Hükümetin yüzde 50'lik enflasyon hedefinin çok üstünde rakamlar buluyorlar.

İktisatçıların yaptıkları ilk tahminler enflasyonun yüzde 50 değil en az yüzde 70 olacağını gösteriyor. Bu tahmini yüzde 90'a kadar çıkaranlar var.

Büyük şirketler ve bankalar, her yıl olduğu gibi, bu yıl da Hükümetin verdiği hedeflerin yanısıra, kendi tahminlerini yapıp, şirket hesaplarını ona göre düzenleyecekler. Şimdiden bu tahminlere başladılar. Şu anda 1998 yılı enflasyonunu yüzde 70-75 gibi almak eğilimindeler.

Eğer piyasalar Hükümetin yüzde 50 enflasyon hedefine inandırılamazsa, başta iç borçlanma olmak üzere bir çok hedef şimdiden tehlikeye girer.

Rakamlara bakıp ilk tahminlerini yapan piyasalar, siyasi olayları da yakından izliyorlar. Özellikle koalisyonun küçük ortağı DTP'nin ‘‘istikrara dönük önlemlere yaptığı popülist itirazlar’’ dikkatle izleniyor.

Bankacılar istikrara ve enflasyonun önlenmesine dönük sözlerin bir tek Başbakandan geldiğini, DSP lideri Ecevit ve DTP Lideri Cindoruk'un, bu yönde hiç bir demeçlerinin bulunmadığını da hatırlatıyorlar.

Ayrıca, daha önceki icraatlarına bakarak ‘‘Başbakanın, sözlerinden, 1998'de çark etmeyeceğinin hiç bir garantisi olmadığını’’ da söylüyorlar.

HARAÇ ALINACAK MI?

Yine de piyasalarda bu Hükümet'e verilen prim, hâlâ, oldukça yüksek.

Enflasyonu yüzde 50'ye indiremese bile, Hükümet'in daha öncekilere kıyasla ekonomide daha olumlu işler yapılacağına inanılıyor.

Çoğu bankacı siyasilere hala güvenilmediğini belirterek, güvenin daha çok, bazı yetkin bürokratlardan kaynaklandığını söylüyor.

Başbakanın sözlerine inanılması için, gelecek yıl beklenmeden ‘‘İcraata hemen başlanması’’ isteniyor. Bunun için de başta sosyal güvenlik olmak üzere gerekli tedbirlerin hemen hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Başta Mahfi Eğilmez olmak üzere, programa kredibilite kazandıran bazı bürokratlar, bütçe ve program rakamları ve Başbakanın tutumu nedeniyle, bu programın uygulanıp, enflasyonun düşürüleceği konusunda hayli umutlandılar.

Ancak, bu umudun korunması ve bürokrasiyi motive edebilmek için, mutlaka piyasalardaki yüksek enflasyon beklentisinin kırılması gerekiyor. Burada da iş siyasi otoriteye, özellikle de Başbakan Yılmaz'a düşüyor.

Sadece piyasaların değil, milletvekillerinin de hedeflere inandırılması gerekiyor. Milletvekillerinin populizm yerine enflasyonla mücadeleye neden karar verildiğini anlayıp, bu anlayışa uygun hareket etmeleri bekleniyor.

Bunun ilk göstergesi ise; bütçenin aylarca tartışılacağı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun takınacağı tutum olacak. Komisyon üyelerinin her yıl istedikleri ‘‘haraç’’ı bu yıl isteyip istemeyeceklerini, izleyeceğiz.

Komisyon Başkanı Biltekin Özdemir'e, eski Maliye Müsteşarı olarak güveniliyor. Ancak Özdemir de, daha önce bu haracı önleyememişti.

Komisyon üyelerinin hiç bir plan ve projeye bağlı olmadan, aralarında ‘‘koyun pazarlığı’’ yapıp, illerine yatırım ödeneği yazdırarak, bütçeyi bozmaları artık hoşgörüyle karşılanamaz. Bunun adı bir haraçtır.

Bu yıl ‘‘komisyon haracı’’nın önlenmesi, piyasalarda gerekli güvenin oluşturulması için de çok önemli bir rol oynayacak.

Yazarın Tüm Yazıları