Parlamenter Birliği’nde yurttaşlık bilinci söyleşisi

PROF. Berrin Durmaz, sıradışı bir akademisyen.

Haberin Devamı

EÜ Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Durmaz, aynı zamanda akademisyenler orkestrası AKOR’da solist sanatçı. Master atletlerde Türkiye Şampiyonlukları olan Berrin Hanım, hastanedeki kliniğin bahçesine barınak  yapıp sokak hayvanlarına bakacak kadar da hayvan dostu. Seyahat etmenin kültürel beslenme olduğunu düşünen Berrin Durmaz, yetiştirdiği üzümlerden yaptığı şaraplarını da dostlarına
hediye ediyor.

?Akademisyenler Orkestrası nasıl kuruldu? Siz nasıl katıldınız?
?Koordinatörümüz Füsun Aşkar doktora tezi “Üniversitelerdeki Profesörlerin Sahne İmajı” konusundan yola çıkarak kurulmuş. Bana da mesaj geldi,başta enstrüman çalmadığımdan çekindim. Fakat sonra “sen de şarkı söyle” dediler, katıldım.
?Hep profesörler mi var?
?Yeterli profesör bulunamayınca diğer akademisyen arkadaşlarımız da dahil oldu. Eğitim, Ziraat, Diş Hekimliği, Turizm Otelcilik ve Tıp Fakültesi’nden akademisyenler var. Toplam 12 kişiyiz.
?İlk konserinizi nerede verdiniz?
?Ebiltem, “Avrupa Bilim Eğlence Gezisi” düzenliyordu. Bize,‘bilim insanlarının sanatla uğraştığını ve başardığını siz göstereceksiniz’ dediler ve 2000 kişinin önünde ilk konserimizi verdik. Yurtdışı seyahatlerimde nerede müzisyen görsem hemen gidip yanlarında şarkı söylüyordum, nasılsa kimse tanımıyor diye. Sanıyorum sahne korkumu yenmem de bunun etkisi oldu.
Eşim doktor mu olacaksın, şarkıcı mı deyince, Sezen Aksu çıktı
?Kariyerinizde en güzel noktaya gelmişsiniz ama müzik de sizin için çok önemli. Nereden çıktı bu merak, içinizde ukte falan mı kalmıştı?
?Müzik kulağımın olduğunu biliyordum, herkes söylerdi. Hatta çocukken orkestra geldiğinde bana hemen mikrofon verirlerdi. Korolorda hep 2. ses olurdum.
?Peki müziğe neden devam etmediniz?
?Sanırım önceleri müziği meslek gibi düşünmedim ve tıbba girdim. 2. sınıfta okurken TRT’de çalışan ablamın tanıştırdığı Akın Ajlan Aksel’in yaptığı televizyon programına çıkmam istendi. Sesim denetlendi, beğenildi. O sırada televizyona çıkmak büyük olay, her çıkan ünlü oluyor. Ben kıyafet seçmeye çalışıyorum, çok heyecanlanıyorum ama..
?Ama, ne?
?O sıralar eşim İsa Durmaz ile flört ediyoruz. Programı duydu ve bana “Doktor mu olacaksın, şarkıcı mı olacaksın, karar ver” dedi ve ben çıkmadım.
?Aaaah, Eyvah..
?Çıkmadım ve benim yerime kim çıktı biliyor musunuz?
?Kim?
?Sezen Aksu.
?İnanamıyorum, herşey çok farklı olabilirmiş.
?Evet ama ben halimden memnunum. Bakın şimdi hem doktorum, hem de şarkı söyleyebiliyorum.
Oğlumun düğününde
sürpriz konser verdik
?AKOR ile nerelerde konser veriyorsunuz?
?Genel olarak sadece akademik ortamlarda konser veriyoruz. Ayda bir TRT Radyosu’nda Gecenin İçinden programına çıkacağız. Bunun dışında benim oğlumun düğünü ve bateristimizin düğününde çıktık. Hatta oğlumla gelinimin haberi yoktu, sürpriz yaptım.
?Eşiniz artık şarkı söylemenize ne diyor?
?Olgun bir insan olduğundan şu anda o da keyif alıyor ve sanıyorum takdir ediyor. Zaten ben bunu hobi olarak yapıyorum ve sadece akademik ortamlarda söylüyorum. Eşim Antalyalı olduğundan o toplantılarda da Antalya türküleri söylüyorum.
?Hangi tür şarkılar söylüyorsunuz? Ne zaman çalışıyorsunuz?
?Pop caz ve latin şarkıları söylüyorum. Kökenlerim Selanik’ten olduğundan Yunanca da söylüyorum. Her pazartesi 5’ten sonra çalışıyoruz.
Profesör olduğuma
inanmayanlar oluyordu...
?Profesör denince kelli felli, çok ciddi kişilere alışmışız. Siz ezber de bozuyorsunuz...
?Okula erken başladığımdan 16 yaşımda tıbba girdim, genç profesör oldum. Hatta kafile başkanı olarak yüzme takımını İstanbul’a götürdüğümde çocukların yemekleri dahil herşeyle ilgileniyordum. Otelimizdeki yemek menüsü zayıftı, sinirlendim, şefi çağırttım. Şefe ‘Profesör çok sinirli, seni çağırıyor’ demişler. Telaşla geldi, bana bakmıyor, ‘hoca nerede’ diyor, beni gösterdiklerinde ‘Ne, bu mu?’ dedi. Tabii ben dahil herkes güldü, o utandı.
?Sahnede rahat hareket edebiliyor musunuz yoksa ‘profesörüm çok da oynamayayım’ diyor musunuz?
?İlk başlarda aklıma geliyordu ama şimdi artık 37 konser oldu, aştık.
?Ama yine de sizi tanıyanlar oluyor mu?
?Tabii, hatta bilim şenliklerinde bizden imza isteyen çocuklardan biri ‘Zor olmuyor mu?’ dedi. ‘Ne, yavrum’ dedim. ‘E, gündüz doktorluk, gece şarkıcılık?’ Beni her gece sahneye çıkıyor sanıyormuş.
Master atletlerde
şampiyonluklarım var
?Sporla da yakın ilgileniyorsunuz değil mi?
?Sporu daha çok yönettim. Fizik Tedavi’nin sporla yakın ilişkisi var, benim de sporcularla ilgili çok çalışmam var. E.Ü. Beden Eğitimi Spor Y.O.’nun bir dönem müdürlüğünü yaptım. Yüzme Federasyonu’nda görev yaptım. Master atletlerde koştum, uzun atladım.
?Dereceleriniz de var galiba...
?Altın, gümüş madalyalarım var. Spor okulunda müdürken örnek olayım diye 5’ten sonra antreman yapmaya başladım. Sonra master atletler şmpiyonasına katıldım. Uzun atlamada Türkiye birincisi, 100 metre koşuda da Türkiye ikincisi oldum.
Seyahat benim için tutku
?Seyahat etmek sizin için ne ifade ediyor?
?Seyahat hem tutku, hem de bizi kültürel anlamda besliyor. Aslında eşim çok yoğun çalıştığından pek seyahati sevmez. Ama ben ona doğumgünlerinde gezi hediye ediyorum, mecburen gidiyoruz.
?Nerelere seyahat ediyorsunuz?
?Güney Afrika, Güney Amerika, Uzakdoğu, Japonya, Çin gibi ilginç yerler var. Afrika’da safariye katıldık, en son Amazonlar’a gittik. Hayvanları çok sevdiğimden hep değişik hayvanlarla fotoğraflarım var. Eskiden üniversitede gezilerimle slayt gösterileri düzenliyordum.
Kliniğin bahçesine
barınak yaptırdım
?Hayvanları çok seviyorsunuz değil mi?
?Bir kedim, bu yaz kaybettiğimiz bir köpeğimiz vardı. Evin bahçesinde baktığım 9 kedi daha var. Bölümün bahçesine hayvan barınağı yaptırdım, burada da 11 köpek, bir sürü kedi, tavşan, ördek ve güvercinler var.
?Bakımlarını kim karşılıyor peki?
?Öğlen artan yemeklerimizi veriyoruz. Gerisini ben aldığım hayvan mamalarıyla karşılıyorum. Hepsinin bakımlarını ve aşılarını da yaptırıyorum. Her gelen hayvanı alıp bakıyoruz.
Engelli merkezinde engelli çocukların bakımı yapılıyor
?Aynı zamanda EÜ Engelli Çocuklar Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi Müdürü’sünüz. Burada neler yapılıyor?
?Bu merkezi Rotaryenler yaptırdı, işleme yeni geçti, Rektörlüğe bağlı çalışıyor. Şu anda fiziksel engelli çocukların tedavisi ve eğitimleri yapılıyor. Onları spora yönlendirip basketbol takımı, yüzme takımı kurmak istiyoruz.
?Siz hem çok genç hem de çok dinç görünüyorsunuz. Kadınlar için neler söyleyeceksiniz?
?Düzenli beslenmek gerekiyor, süt, yoğurt, peynir tüketmeli, tarhana, sardalya gibi kalsiyumu yüksek besinler tüketilmeli, öğün atlanmamalı. Egzersiz önemli. En azından yürünmeli. Türkiye Osteoporoz Derneği Yönetim Kurulu 2. başkanıydım. Ciddi çalışmalar yaptık.
Foça Karası üzümünden
şarap yaptım
?Üzüm bağınızdan şarap da yapmışsınız...
?Eski Foça’da 30 dönüm yerimiz var. Ben 2 dönümünü üzüm bağı yaptım ve  Fokaililerden kalan hatta Marsilya’ya giderken yanlarında götürüp orada yetiştirdikleri Foça Karası denen özel cins üzüm yetiştiriyorum. Daha ilk yılında çok ürün verince şarap yapmayı öğrenip her birini elimde patlatarak 30 lt.şarap yaptım. Etiket tasarladım ve Şarap Tanrısı’nın isimleri, Baküs Dionisos adını verdim.
?Şarabın sağlığa faydalı olduğundan bahsedilir, bu doğru mu?
?Az miktarda tüketilen kırmızı şarap yani haftada üç kez birer kadeh gibi, kalp sağlığı açısından yararlı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış. Bu arada benim de yaptığım ama henüz yayınlamadığım bir araştırmada, sosyal içicilik tarzındaki alkol tüketiminin özellikle de kırmızı şarabın, kemik sağlığı açısından; osteoporozu yani kemik erimesini önlediği sonucu çıktı. Bu sonuç bir tez çalışmasının yan bulgusu olarak bulundu, asıl araştırma osteoporoz ve genetik bağlantısı idi.

 

Yazarın Tüm Yazıları