Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

İzmirlileri bazen anlamıyorum

Çeşme bir çeşit minyatür cennet.

Haberin Devamı

Bu kadar güzel, über lüks ve bakımlı evi başka yerde görmedim.
Yazlık ötesi evler.
Belli ki su problemi de yok; kocaman bahçeler yemmmyeşil.
Benim için bir yazlık olarak fazla serin ve rüzgarlı bir yer Çeşme. Bir de denize girmek için o beach senin, bu beach benim gitmek zorunda olunmasını yadırgıyorum; ama bu benim sorunum, birçok kişi tam da bunu seviyor.
Neyse.
İzmir-Çeşme otobanı kadar rahat bir otoban da yok. Trafik desen, o da yok.
Altyapı iyi gibi.
Hastane, okul, bakkal çakkal da tamam. Havası mis.
Peki neden İzmirli bu güzelim evleri eylülde kapatıp apartman dairelerine dönüyor hiç anlamış değilim.
O güzelim evler sadece 2 aylık.
Oysa bazıları yaz boyunca çocuklarını anneannelerine bırakıp, her gün işe gel git yapıyor. E madem yazın yapılıyor bu gel-git, kışın niye yapılamıyor?
Dahası Urla’da kışlığı, Çeşme’de yazlığı olanı var. Arası 20 dakika değil.
Ayol bu mesafede İstanbullu o evlerden çıkmazdı. İstanbullu o mesafeyi her gün bakkala giderken yapıyor zaten!
Bir de şu var, evlerin birçoğu hiç açılmamış. Satılık değiller, kiralık da değiller. Öyle duruyorlar.
#Duranev onlar.
Aynı şeyi Bodrum ve civarında da görüyorum. Hiç kullanılmayan evler diyarı sahillerimiz.
Hani sanırsınız bütün yazlıklar satıldı da ev kalmadı, millet kuyruğa girdi sıra bekliyor, haydeee ha bire yenisi yapılıyor.
Bir durun ya bir durun, iki dakika nefes alın ya...
Hem madem bu evleri yapacak imkan var, o zaman insan genç yaşında gidip şehir dışında o bahçeli evinde oturup, yaşı ilerledikçe şehre dönmez mi?
Yıllardır İzmir’in bu 2 aylık Çeşme durumunu düşünür, dert eder dururum.
Hey Allah’ım bana ne oluyorsa!
Otur kızım sıfır!
Sen Ankaralısın nasıl olsa!
Yonca
“Aspava”

Haberin Devamı

Zincir alışkanlıklar hastalığı

Bana herkes sanki hep aynı şeyleri yapma bağımlısı olmuş gibi geliyor.
Zincir bağımlılığı oluşmuş insanlarda.
Bilmem ne restoran zinciri var diyelim, hem İstanbul’da, hem Çeşme’de, hem Bodrum’da, hem bilmem nerede, herkes hep o yerlerde yemek yiyor. Dahası gözü arıyor o zinciri. Bazısı menüden de hep aynı şeyi ısmarladığını söylüyor.
Giyim için de aynısı geçerli.
Herkes aynı marka şipidik terlikle geziyor. Renkleri farklı; ama marka aynı. Çocuklardan büyüklere böyle bu.
Peki diyorum sıkılmıyor musunuz yaz kış aynı yerler, aynı şeyler, giden yüzler de aynı...
Yok hiç öyle düşünmemişler. Alışık ve tanıdık olan, konfor ve güven hissi veriyormuş.
Sanki o zincir burada olmazsa, rutin bozulacak da hayat kayacak.
Oysa arada o rutin dışına çıkmak, alışık olmadığın bir şey yapmak, başka bir yerde alakasız bir şey yemek de kafaya iyi gelmez mi?
Beni düşündürdü bu durum.
Her şeyin aynılaşması, herkesin aynı şeyi yapması/düşünmesi bir çeşit zincirleme AVM kafası işte.
Ya da...
Bir çeşit George Orwell’ın 1984 romanını hatırlattı bana...
Kabus gibi.
Yonca
“zincirli”

Meryem Uzerli

Haberin Devamı

Ben Meryem Uzerli’yi en başından beri çok seviyorum, haklı ve gerçek buluyorum. Bazı magazin programlarında hakkında hadsizce atıp tutanları, samimiyeti ve gerçekliği kaldıramayan insanlar olarak gördüm ve hatta bazısını da yaptıkları kötücül yorumlardan dolayı fesat olarak değerlendirdim.
Fiyatını artırmak için numara yaptığını söyleyenleri, tükenmişlik sendromu da neymiş diye alay edenleri hayretle izledim.
Bu yorumları yapanlar aslında kendileri hakkında bir fikir veriyor bazen insana. Kişi kendinden bilir işi olayı.
Bir gün bir insan hakkında böyle düşüneceğime haksız bir saf salak çıkayım daha iyi!
Biz ne ara bu kadar samimiyetsizliğe alışmışız ki samimiyeti yavan bulur olmuşuz bilemedim. Ayşe’nin röportajını 4 gözle bekliyorum. Ama helal olsun Meryem’e. Bütün kararlarına saygım var.
Bütün bu ikiyüzlülük içinde gerçek kalabilmeyi, paraya tokat atabilmeyi ve harbi samimi olabilmeyi başardı ya bize rağmen, hepimize kapak olsun.
Oldu.
Yonca
“Tıpa”

Yazarın Tüm Yazıları