Kötü niyetli olmak sektörü kurtarmaz

Geçtiğimiz perşembe akşamı bir iş yemeği sırasında, Hürriyet ekonomi editörlerinden Sadi Özdemir aradı. "19 Aralık’ta yaptığınız otomotiv zirvesine sadece ithalatçıları mı çağırdınız" diye sorunca şaşırdım.

Sadi, "Ya Emre sorma, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) geleneksel yılbaşı buluşmasındayım. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi ve Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği (UTAYSİB) Başkanvekili Burak Arkan, 2’de bir yanıma gelip, "Artık Hürriyet okumayacağım, otomotiv zirvesi düzenliyorsunuz sadece ithalatçıları çağırıyorsunuz" diye serzenişte bulunuyor" açıklamasını yaptı. Sadi aynı zamanda EGD Başkan Yardımcısı olduğu için o gece oldukça yoğun ve çevresi kalabalıkmış. Dolayısıyla bu kişinin şikayetlerine çevresindeki diğer sektör temsilcileri de yakıdan şahit olmuş. Yani amaç Hürriyet’i kötülemek. Sadi’ye cevabım çok netti: "Bu arkadaş belli ki gazetede çıkan haberi okumamış. Çünkü yazıyı okusa hem kimlerin katıldığını listeden görür, hem de konuşanların ithalatcı mı yoksa üretici mi olduğunu anlardı. TAYSAD Başkanı, Honda, Renault ve Toyota’nın üst düzey yetkilileri açıklamalar yapmış, Fiat, Ford ve Hyundai yetkilileri de toplantıya katılmıştı. Hürriyet gazetesi Sayın Arkan gibi üretici ve ithalatçı ayrımı yapmaz. Sektörü bir bütün olarak görür."

Bir 10 dakika sonra Sadi tekrar arayıp söylediklerimi ilettiğini ama bunun üzerine Arkan’dan, "Ya o kişiler de üretici markaların ithalatıyla ilgilenen kişiler" şeklinde tepki aldığını söyledi. İnanılır gibi değil. Biz farkında olmadan meğerse zirveye üreticilerin ithalatçılarını çağırmışız.

Otomotiv sektörünün durumu işte Burak Arkan’ın söylediklerinde saklı. Arkan gibiler sanki yerli üreticiyle ithalatçı arasında büyük bir savaş varmış izlenimi yaratıyor. Olacak şey değil. Bugün Türkiye’nin en büyük otomotiv üreticileri aynı zamanda Türkiye’nin en büyük otomotiv ithalatcıları. Kaldı ki, kriz nedeniyle dünyada talep düştüğü için Türkiye’nin de ihracatı otomatik olarak düşüyor. Çözüm, hiç olmazsa iç pazarı büyüterek, üretimin durmaması, daha fazla işçinin çıkartılmaması. İç pazarın büyütmek için de hükümetten destek bekleniyor. Yapılacak destek iç pazarı büyüttüğünde ithalat da buna bağlı olarak artacak ama üretim de büyüyen pazarın ihtiyaçlarını karşılayarak ayakta durabilecek.

Böyle zor dönemlerde artık bu tarz zihniyetleri bırakıp, biran önce çözüm üretilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, sektörü 2009 yılında çok daha zor günler bekliyor.

Bütçeyi bozmayan tedbir gerekiyor

Son dönemde her ortamda otomotiv temsilcileri ve bizler sektörün acil olarak hükümet tarafından desteklenmesi gerektiğini dile getiriyoruz. Ama ortada farklı gruplar olduğu için de tek bir öneri veya çözüm ne yazık ki çıkamıyor. Geçtiğimiz hafta Ankara’da Doğuş Otomotiv’in finans kökenli Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar’la konuşurken de bu konu açıldı. Acar çok net olarak, "Bizim sektörün sorunlarını çözmek için devletten bir talebimiz yok. Zaten IMF ile anlaşmaya oturan bir ülke bütçe açığını artıracak tedbirlere evet diyemez. Kimse böyle bir beklentiye girmesin" dedi.

Acar’ın söyledikleri ekonominin lokomotifi olan bir sektörün neden destekmenmediğini çok net ortaya koyuyor. Sonuçta, bütçe artırıcı desteklerin yerine başka tedbirler bulunmalı. Acar otomotivin önünü açacak bu tedbirleri şöyle sıralıyor: "Türkiye’de 20 yaş üzeri 6 milyon aracın değişmesi için Hurda Teşvik Yasası çıkabilir. Bu önemli bir rahatlama yaratıp iç pazarı büyütür. Diğer taraftan komşu ülkelere ikinci el ihracatına imkan verecek KDV-ÖTV iadesi düzenlenebilir. Bir de yıllık ödenen Motorlu Taşıtlar Vergisi yeni araçlar lehine düzenlenebilir. Yani eski araçların MTV’si yüksek olup, yeni alınan araçlarda bu düşük tutulabilir. Böylece yeni otomobil satışları artar."

Aclan Acar’ın bu söylediklerinden yola çıkarak, 2009 yılında sektöre rahat nefes aldırıp, bütçe dengelerini bozmayacak tedbir önerileriyle hükümetin karşısına çıkılmalı.


2009’da otomobil satılmasa bile firmalar daha kárlı olacak

Kriz otomotiv sektörünü yılın son 3 ayında adeta çarptı. Aralık ayının bu son gününde sektörün elindeki stok miktarının 100 bin adedin üzerinde olduğu söyleniyor. Bu stoklar firmalar için çok ciddi maliyetleri beraberinde getirdiği için resmen zararına satışlar yapılıyor, hiç olmayacak kampanyalar düzenleniyor. Sektör temsilcileriyle konuşurken konu stoklardan açılınca hemen şunları söylüyorlar: "2009 yılında hiç araç satmasak bile bu kadar sıkıntı çekmeyiz. Çünkü stokları eritmek için büyük zararları göze alarak satış yapmaya çalışıyoruz. Stoklar bittiğinde rahatlayacağız. Pazarın ihtiyacına göre araç alacağız ve hiç araç satılması bile cebimizden ekstra para çıkmayacağı için zarar etmeyeceğiz."

Otomobil almak isteyenler İKİNCİ EL şoku yaşıyor

Krize bağlı olarak satışlar hızla düşünce, otomotiv firmaları hemen kampanya silahlarını çekerek, önemli ölçüde indirimler yapmaya, ucuz kredi vermeye başladı. Ama bu günlerde tüketiciler açısından en büyük problem ikinci el araçlarında yaşadıkları kayıplar. Son günlerde bu konuda bir çok şikayet alıyorum. Tüketiciler, yeni araç almak istiyorlar ama ikinci el araçlarına verilen fiyatlar o kadar düşük ki, vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Bir okuyucum, satıcının 25 bin YTL verdiği 4 yaşındaki aracını verip yenisini almak için bayiye gittiğinde, 13 bin YTL’lik teklif karşısında şok yaşadığını söylüyor. 12 bin YTL’lik fark karşısında almak istediği 70 bin YTL’lik araçtan otomatik olarak vazgeçmiş. Şimdi bu durumda, firmaların hiç suçu yok mu. Bence var, markasının ikinci el değerini bu derece düşüren bir şirketten hiç bir tüketici araç almak istemez. Tamam ortada kriz var, sıfır otomobil fiyatları çok düştü ama otomotiv firmalarının çuvaldızı biraz da kendilerine batırması gerekiyor. Bu zihniyetle inanın hiç otomobil satamazsınız.

Amerikayı istila edecek MİNİKLER

Nerdennnnn nereye... Otomotivin anavatanı olan Amerika’da bundan çok değil 1-2 yıl önce ’Bir gün gelecek devasa 4x4’lerin ve pick-up’ların yerini minik otomobiller alacak’ diyen biri çıksa herkes gülerdi herhalde. Ama önce petrol fiyatları, sonra finansal kriz vurunca, Amerikalılar kendilerinin bile inanmadığı bir değişim yaşamak zorunda kaldı. 2009 yılından itibaren dünyada büyük beğeni toplayan küçük otomobiller artık sırayla Amerika yollarındaki yerini alacak. Artık dünyadaki herkes gibi Amerikalılarda krizden kurtulmanın yolunun küçülmekten geçtiğinin farkındalar. İşte Amerikalılarla buluşmayı bekleyen Avrupalı, Koreli ve Çinli minikler.

Audi A1: Paris fuarında konsept modeli tanıtılan en küçük Audi’nin Amerika’da da satılacağı belirtiliyor.

BMW Proje i: İsmi henüz belli olmayan araç, BMW’nin düşük emisyonlu şehir otomobili olacak.

BYD: Çinli BYD şirketi milyarder Warren Buffett’in finansal desteğiyle Amerika’da 2010 yılından itibaren küçük otomobil satmak istiyor.

Fiat 500: Fiat yeni 500 modelini Amerika’da satmayı planlıyor. Ama önce modeli uyumlu hale getirip, Amerika’da üretmenin yollarını arıyor.

Ford Ka: Ford, yeni Ka modelini 2009 yılı ilk yarısında Avrupa’dan ithal edecek.

Hyundai’s i10: Hyundai, Hindistan’da ürettiği küçük modeli i10’u Amerika’ya taşımaya hazırlanıyor.

Mercedes B Sınıfı: Mercedes B serisi, 2011 yılından itibaren Amerika’da satılacak.

Opel Corsa: Bu yıl Opel Astra’yı Amerika’da Saturn markası altında satmaya başlayan GM, Corsa modelini de Saturn markası altında satacak. Ancak Amerika güvenlik regülasyonları yüzünden piyasaya çıkması 2013 yılını bulacak.

Toyota iQ: Toyota’nın da Avrupa’da Ocak ayında satışa sunulacak küçük iQ modelini Amerika’da da satabileceği konuşuluyor.

Volkswagen Polo: Amerika’da bazı eyaletlerde satılan Polo’nun daha başarılı olması için üretimininde yapılması planlanıyor.
Yazarın Tüm Yazıları