Günaydını bilmeyen toplumun sabah bülteni bu kadar olur

Çarşamba sabahı Taksim’den Güneşli’ye gazeteye gelmek tam 1.5 saat sürdü. Havaalanı sapağında bir kamyonun yaptığı kaza, Vatan Caddesi girişine kadar tıkamıştı trafiği.

Adım adım gelirken acaba hangi radyo kazadan bahsedecek diye zap yaparken, televizyonda sabah haberlerinin durumunu düşündüm.

Bizde sabah haberleri gece bülteninden kalanlara takla attırmak, bir-iki telefon bağlantısı yapmak, gazete başlıklarını okumaktan ibarettir.

Hazırlayanları da eleştirmemek lazım, çünkü kanal önemsemez sabah haberlerini. Spiker dahil iki-üç kişiden oluşan bir ekip oluşturulup sabah haberleri baştan savılır.

Sabah haberimiz var mı var, dostlar alışverişte görsün hesabı...

Bizdekilerden sonra, Amerikan televizyonlarının sabah haberlerini ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Canlı yayın araçları hazır, sabahın erken saatlerinden itibaren şehrin her yerinden görüntüler, grafik olarak hazırlanmış yol haritası neresi tıkanık neresi açık, nerede kaza var anında gösteriyor.

Trafik merkezinden alınmış görüntüler canlı yayınlanıyor, uzmanlar tercih edilmesi gereken yolları anlatıyor, helikopterler havada uçuyor.

Programın muhabirleri insanlarla beraber metroya-otobüse biniyor, okula giden çocuklara hediyeler veriyor ve bunların hepsi canlı yayınlanıyor.

Tüm kanalların ortak özelliği sabahın ilk saatlerinden itibaren stüdyoda değil, sokakta olması.

O kadar dinamik ve başdöndürücü ki, insanın güne kötü başlayası gelmiyor...

Elbette bütçesi kısıtlı habercilerimizden bu kadarını yapmalarını beklemiyoruz.

Ama hiç değilse biraz sokağı keşfetmenin, sabah programlarına renk katmanın zamanı gelmedi mi?

Tabii madalyonun bir de diğer yüzü var.

Birbirlerine günaydın demeyi, tebessüm etmeyi bilmeyen bir toplumun sabah programı ne kadar renkli olabilir ki?

Geçen gün TV8 muhabiri anlattığım gibi bir tarz deniyordu. Kadıköy iskelesinde vapurdan inenlere canlı yayında mikrofon uzattı.

Bir Allahın kulu da çıkıp tebessüm etsin, günaydın desin be kardeşim!..

Suratlardan düşen bin parça, sanki muhabir mikrofon uzatmıyor da anasına sövüyor.

Bir kişi çıkıp tek kelime etmeyince muhabir ne yapsın, canlı yayında durumu kurtarmak için bomba yorumunu yaptı: ‘Vatandaşlar dün yaşanan tsunami faciasına fazlasıyla üzülmüş gözüküyor’.

Ağzımdaki çayı öyle bir püskürtmüşüm ki, 10 dakika halı temizlemek zorunda kaldım.

Hayır efendim, vatandaşlar tsunamiye falan değil hayata geldiklerine üzülüyorlar!..

Ve galiba biz sabah haberlerine bildiğimiz gibi devam etsek daha iyi olacak.

Yoksa Amerikan tarzı deneyelim derken, afyonu patlamamış abilerden canlı yayında dayak yiyen muhabirler göreceğiz ki hiç hoş görüntüler olmayacak.

Polat’ın yerine Zorro

Ocak ayında reklam geliri düşünce dizilerin zorunlu tatile girdiğini yazmıştım. İşte bu nedenle geçtiğimiz hafta tekrar bölümü yayınlanan Kurtlar Vadisi bu akşam ekranda hiç yok.

İki haftalık ‘izne çıkan’ dizi önümüzdeki hafta yeni bölümüyle ekranda olacak. Bu akşam Polat’ın yerine Antonio Banderas’la idare edeceğiz artık.

(Zorro, Show TV, 20.00)

Kurtlar Vadisi
’nin olmadığı perşembe gecesinde yalnız kalan Size Anne Diyebilir miyim alternatifsiz gözüküyor. Gelinler ve kaynanalar rakiplerine uzak ara fark atacaktır.

(Kanal D, 20.00)
Yazarın Tüm Yazıları