Morgan’ın Güneş Vadisi’nde ne işi var?

Morgan Freeman’ın, Sydney Pollack’ın Sun Valley’de, işadamları toplantısında ne işi var? Geçtiğimiz Ocak ayında Davos’ta Angelina Jolie, Lionel Richie, Richard Gere, Sharon Stone siyasetçilerin arasındaydı.

Politikacı ya da işadamı değil ki bu insanlar... Sadece ünlüler... Çok ünlüler... Siyasetçiler, işadamları dinlenmediklerinin farkında. Oysa ünlüleri tüm ülke insanları dinliyor. Üstelik ünlüler tüm ülkelerde sınıfsız, kaynamış bir kitleye ulaşıyorlar. Dikkat çekiyorlar. Sözleri dinleniyor.

Siyasetçiler, işadamları sıkıyor. Bu nedenle hem siyasetçiler hem de işadamları tüm ülkelere ve toplum katmanlarına mesajlarını iletebilmek için, ünlüleri kullanıyor. Yoksulluğa karşı, küreselleşme karşıtlarına karşı, AIDS’e karşı, çevre sorunlarına karşı ünlüler öne çıkarılıyor. Dikkat ekonomisinde ratingi en fazla ünlüler topluyor. Ünlü stratejisi her yerde her işte çalışıyor.

Tahminler şöyle... Ünlü kullanımı gelecekte çok daha artacak. Ünlüler sosyal konulardaki davranışlara öncülük etme konusunda anahtar rol oynamaya devam edecek. İnsanlar ün oyununu daha karmaşık bir şekilde oynadıkça gerçek ve yapay ünlüler arasındaki farklar ortadan kalkmaya devam edecek. Kıtalararası ve kültürlerarası ünlü değişimi hızlanacak. Yeni teknolojiler, fanlarının ünlülere doğrudan ulaşımını çok kolaylaştıracak. Ünlüler daha hayatın içine girip daha da popülerleşecek..

Ünlünün gücünü keşfeden ülkeler, markalar, insanlar kazanacak...

Erkan Mumcu’nun ünü yetti

TNS
Piar’ın her ay yaptığı ‘Liderlerin Form Grafiği’ araştırmasının Haziran 2005 sonuçları geldi. ’Türban, kuran kursu, imam hatip’ konularındaki çıkışları Tayyip Erdoğan’ın form kaybını önleyemiyor. Erdoğan, Haziran ayında da 1.3 puan kaybetti. İlginçtir Baykal’da AKP’nin kaşıdığı ‘Türban, imam hatip, kuran kursu’ konularında ‘şahinleşince’ ciddi form kaybına uğradı. Baykal 3.3 puanla Haziran’ın en fazla form kaybeden lideri..

Mayıs ayına göre formunu az da olsa arttıran tek lider Mehmet Ağar. Form artışı 0.4 puan. Ağar kongrede yaptığı çıkıştan sonra, medyada daha fazla görünülürlük sağladı. Ağar çizgi üstü iletişimin sağladığı dirençten yararlanıyor.

Bahçeli’deki form kaybı dramatik. Mart ve Nisan aylarında, hiçbir siyasi etkinlik yapmadığı halde konjonktürel olarak form kazanan Bahçeli kazandığı formu hızla (-2.2 puan) kaybetti..

Erkan Mumcu’nun başlangıç form puanı ise ‘ünlü’ stratejisinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Önceki lider Nesrin Nas’ın formu yerlerde sürünüyordu. Erkan Mumcu ilk ölçümde yüzde 12.5’le üçüncü sırayı yakaladı. Bu sonuç olası bir seçimde ANAP’ın da potaya girebileceğini gösteriyor. Erkan Mumcu, ‘AKP’ye türban işbirliği çağrısı yapma’ gibi tribünlere oynayan göstermelik etkinlikleri bırakıp, ANAP farkını ortaya koyarsa daha da etkili olabilir.

Liderlerin form grafiği

Lider Mayıs 2005 % Haziran 2005 %

Erdoğan 41.4 40.1

Ağar 12.2 12.6

Mumcu - 12.5

Bahçeli 14.4 12.2

Baykal 14.7 11.4


Kaynak: TN Piar. Türkiye kır/kent temsili 18 yaş üstü 2019 kişi. Deneklere o lideri genel olarak düşündüklerinde yaptıklarını onaylayıp onaylamadıkları soruluyor. Tablo onaylayanların yüzdesini gösteriyor.

Kristal saygısızlık

‘Hakan ve Utku’
Cuma günü Günaydın’daki köşelerinde yazdılar. 18’inci Kristal Elma Reklam Yarışması’na katılan reklamlar İstiklal Caddesi’nde çöpe atılmış. Gelen geçen de bu örnekleri yağmalamış. Çok üzüldüm. Yarışmaya katılan ajanslara da, yaratıcılara da büyük saygısızlık. Yarışmaya katılan eserler bir teşekkür mektubu eşliğinde sahiplerine geri gönderilmeliydi. Umarım Dernek ve Vakıf üyeleri böyle bir saygısızlığa kim aracılık etmişse onu bulur ve cezalandırır.

Almanya’da mutfağı kim alır?

Lineadecor’
un basın gezisindeyiz. İran, Porto Rico, Azerbaycan, İsrail, Kırgızistan, Kıbrıs, Arnavutluk’ta birer bayi açan Linedecor’da sıra Almanya’ya gelmiş.

Yurt dışı satış ve pazarlama müdürü Buket Nişel’e ‘Almanya bayiniz Timur Bozkuş’u nereden buldunuz?’ diye soruyorum. ‘O bizi buldu’ diye yanıtlıyor Nişel. Ocak ayında Lineadecor olarak Köln’deki mobilya fuarına katılmışlar. Bozkuş orada bulmuş Lineadecor’u.. Sonra araştırılmış. Mağaza açmak istediği Stutgart yakınlarındaki Leinfelden ve Sindelfengen bölgeleri ziyaret edilmiş. Talep tahmin edilmiş. Lineadecor markasını taşıyabileceğine karar verilince anlaşmaya varılmış.

Bozkuş, tasarım mühendisi. 13 yıldır Almanya’da yaşıyor. Çok iyi bir satışçı olduğu her halinden belli. Daha mağazayı açmadan altı mutfak satmış bile. Konuşurken ‘Almanya’da mutfak pazarı Türkiye’den farklı’ diyor. Konuyu açmak için ‘Ne farkı var?’ diye soruyorum. ‘Tüketici farklı’ diyor.

Almanya’da erkek ve kadının mutfakta geçirdikleri süre aynı olduğundan eşler mutfak alımına birlikte karar veriyorlarmış. İnşaatlar mutfaksız teslim edildiği için de Almanlar taşınırken mutfaklarını da söküp götürüyorlarmış. Yeni gittikleri yerde de mutfağa bir ek gerekince dönüp mutfak aldıkları yere ‘Bu parçadan istiyorum’ diyorlarmış. Bu nedenle Alman Tüketiciyi Koruma Kanunu’na göre, bir mutfakçı bir modelden, en az beş yıl talepleri karşılayacak üretimi yapmak zorundaymış..

Buket Nişel’e soruyorum: ‘Türkiye’de de aynı kanun var, ama talep olmaz Almanya’da talep olur. Ne yapacaksınız? Bu şartlarda nasıl Almanya’ya gelme kararı verdiniz?’

Nişel
’in yanıtı ilginç:

‘Ercan Bey gerekirse bütün mutfağı değiştiririm’ dedi, biz de geldik..’

Büyük cesaret değil mi? Linedecor’un Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Ecemiş böyle biri ama... Çok cesur... Dünyaya açılmaya karar veren bir markanın sahibinde olması gereken en önemli özellikten kanında çokca var. Her an hissediyorsunuz bunu. Yerinde duramıyor.

Lineadecor’dan kutuplara mutfak

Lineadecor
Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Ecemiş’e ‘Sırada hangi ülke var?’ diyorum. ‘İzlanda... Reykjavik’ diyor. Oturduğum koltuktan düşecek gibi oluyorum. İster istemez ağzımdan ‘Orayı nereden buldunuz?’ sorusu çıkıyor. ‘İnternetten. Onlar bizi buldu...’

Daha önce Danimarka’da bir firmanın mutfaklarını satan İzlandalı Ingvy Ingvason ve Egill Ingvason kardeşler Internet’ten pazarlayacakları bir mutfak markası ararken Lineadecor’u buluyorlar. Yazışıyorlar. Sonra Türkiye’ye geliyorlar. Gelecek hafta da Lineadecor ekibi İzlanda’ya yolculuğa hazırlanıyor. Yeni mağazayı açmak üzere. Gördüğünüz gibi Lineadecor kutup mutup dinlemiyor. Dünya markası olmaya karar vermiş. Sınır tanımıyor.

Türkiye olarak refaha ulaşmak istiyorsak ihtiyacımız olan iki şey var. Dışarıya markalı mal satmak ve yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmek. İkisini de yapabiliriz. Yeter ki hükümetin aklını ‘türban’ tartışmalarından alıp, bu iki stratejik konuya yöneltelim. Türkiye’yi doğru tanıtalım. İş adamlarımızın, markalarımızın, insanlarımızın sorunlarını çözelim. Cesur ve iş bilen insanlar yetiştirelim. Lineadecor örneği herkese örnek olmalı. Küresel dünyada her ülkeye, her şeyi pazarlamak mümkün. Çin tehlikesi, Hindistan dalgası fasa fiso. Sizin yeter ki satacak bir ‘değeriniz’ olsun, dünya sizi arıyor ve buluyor.

Mizah her zaman satıyor

Sakızcıların ‘trendy’ ürünleri beni öldürüyor. Vivident’in yaz için önerdiği sakıza bakar mısınız: Vivident Ice... Siz ’Alt tarafı sakız’ deyin geçin... Dünya sakız üzerine dönüyor haberiniz yok. Babanızdan bir sakız fabrikası kalsa böyle sürünür müydünüz?

Vivident Ice’ın televizyon reklamına diyecek yok. Verilmek istenen mesaj belli:

‘Vivident Ice çiğnediğinizde serinlik verir.

Adam klimanın kapağını açıyor. İçerde bir genç oturuyor. Biz ‘Ne oluyoruz?’ derken adam gencin ağzına Vivident Ice koyuyor. Genç başlıyor üflemeye.

Slogan: ‘Buz serinliğini keşfet..’. İnce komik... Zeki... Mizah da satıyor. Ama satıcı mesajla iyi birleştirilirse, çok daha iyi satıyor. Aynı Vivident Ice örneğinde olduğu gibi.

Yaz okumaları

Tatilde ‘romanı momanı bırak, kendini geliştirmeye bak!’ diyenler için dumanı üstünde iki kitap..

İlki MedyaCat’ten..Aşkla Yaratılan Markalar..Neill Duffy ve Jo Hooper yazdıkları kitapta güçlü markalar yaratmak için duyguları ateşlemek gerektiğini söylüyorlar..Tabii duyguları ateşlemenin yollarını da gösteriyorlar..

İkinci kitap Rota’dan..Ödülü İçinde..Mor İnek kitabını yazıp mor inek sınıfına atlayan Seth Godin bu kez bizi pazarlama yeni fikir yaratmanın gücüyle tanıştırıyor. Godin dikkat çekmek için nasıl yeni fikirler yaratılacağı konusunda reçeteler sunuyor..

Kitap önerilerim devam edecek.

Çekirgelik

Günün birinde dikkat çekici bir şey yaratmak kendinize karşı borcunuzdur

(S. Godin)
Yazarın Tüm Yazıları