Amerika’dan Erdoğan soruları

“- Tayyip Erdoğan bu otoriter tavrıyla ne yapmak istiyor?

Haberin Devamı

- Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı’na yeniden aday olur mu?
- Kazanılmış bir ihaleyi iptal etmek serbest piyasa ekonomisi ile bağdaşıyor mu?
(Koç Grubu’nun iptal edilen gemi ihalesi kastediliyor).
- İhalelerde ölçü ne?
- Büyüyen cari açık ekonomi için her geçen gün daha büyük bir tehdit oluşturuyor, hükümet bu açığı kapatmak için hangi önlemi alıyor?
- Yargı ne kadar bağımsız çalışabiliyor, hükümet yargıya nasıl baskı yapıyor?
- Medya üzerindeki hükümet baskısının boyutları nereye kadar uzanıyor?”.
Bunlar Obama yönetiminin Türkiye’de olup bitenleri yakından izleyenlere yönelttikleri sorular.

MEDYA UYANDIRDI

Obama yönetiminin AKP iktidarına bakışında kritik viraj Erdoğan’ın medyaya otoriter baskısı.
O baskının medyanın her alanında ve her anlamda yoğun ve yaygın bir hal alması Amerikan yönetiminin Erdoğan’a sırtını dönmesinde büyük rol oynuyor. Patronlara, gazetecilere, yazılara, haberlere, hatta sorulan sorulara ve kılık kıyafete müdahalesi Washington’da bardağı taşırıyor.
Türkiye’yi İslam dünyasında rol modeli olarak gören ve bunu Ortadoğu’ya her fırsatta öneren Amerika Erdoğan’a artık eskisi gibi güvenmiyor. Sorulardan belli, her soru aynı zamanda eleştiri içeriyor.
Amerika ile canım cicim ayları geride kalıyor.

İKİ BAKAN

Bunun yanı sıra, Amerika’nın ciddiye almadığı iki bakan var. AB ile Kavga Bakanı Egemen Bağış ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. İki bakana da dış dünya artık mesafeli. Avrupa Birliği ülkelerinde hava farklı değil.
Amerika espri yapıyor. “Türkiye’de cari açık büyüdükçe, demokrasi ve özgürlük açığı da büyüyor”.
Son Washington gezisinde Obama ile görüştükten sonra, Erdoğan’a “Diktatörün Günlüğü” başlıklı kitabı armağan etmeleri her şeyi anlatıyor. Daha iyi mesaj olamaz.

Haberin Devamı

Amerika’dan CHP soruları

“- CHP’nin ekonomik politikası nedir? CHP cari açığı nasıl kapatır?
- CHP Türkiye ile İsrail arasındaki uyumsuzluğu gidermek için ne düşünüyor?
- Suriye politikasında CHP nasıl aktif tavır alabilir?”
Ana muhalefeti de test ediyor Washington yönetimi.
Başka sorular da var. İlgi çeken gözlemleri şu:
“Gezi ile birlikte yükselen bir muhalefet var. İstanbul’da AKP ile CHP arasındaki fark azalıyor. CHP bu farkı nasıl kapatabilir, İstanbul’da belediye seçimini nasıl kazanabilir?”
Amerika’nın Türkiye’ye ilgisi her zaman var. Son zamanlarda bu ilgi epey artmış durumda.

Haberin Devamı

HDP ‘Türkiye’nin partisi’ olacakmış

LEYLA Zana, Ahmet Türk ve Orhan Doğan öncülüğünde 2005’te kurulan Demokratik Toplum Partisi (DTP) yola çıkarken geçmişten ders aldığını söylüyor:
“Biz sadece Kürtlerin değil, bütün Türkiye’nin partisi olacağız”.
Dört yıl dayanıyor DTP, 2009’da Kürtçülük gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılıyor. Kürtlerin ve Kürt politikasının partisi olarak kalıyor. Yerine kurulan bugünkü BDP daha farklı değil.
BDP’den istifa eden üç milletvekili bu kez Halkın Demokratik Partisi (HDP) üzerinden “Türkiye’nin partisi olmayı amaçladıklarını” söylüyor. Kim bilir, kaçıncı deneme. Ayrıca, Batı bölgelerinde BDP’den ayrı olarak HDP ile seçime gireceklerini açıklıyor. Doğuda seçime yine BDP giriyor.
Batıda HDP, Doğu’da BDP, nasıl bir mantık, anlamak güç. Aslında BDP içinde görüş ayrılıkları su yüzüne çıkıyor.
Öte yandan tarih ortada, HDP nasıl Türkiye’nin partisi olacak? Keşke olsa... Ne var ki,
geçmiş bu tezi yalanlıyor.

Yazarın Tüm Yazıları