Hastane ve Yatalak Nine üzerine bir HATIRLA(!)tma

Hastaneye gitmek zorunda kaldım bir vesile ile.

Haberin Devamı

Hastanede, asansör beklerkene,

 

Tam önümde;

 

İnanılmaz!

Tarif edilemez!

ANCAK ve ancak Yaşanır! denilecek cinsten bir sahne!

 

Biliyorum, ‘iyi sahneler az, kötü sahneler çok’ diyeceksiniz ama, yine de, hep kötüye odaklanmak yerine, iyilere de parmak bassak, olan iyi şeyleri de hatırlatıp takdir için meydana salsak fena mı olur sizce... diye...

 

Hani çocuklarımızı büyütürken bizlere edilen iyi bir tavsiye var; kötü huyu görmezlikten gelin, iyi huyu bolca takdir edin ki iyi huylar alışkanlık yapsın diye...

Haberin Devamı

 

Aynen o mantık işte.

 

Gelelim hastanedeki sahneye:

 

Bir Nine!

 

Ama nasıl yaşlanmış ki bu Nine, ne sesi çıkıyor, ne de eti budu kalmış, belli ki upuzuuuuuuunca zamandır yatalak ve bağımlı o yattığı sedyeye.

 

Korkarım kimsesiz hem de.

 

Ona bakıyorum. Anlamaya çalışıyorum sedye ile Nine’ nin bedeni hangi noktada kesişiyor diye. O kadar zayıflamış ama nasıl da tonton, hala, o halde.

 

Ninemiz işte.

 

Başında erkek bir hasta bakıcı.

 

Yaşı 30 civarı.

 

Genç.

 

Oldukça neşeli tipli ve eminim dışarıda da çapkındır halinden belli.  

 

Nine birşey söylemek istiyor, ama sesi çıkamıyor. Zaten çok kalabalık ve gürültülü hastane. Ne de olsa özel değil burası bir üniversite...

Haberin Devamı

 

Hastabakıcı çocuk, çapkın ve neşeli, eğiliyor Nine’ nin dudaklarına nazikçe.

 

Gülen neşe dolu gözleri ile...

 

Onu dinlemeye, duymaya ve anlamaya çalışıyor, çabalıyor, ‘aman be! ne diyor bu bunak yine!’ demiyor!

 

‘Ninemin derdi nedir acaba?’ diye anlamaya çalışıyor!

 

Ben şaşkın, gözlerimse ağladım ağlayacam derlerken bana, o çapkın, kaldırıyor kafayı, belli anlamış Nineciğin duasını, içten bir surat ifadesiyle basıyor; ‘ Neneciiiiiiim!’ diye çığlığı ‘Duanı aldım sağolasın’ anlamında sımsıcak cevabını!

 

‘Hah! ben esas hemen şimdi ağlamalıyım’ derken tam, yetmiyor!

 

O çapkın, alıyor Nine’ nin kalmamış yanaklarından MAKASI!!!

 

Hay nutkum niye tutuldu da kaldı?

Haberin Devamı

 

Oysa o çocuğun boynuna atlayasım vardı.

 

Ona; ‘İşte ancak burada, Türkiye’ de, her Nine hepimizin Ninesidir! Sağolasın İNSAN evladı! Eli öpülecek Adamsın!’ diyesim vardı.

 

Ona kocaman samimi bir teşekkürüm vardı.

 

AMA boğazım da düğümlendi, tıkandı kaldı.

 

‘Bizim eskiden çok güzel değerlerimiz vardı’ diyenlere,

 

HATIRLAtmak istedim.

 

Ben gördüm.

 

O güzel değerlerimiz,

 

İyi samimi niyetimiz,

 

HALA,

 

Oralarda, aralarda derelerde, inatla barınıyorlardı.

 

Yonca

‘Hüngür-Hüngür’

Yazarın Tüm Yazıları