Çatlı ile 6 kez görüşen polis şefi

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Susurluk misali karanlık ilişkilere ışık tutacak veri tabanının saklanacağı Bilgi Bankası kurma gereği bu haftaki Aydınlık Dergisi'nin flaş haberiyle daha iyi anlaşıldı.

12 Eylül 1980 öncesinin en kanlı terör eylemleri arasında sayılan İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin bombalanması olayına Susurluk kahramanlarının karıştığı bilgisi zaten mevcuttu.

16 Mart 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi'nden topluca çıkan sol görüşlü öğrencilere atılan bombayı Abdullah Çatlı'nın Yüzbaşı Mehmet Ali Çeviker'den aldığı mahkeme kayıtlarına geçti.

16 Mart davasının müdahil avukatı Cem Alptekin'in çabası, o günlerde ortaya atılan, ‘‘Bombacılara polis yardım etti’’ iddiasına yeni boyut kazandırdı.

***

Aydınlık Dergisi'nin haberine göre, Reşat Altay isimli polis şefi hakkında mahkemeye suç duyurusu yapıldı. İddiaya göre o tarihte komiser muavini olan Altay bombalı saldırı faillerinin yakalanmasını önledi.

Reşat Altay yıllar sonra İstanbul Terörle Mücadele birimine müdür oldu, halen Niğde Emniyet Müdürlüğü koltuğunda oturuyor.

Mahkeme Reşat Altay hakkındaki iddia üzerine İstanbul DGM'den bilgi istedi. Aydınlık Dergisi'ne göre gelen yanıtta sürpriz bir bilgi vardı:

Reşat Altay, Ömer Lütfü Topal cinayetinden 15-20 gün önce Nevzat Amasyalı ve Ali Alptekin adına kayıtlı cep telefonları ile 6 kez görüşmüştü.

Kimdi bu Ali Alptekin ve Nevzat Amasyalı?

DGM tespitlerine göre Ali Alptekin, Abdullah Çatlı'nın ortak olduğu Baysa şirketinde işçi... Abdullah Çatlı kullandığı cep telefonlarından birisini bu isim üstüne kayıt ettirdi.

Nevzat Amasyalı ise DGM ifadesinde, Abdullah Çatlı'yı gerçek ismiyle 1980 öncesinden itibaren tanıdığını anlattı. 1996 başında Ataköy'de yemek yerken karşılaştıklarında Çatlı'nın cep telefonunu alarak bir görüşme yaptığını, daha sonra ‘‘Bu bende kalsın’’ diyerek telefonu geri vermediğini söyledi.

Yani Reşat Altay'ın görüştüğü her iki cep telefonu da DGM'ye göre Abdullah Çatlı tarafından kullanılıyordu..

Bu durumda İstanbul Terörle Mücadele müdürünün, 16 Mart katliamına karışan, Bahçelievler katliamı sanıklarından Abdullah Çatlı ile 6 kez telefon görüşmesi yaptığını düşünmek zorundayız...

Acaba ne görüştüler?

Yoksa Reşat Altay da, Hüseyin Kocadağ gibi Abdullah Çatlı'yı sadece Mehmet Özbay adıyla mı tanıdığını söyleyecek?

***

Geçmişini bilmeyen geleceğine sahip çıkamaz.

Kısa hafızalı toplumların ömrü uzun olmaz.

O yüzden siz siz olun, sakın unutmayın...

Yazarın Tüm Yazıları