İsmet Solak: Almanya'daki Türkiye

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Leyleği havada gördük. Bu kez Almanya'dayım. Salı gecesi Cumhurbaşkanı ile Saraybosna'dan dönmüştük. Çarşamba sabahı Erol Tuncer ile Düsseldorf'a uçtuk.

Almanya uçaklarındaki yolcu kalitesi çok değişmişti. Poturlu adamlar, İran'daki gibi değişik giyimli kadınlar...

Düsseldorf'a indiğimizde manzara daha da çarpıcıydı. Valizler ve çantaların tümüne yakını iple bağlanmıştı. Kadınların ellerinde bez torbalar, erik kurusu doldurdukları üzüm sepetleri, hatta çuvallar vardı.

Ben dehşete düşerken Almanlar korkmaz mı?

Bizi, Friedrich-Ebert Vakfı'nın temsilcisi Niyazi Şahin karşıladı.

Gözlemlerimi ona da aktardım. Acı acı güldü:

‘‘Bazı örgütler maalesef bizim Türkler'i Arap kültürüyle yoğuruyor ve başka áleme götürüyorlar.’’

Niyazi Şahin öğretmen... Hem mesleğini yürütüyor, hem de Sosyal Demokrat Parti'de önemli mücadeleler veriyor.

SPD'nin Bölge Uluslararası Çalışma Komisyonu Başkanı...

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nde, bir büyük kentte Yabancılar Meclisi'ne seçilmiş ve başkanlığa getirilmiş.

Şahin ile Duisburg'da kısa bir kent turu attık. Şahin okuluna gitti, ben Türkler'in yaşadığı bölgeye geçip uzun uzun sohbet olanağı buldum.

Yakın gelecekte kendilerini bekleyen bir tehlikeyi anlattılar. Belli okullarda ve isteğe bağlı olarak sürdürülen Türkçe, yani anadil eğitimi neredeyse kaldırılıyor.

Yerine iki saatlik zorunlu din dersi konulacakmış. Din dersi de Almanca verilecekmiş. Altında yatan gerçeği anlattılar:

‘‘Böylece anadilini yitiren Türkler, İslam kimliğiyle Almanlaştırılmış olacak. Amaç bu.’’

İkinci kuşak bir Türk genci, ‘‘Küçücük çocuklar takke ve sarıkla derslere giriyor’’ deyince daha da dehşete düştüm.

Çünkü kıyafetler isteğe bağlı. Burada Milli Görüşçüler uygulama yapıyor, Türkiye'ye ihraç edilmek isteniyor.

Din dersi konusunda da yetkili ve yarı kamu niteliğinde bir kuruluş esas alınacakmış:

‘‘Berlin Eyalet Mahkemesi, Milli Görüş'ün yetkili olduğuna karar verdi. Düşünün, gelecekteki tüm eğitimde bu Türkiye aleyhtarı teşkilat tek yetkili olacak.’’

Diyanet İşleri ne yapıyor? Onu da anlattılar:

‘‘Diyanet'in tayin ettiği din görevlileri süreleri bitince Milli Görüş'e katılıp burada kalıyor. Milli Görüşçü olmayanlar da Türk-İslam savunucusu kesiliyor.’’

Yani laik cumhuriyeti savunan yok!

Diyanet İşleri ve Diyanet'ten sorumlu bakanın kulakları çınlasın...

Rıfat Serdaroğlu döneminde oradaki insanlara sahip çıkıldığı, ama kurulan üst kurulun daha sonra çalıştırılmadığı vurgulanıyor.

Düşünün, Berlin'de üst mahkeme verilen kararı onaylarsa bütün ülke için Milli Görüş emsal olacak. Oysa Federal Savcılık, Milli Görüş'ü tıpkı PKK ve DEVSOL gibi gözetim altında tutuyor.

Duisburg Üniversitesi'nde Eyalet Başbakanlığı'na bağlı Siyasal Bilgiler Enstitüsü'nde bir söyleşiye katıldık. Ben düşünce ve basın özgürlüğünü, Erol Tuncer siyasi partilerin başına gelenleri anlattı.

Burada dert çok. Sorunlar kartopu gibi büyüyor.

Dışarıdaki insanlarımıza sahip çıkmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları