Kadın büyükse, sıkıntı var!

Erkeklerin, kadınlardan geç gelişmesi, bir şehir efsanesi midir, değil midir bilmem ama kadınlar arasındaki bir numaralı muhabbetlerden biridir. Ergenlik yılları için konuşacak olursak, doğrudur da, 17-18 yaşındaki halinizi bir hatırlayın.

Haberin Devamı

Siz “yetişkin” görünümüne erişmişken sınıfın erkeklerinin sakalları yeni çıkar olurdu.
Tabii 16 yaşında sakalları çıkmaya başlamış Fred Çakmaktaş’lar vardı ama “Bebek poposu cildi ve kafasının arkasındaki girdapla ön sırada oturan çocuk” herhalde size daha tanıdık gelecektir. Bir de bebek poposu cildi, kafasındaki girdabı ve leylek boyuyla arka sıraları süsleyenler vardı tabii. Geçen sene sizin yarınız kadarken bir sene içinde Yeşil Dev Hulk hızıyla büyümüş bir sürü adam görünümünde çocuk...
İki-üç yaş büyükler kızların duygu dünyalarına hitap etme becerisine sahiplerdi tabii, bizim bebe suratlar top peşinde koştururken öbürleri “jest” filan yapabiliyorlardı.
Hal böyle olunca, kızlar, okuldaki yaşıtlarından ziyade, yaşça biraz daha büyük erkeklerden hoşlanırlardı.
Ergenlik yıllarındaki “Erkekler daha geç olgunlaşıyor” iddiasını, ilerleyen yıllarda, 20’li ve 30’lu yaşlara da adapte ettik.
20’lerde iken yaşıtlarımızın aklı bir karış havada idi ve henüz hayatlarını kuramamışlardı, o yüzden “büyük erkek” lazımdı. 30’lara gelindiğinde ise yaşıtlarımızı “çok kafası karışık” bulduk, ne istediklerini bilmiyorlardı.
Onlar yerine görmüş, geçirmiş, en az 8-10 yaş büyük bir erkek arkadaş ya da koca daha uygundu.
İşin, cinsiyetçi anlayışla şekillenen toplumsal tarafları vardı.
“Eş” olacak kadın,  “erkeğin himayesi altında olması ve kalması gereken bir tür, muhtaç bir yaşam formu” olarak değerlendirdiği için erkeğin her zaman daha olgun, daha “büyük” olması gerekti.
Ha, kimi kadınlar da muhtaç olmayı tercih etti, o ayrı. Zaten kadının daha genç olması, gençlik saplantılı dünyada herkesin işine geldi.
20’lik bir kadın, 40’lık bir adamla evlendi diyelim. Adam 70’ine geldiği zaman kadın hâlâ ona göre genç olacak. Burada kadın, kendini hep genç hissedeceği için stres olmuyor. Ama erkek-kadın arasındaki yaş farkı azsa, kadınlar geleceğe yönelik panik yaşıyor.
İleride, 50’lik erkeğin yaşıt karısı olmaktan endişe duyuyor. Onun yerine gelecekte 80 yaşındaki bir adamın 50 yaşındaki karısı olmak, kulağına daha rahatlatıcı geliyor.

Haberin Devamı

Aynı kafanın ürünü

Haberin Devamı

Enteresandır, eş dost, ilişkide kadın 5 yaş büyükse olaya hayret ederken erkek 20 yaş büyük olduğunda benzer şaşkınlığı bu durumda göstermiyor.
Hal böyle olunca, birlikte orta yaşlara kadar erişebilmiş birçok çiftte kadın taraf, kocasının daha genç bir kadın isteyeceğinin paranoyasını yaşıyor... Kendini çaresiz hissediyor...
Peki hakikaten erkekler geç mi olgunlaşıyor?
Erkek kadından yaşça büyük olması şahane bir olay mıdır? Mithatcan Özer ve Nurgül Yeşilçay’a bakıp kadın tarafının yaşça büyük olmasına şaşırmaya devam etmeli midir?
Bence etmemelidir, çünkü bu tür bir yaklaşım kadınlığın aşağılanmasına “evet” demektir. Farkında mısınız, dekolte-tecavüz alakası kuran, su testisi su yolunda kırılır yorumunu yapan, ilişkide kadının büyük olmasını “olaylaştıran” hep aynı cinsiyetçi kafa. Erkek egemen dünyanın belli kalıpları var ve kadın onlara uymadığı zaman “kötü” oluyor. Mesela kurallara uygun yaşamazsa için mezhebi geniş oluyor. Defne Joy Foster olayındaki gibi.
Sonra, yeterince genç olmadığı için “kullanım dışı” oluyor. Bu cinsiyetçi anlayışa göre, Nurgün Yeşilçay, 35 yaşında ve çocuğu olduğu için “kullanım dışı”dır ve kendinden 5 yaş küçük bir yakışıklıyla ilişki yaşaması berbat, kabul edilemez bir olaydır. Konuyla ilgili okuduğumuz tüm yorumlar, her zaman fark etmesek de özünde bu kadar net bir cinsiyetçi ifade içermektedir.
Yaş konusu vesilesiyle kadını eşyalaştırma ve hayatın her alanında onu tek organı üzerinden okuma halimiz bitmedikçe bir adım yol yürüyemeyeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları