Ferai Tınç: Petrolde şeytan ayrıntıda gizli

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Bakü - Ceyhan bitti gibi. Siz bundan ne anlarsınız? Yıllardır süren çekişme ve tartışmalar sonucu uzlaşmanın sağlandığını ve artık Hazar petrolünü, batı pazarlarına ulaştıracak olan ana boru hattı güzergahının Bakü-Ceyhan olarak kararlaştırıldığını, değil mi?

Geçen hafta konuyla ilgili haberler bu yaklaşımla verildi, böyle bir beklenti uyandırıldı.

Ama ayrıntıya dikkat. Şeytan ayrıntıda gizli.

İmzaya hazırlanan anlaşmalar nihai kararın kendisi değil.

Üzerinde çalışılan dört ayrı anlaşma, bu güzergahı şirketlere cazip kılmak için hükümetlerin üstlenmeye hazır oldukları yükümlülükler konusunda uzlaşmalar.

Bu tabii ki, Azerbaycan ve Türkiye'yle Hazar petrollerinde hak sahibi olan şirketler konsorsiyomu arasında bir siyasi irade beyanı. AGİT'te atılacak imzalar bu hattın stratejik gerekliliği konusunda Türkiye-ABD-Azerbaycan ve Gürcistan'ın ısrar ve kararlılıklarını gösterecek. Şirketler üzerinde güçlü bir siyasi baskı anlamı taşıyacak.

Peki işin aslı ne? Şimdi bu sürecin neresindeyiz.

* * *

YABANCI şirketler konsorsiyomunda önemli paya sahip bir şirketin temsilcisi, geçen hafta yaptığımız görüşmede şöyle diyordu:

‘Biz, Bakü-Ceyhan’ın jeo-stratejik açıdan gerekliliğine inanıyoruz. Eğer bu hattı dolduracak yeterli miktarı bulursanız, Bakü-Ceyhan'ın bir anlamı olur.'

Bu sözlerin tercümesi şuydu: ‘Bizim yeterli petrolümüz yok. Hükümetler bu kadar istiyorlarsa bu işi, onu ekonomik hale getirecek petrolü de bulsunlar, parayı da.’

Ve devam ediyordu:

‘Hala hattan geçecek petrol miktarı ve zaman sorunu aşılamadı. Bakü-Ceyhan konusunda bu kadar baskı yapan hükümetler ya bu sorunları en kısa zamanda çözerler ya da, bu güzergahın ticari açıdan uygun olmadığını kabul ederler.’

Evet anlaşmalar imzaya hazır hale getiriliyor, ancak baru hattı güzergahı kararını alacak olan şirketler Bakü-Ceyhan'ı hala ticari bulmuyorlar. Şimdi yeni bir sıkıntıdan daha söz ediyorlar: ‘Bu çalışmalar altı ay daha uzarsa biz sıkışırız. Çünkü programımıza göre yeni yatırım yapmak ve üretimimizi artırmak zorundayız. Erken petrol boru hatları bu miktarlara yetmeyecek. O nedenle geçici olarak Supsa’yı genişletelim ve onu kullanalım. Bakü-Ceyhan olunca bu hattı kapatırız.'

İşte, ‘Bakü-Ceyhan tamam’ açıklamalarının yapıldığı gün bu kararı verecek bir yabancı petrol yetkilisi gerçek pozisyonlarını böyle açıklıyordu.

* * *

O sıralara Ankara'da bulunan ABD Başkanı Bill Clinton'ın enerji konularındaki özel temsilcisi John Wolf'a Amerikan yönetiminin finans bulma konusunda neler yapma hazırlığında olduğunu sordum.

John Wolf, şirketlerin aksine ülkesinin Bakü-Ceyhan hattını ticari açıdan en uygun güzergah olarak gördüğünü söyledi. Son yapılan çalışmalar sayesinde hattın ticari hale geldiğini vurguladı. Supsa'nın genişletilmesinin mümkün olmadığının altını çizdi.

‘Pragmatizm galip gelecek’ dedi Wolf, ‘Şimdi çerçeve anlaşma paketini hazırlıyoruz. Sonra mühendislik araştırmaları yapılacak, hepsi birlikte pazara çıkacak ve finansman aranacak. ABD, Bakü-Ceyhan’a finansman bulma konusunda elinden geleni yapacak.'

Wolf, Bakü Ceyhan'ı şirketler için cazip hale getiren anlaşmalar tamamlandığında, onların da yani şirketlerin de ana boru hattı güzergahıyla ilgili kararlarını Bakü-Ceyhan olarak vereceklerine inanıyor ve miktar tahahhüdünde bulunacaklarını umuyordu.

* * *

‘Bakü-Ceyhan’da hiç bir şey olmuyor' demek ne kadar yanlışsa, Bakü-Ceyhan tamam demek de o kadar yanlış.

Sadece Hazar petrolünün güzergahını değil, Kafkasya'nın kaderini de etkileyecek bu pazarlıklar daha sürecek. Bu süreçte ayrıntıları hiç gözden kaçırmamak lazım. Çünkü petrolün şeytanı ayrıntısında gizli.



Yazarın Tüm Yazıları